bugün

Fenalardayım.
izleniyoruz, dikkati elden bırakmayın aghshaj.
sabah 05:30 daki antalya otogarının o serin havasını özledim seni değil demek isterdim ama lanet olsun en çok seni özledim lan.
çok keskin evet ve hayır'larınız olmasın hayatta.
yakarsa dünyayı garipler yakar!
Hüzün yakamı bırakmıyor galiba. Biraz önce eğlenceli müzikler dinlerken nasıl olduysa karamsar melankolik şarkılara bulaştım. Üstelik dahada dibe batıyorum. Ve sanırı bu irtifa kayıplarından memnunum. Bir ara mıtlu olmaktan bile korkuyordum çünkü ne zaman yüzümde ufacık bir gülümse belirse kafamı hüzünlü sarmaşıklara sokan bir ilahi adalet ensemde beliriyor soluğunu hissediyordum.
Dışarda güzel bir hava var ben ise evde oturmuş kendimi tüketiyorum.
içimde bir hüzün ve sevinç dalgası,susuyorum susabildiğim kadar.
Ben sana vali olamazsın demedim,mani olamazsın dedim.
Tıpta devrim olsada 3.gözümüzü açsa.
görsel
Tıpta devrim olsada 3.gözümüzü açsa.
kötü hissediyorum.
Hayatın bir orospu olur bir orospu uğruna.
‘’tanışsalar çok iyi anlaşacak insanlar var ama birbirlerinden haberleri yok.’’
Hasret de güzeldir, sonu vuslat olunca...

Ne der hz. Mevlana;
"Acık ki, ekmek damağında lezzet bıraksın...
özle ki, bulduğunda gercekten bulmuş olasın.."
Aile üyelerimin beni tanımıyormuş gibi yaptıkları davranışlar beni deli ediyor, kendimi kesesim geliyor ama yapmıyorum. Ulan yüzyıldır sizinleyim be, insan biraz tanımaz mı? Saygı da yok, zaten saygı olsa sinir olduğum şeyleri yapmazlar. Kendi kendime konuştum, kusura bakmayınız, iyi gecsler.
keşke gururlu bir kadın olabilseydim sözlük. birisi beni kırdığı zaman geri durup, susup bekleyebilseydim. kırgınlığımı gösterebilseydim ama kelimelerle değil suskunluğumla. biri beni kırdığında üzdüğünde ya da sinirlendirdiğinde keşke hemen geçmese. sürekli kendimi ''yarın ne olacağını bilmiyorsun, unut'' diye telkin etmesem. insanları kırmaktan korkan beni de kırmaktan korksalar. bir şey yaparken geri adım atıp düşünseler. benim de fevri çıkışlarım oluyor elbette ama fark edince geri adım atıp tava sapı gibi olan kuyruğumu indirip özür dileyebiliyorum kırdığım kalbi onarabiliyorum.

bir de değer vermek konusu var. verdiğim değerin aynısı almak gibi bir niyetimde yok aslında benim ama en azından verdiğim değere yaraşır bir değer alabilsem. birinci sıraya koyduğum insan beni sıranın sonlarına atmasa mesela ya da atıyormuş gibi davranmasa. en önemli ben olayım gibi bir derdim de yok ki benim. verdiğim değere yaraşsın istiyorum verilen değer.

büyüyeceğim. elbet bir gün büyüyeceğim ve sizin acımasız hallerinizle başa çıkacağım.
Ve söz bitti..

Hadi eyvallah..
Uykulu olmakla uykusuz olmanın aynı anlamda olması da... ne bileyim.
Milletçe her boku bildiğimizi sanıyoruz ancak tüm kültürel istatistikler tersini gösteriyor. Herkes her konu hakkında fikir sahibi ancak iş bilgi sahibi olmaya gelince tırt.
bu ülke kocaman bir işsizler çöplüğüne döndü. ben de onlardan biriyim. s*kayım böyle işe. ne hale getirdiler memleketi. asgari ücretli iş bulsam, öpüp başıma koyacam *mına kodumun yerinde. beş sene üniversite okumak da götümüze girdi. hadi bakalım.
yalnız kalınca sebepsiz bir hüzün basıyor.
Ben biraz degistim ama hep iyi birisiyim. Gercekten iyiyim. Lakin eskiye bakiyorum gercekten deger görmemişim kimse kıymetimi bilmemis kimse iyi davranmamis deger vermemis. Simdi ise öyle degil bana deger veren arkadaslarim var ve bana bunu cidden hissettiriyorlar. Şunu fark ettim hayatimda artik kaliteli insanlar var. Iyi ki varlar.
Gerçekten 21.30 da yatağıma yattım, saat 04.30 ve 1 gram uyuyamadım. Nedenini bilmiyorum. Deliricem. Açlıktan mı acaba?
Sevişmek istiyorum.