bugün

Esiyor altındağda bir türklük yeli
Kalmasın yurdumda tek Suriyeli.
bu bayraklar ki dalgalanmalıdır yurdun temeli.
kalmasın yurdumda tek suriyeli.
ebedi yurdumun üstünde türklük inlemeli.
Sıkılıyorum sözlük, bunalıyorum.
son bir kere kıvrılayım yanına, sabahına alsınlar canımı. artık çekemiyorum bu bedeni.
30 yaşımı geçtim biraz ama öyle kırılgan bir ruhum var ki en ufak haksızlıkta yerle bir oluyorum. Zalimlerin olduğu dünya edebiyatı yapmak istemem ama gerçekten de ince insanlara göre değil bu dünya. Yıllar önce avuçlarımda vefat eden bir kedicik için zaman zaman göz yaşı döküyorum. Bu duygusallıkla hayatta kalmam imkansız.
insanlar katlanılır gibi değil.
hayatımdaki herkese "hepinizin ta amına koyayım" diyesim var. teker teker, istisnasız.

ulan hepsinin her sıkıntısında yardımcı olmaya çalışıyorum, yeri geliyor işi gücü bırakıp derdini dinliyorum, bir gün canımız sıkkın oluyor o gün yanımızda olacak kimseyi bulamıyorum.

harbiden insanoğlu nankör amına koyayım. kimse verdiğin değerin zerresini hak etmiyor aslında.
söylemek değil de yüz kere bin kere alt alta yazmak istediğim birkaç kelime var. içim anlasın bana tekrar sormasın diye. kimseye değil kendime yani.
eleştiriyi sevmiyoruz; eleştirilmekten, hoşumuza gitmeyen sözler duymaktan hoşlanmıyoruz. istiyoruz ki herkes bizim her şeyimizi beğensin, insanlar sürekli bizi övsün. Hiç eleştirilmediğimiz, hoşumuza gitmeyen hiçbir şeyi duymadığımız sahte bir dünyada yaşayalım istiyoruz.

eleştiri, bize tutulan aynadır. dışarıdan nasıl görünüyoruz, onu söyler. bize yanlışlarımızı düzeltme fırsatı verir. her eleştiri sahibini, kusurlarımızı yanlışlarımızı söyleyen herkesi ötekileştirmek, istenmeyen ilan etmek, bizi daha korunaklı ve doğru yapmaz, hayatımızı da güzelleştirmez. en yıkıcı yalnızlık, çevremizde yanlışımızı söyleyecek kimsenin kalmamasıdır.
Sözlüğe çoktandır girmiyordum. Girdiğimde ilk işim hala sevmediğim birkaç kişiyi eksileyip çıkmak oluyor swh.
söylemek istediğimiz çok şey vardır ama artık söyleyebileceğimizi zannetmiyorum. ekşi sözlüğün son durumundan sonra.
ekşi sözlükten başlık çalmayın amq.
Yaşadıklarım şimdi ki beni ben yapan şeyler ve pişman değilim. onları yaşamasaydım şuan olduğum kişi olamazdım.
Nasıl müslümanlar var ya…
En son peygambere, peygamber dediğim için saygızızlık yapmış olmuşum. Efendimizi ekleyecekmişim.
Ne yaşıyorsunuz?
komik insanlara bayılıyorum ya hele komik kadınlara çok fena düşüyorum. Bugün yine çok neşeli bir kadınla tanıştım kadın bir söylüyor beş gülüyor ortada ne var ben hiç anlamdım sadece gülüyorum çok iyi.
Gerçeği bilmek ve anlamak istemeyen insan için, en kolay iki şey, karalama ve yüceltmedir.
Sonucunda da kendini tatmin ortaya çıkar.
allahım sen büyüksün yarabbim sen en büyüksün. oh beeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee.
16 ağustos yaklaştıkça kalp atışlarım hızlanıyor. bugün o kadar zor bi gündü ki. kafam benden bağımsız hareket ediyordu sanki. çok sevdiğim bir dostuma bu sıkıntılı hali anlattım ve benim gibi anonim ortamlar dışında derdini nasılsa geçer diyerek anlatmayan ama herkesi derin bir dikkatle dinleyen birinin anlattıkça beliren, daha da keskinleşen detaylarını fark ettim. otuzlu yaşlarımda olsaydım belki daha rahat kalkışırdım şu sıralar planladığım işlere. henüz yirmilerde olmak; "acaba beni ciddiye alırlar mı?" korkusunu çok sivriltiyor. daha önce yaşım nedeniyle ciddiye alınmadığım ama sonra takdir edildiğim oldu. beni çok incitti bu hal. maalesef kritik eşiği aştığım andan itibaren şefkat duygusu hissedemiyorum muhataplarıma karşı. bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum ve bam. yeteneklerinin farkında olan biriyimdir. buna rağmen endişeleniyorum. her şeyin güzel olacağının farkındayım. bildiğim tek şey bu. tam olarak istediğim gibi ilerlemezdi süreç yoksa. bir engel çıkardı. bütün pürüzler yok edilecek. hatır yok. ya mutlak iktidar ya hezimet.
Sabahları katil olma olasılığım çok yüksek. zaten sabırsız ve sinirli bir insanım. sabah her şey bana iki katı sinir yapıyor, etrafta karınca yürüse bana dağdan kayalar yuvarlanıyor gibi geliyor. Delireceğim, keşke sabahları hiç yaşamasam.
Nadir eve iş taşıyanlardanım. iki gündür ha şimdi ha sonra diyerek bu saate öteledim. Evraklarla birlikte uyudum uyuyacağım. Aslında uykum da yok ama iş olunca ve yapmak istemeyince sabah gidenler geliverir.
Başını göğsüme koyduğunda, kalbim tüm ülkelerin başkenti oluyor.
Anandan babandan başka dürüst arama bide kendinden.
Bu çağın en orjinal kelimelerinden biri de, 'Ayakta kalmak!' olsa gerek. insandan, insanlıktan, sevgi, saygı, adalet, merhamet, hoşgörü, özveri gibi insanlığa ait değerlerden giden onca şeye rağmen geride sağlam kalabilmek, insanca ayakta kalabilmek te, elbette, marifettir.
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer...
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü ben'im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
Hiçbir aşk aldığından fazlasını vermedi..