bugün

Hüznün farklı saatleri
Yarım yamalak bazı şeyler için nasıl da çaba gösteriyor insan.
Olmuyor bazen,istese de uğraşsa da olmuyor ne yaparsa yapsın.
Bazı şeyler haketmeden hep bazı şeylerin önüne geçiyor.
Bazen çok özleyebilirsiniz ama,bir şeyi özlediğiniz halde ulaşamayacak olmanızı bilmeniz insanı fazlasıyla yoruyor.
Hatalar birikse de önüne geçemiyorsunuz artık haketseniz bile bazı şeyleri.
Kafa kurcalayan ilişkilerde gerçekten bazı şeylere zorunlu kalmak bir şeyin değerini çok kaybettiriyor.
Kendime bugünlerde şunu söylüyorum.
Ulan hadi olmadı da,sana anlatılan şeylerin hiç mi değeri olmadı?
Yada yaşanılan şeyler sıra belirlemede sana hiç mi yardımcı olmadı.
Olmamış demek ki.
Dediğim gibi ne yaparsanız yapın bazı şeylerin önüne geçemiyorsunuz.
Bu çok saçma.
Ya sevgi verildiği zaman illa ki kalbinin kanlar içinde sökülüp verilmesi mi gerekiyor?
insan sevmeyi bırakmaz kolay kolay ama,vazgeçmeye zorunlu bırakmak bir insanin bir insana yapabileceği en kötü şey.
Neden gideceksen gelirsin ki?
Neden aynı şeyleri tekrarlayacaksan bir insanin sana karşı olan ümitlerini defalarca yıkmayı göze alabilirsin ki?
Anlamıyorum,cidden.
Hiç bir insan bir sebep olmadan tabii ki bunları yapmaz.
Çoğu şey tahmin ettiğim üzere akışına kavuşuyor genelde benim.
Yapmaz olmazlara kendinizi inandırmayınö
Yapar da,olur da herşey.
Yeter ki fırsat verin,sevip değer vermek bile bir fırsat vermektir.
Neyse ne gelin de bunu gönlünüze anlatın.
insan hep en çok sevdiğine inanmak ister.
Konduramaz ihaneti,yalanı,günahı..
Bu yüzdendir ki uyuyamadığınız her dakika bunun sebebini arar durursunuz.
Ne bileyim hayatımda yarım olmayı böyle olmasını istemezdim.
Sahiplenme duygusu hat safada bende malesef.
Kötümüdür iyimidir bilemem ama,umarım bir gün vazgeçmek zorunda Bırakılmazsınız sizde
Çünkü bir gün göreceksiniz,zevkler uğruna anlamsız ve değersiz insanlar uğruna itileceksiniz çok güzel yarınlardan.
Yaşananı,yaşatılanı elbet bir yerlerde birileri görüyor.
Böylesine acı şeyleri hayatımda artık görmek istemiyorum.
En son sözler her zaman buruktur.
Her zaman güldüğünüz laflar size son cümle olarak söylendiği zaman,ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Sürekli sayfaları koparılan bir deftere neyin başlangıcını yapmaya çalışıyorsun değil mi?
Kaybettiğiniz şeylerin değerini öncesinde bilmiyorsanız sonrası içinde uğraşmanızın bir anlamı yok aslında.
Keyfekeder.
Yaşamınızı kendiniz seçiyorsunuz.
Arkasından attığınız bir hayatın kölesi olmayın.
Bir dağın tepesine çıkıp bağırarak küfür etmek istiyorum tüm Eskişehir'e.
2 ayda otostopla 5 şehir gezdim ve tanımadığım insanların evinde kaldım, sayısız insanla tanıştım. bu zamana kadar hiç olmadığım kadar iyi hissettim bunları yaparken. Hayatı istediğim gibi yaşamaya karar verdim, üniversiteden mezun olmak bile istemiyorum, çalışmayacağım çünkü. sırt çantamla dünya turuna çıkacağım. Size de fotoğraf atarım *
Gece gece bi hava alayım diye çıktım eve giresim gelmiyor sözlük. Saat 4 30 dan beri yürüyorum. Bir nedeni yok canım öyle istiyor ve yürüyorum. Ciğerlerime çektiğim temiz havayı, sigaramın dumanıyla kirlettiğim için biraz üzgünüm ama yapacak bir şey yok sigarasız da çekilmez bu yol. O değil de deli mi sikti beni neden gecenin bi vakti bomboş sokaklarda yürüyorum amk? bugün de güneşin doğuşuna dışarda şahit olmak istiyorumdur belki. Evde olunca perdeyi kapıyorum da hep. Neyse kime ne anlatıyorum ben ya...
insanları gözlemlemek onlarla konuşmaktan çok daha kolay. Çünkü bazen insanlar doğruyu söylemiyorlar. Ama doğru anı yakalarsan daha fazlasını söylüyorlar.
Daha fazlasını duymayı isteyip istememek değil de aptal yerine konmak. Bazenleri aptal yerine konuyorum. Farkındayım.
Profesyonel iş hayatı adı altında dayatılan şeylerden gına geldi artık. Sen 10bin lira maaşa çalışırken, altındaki iş yapmayanı sana karşı kışkırtmak için üstünden duyduğun "neredeyse senin kadar alıyor, peki ne yapıyor" laf ile işten çıkarmaya doğru maşa niyetine kullanılırsın. Çok canım sıkılıyor sözlük çok.
(bkz: hay sikeyim ya)
defalarca denedim evde köfte yapamıyorum.
Yemek bittikten sonra sofraya gelen tuz ne ise sende o'sun bundan sonra benim için.
Küçükken en çok istediğim şeylerden biri burada yazar olmaktı. Ne zaman canım sıkkın olsa şirinler ile alakalı entryleri okurdum. sözlükte vakit geçirmeyi çok seviyordum, yazılanlar çoğu zaman beni güldürüyordu. Ama ne yazık ki artık eskisi kadar keyif vermiyor burası.
Kötülüğe kötülükle cevap verince kötü hissederdim, özür dilerdim önceden. Şimdi hiçbir şey hissetmiyorum. Ben kötü bir insan mı oluyorum? :(
Bugün ip-man 4 ü izlemeye sinemaya gittim. Filmin yarısında bir anda ağlayasım geldi. Gözlerim doldu, boşaldı. Galiba kendime fazla yükleniyorum.
Çok kırgınım ve kızgınım.. şu hayatta bizim yüzümüz gülmeyecek mi
Bir Umuttur Yaşamak.
görsel
Iyiyim diyorum gecti gitti diyorum gunluk hayatima devam ediyorum sonra bi bakiyorum ansizin sacma sapan bi sekilde gozlerim doluyor kitlenip kaliyorum.
Yaklaşık 15 senedir kendimi hiçbir yere ait hissetmiyorum. Ondan öncesi de karıncalı yayın, seçemiyorum görüntüleri.
(bkz: yorgunluk hissi)
Ne ektiysem onu biçtim. En çok onu kaybetmeksen korkardım aslında onu çoktan kaybetmişim.
Yıllar sonra ilk maçıma çıkcam
Şans dileyin bana.
Zalimce paylaşıldı yaşanan ve düşlenen.
açıköğretimde halen var mı bilmiyorum ancak arkeoloji ve sosyoloji bölümleri beni aşırı bir şekilde cezbediyor.

herhangi bir iş, para beklentisiyle değil.
hobi olarak. yaptıkları işi, olayı seviyorum.

tarih ve coğrafya'dan sonra en çok ilgimi çeken iki alan bunlar sanırım.
öyle veya böyle bu iki alanın içinde oluşum, kalbimi geriye kalan diğer iki alana yönlendiriyor.

tarih ve coğrafya alanları tamam.
sırada arkeoloji veyahut sosyoloji var.

edit: arkeoloji aöf'te yokmuş.
o zaman 1-çukurova, 2-mersin, 3-gaziantep, 4-hatay tercihimi verir; sınavdan sınava da olsa gider gelirim.
görsel

"Ben senin çocuksu gülüşlerini sevdim. 
Bakışlarında gizlediğin olabildiğince yeşili, 
okyanus dalgası maviyi.
Ben senin bakışında gizlediğin masumluğu sevdim. 
Ben seni çok sevdim sevdiğim ..."

-alıntı-

iyi geceler ...
bir çiçeğin umudu olan toprak, ölümlü insanın çaresizliğidir.
Hüznünü benimle paylaşan insanların sıkıntılarını içselleştiriyorum ve söz konusu kişiyi bu durumdan çıkaramamak içimi bunaltıyor, sanki o sıkıntıyı ben yaşıyorum da atlatamıyorum gibi hissediyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar