bugün

Sevgili kaynanalar oğullarınızı ve gelin adaylarınızı bi salın. Bi bırakın biz önce bi tanışalım bakalım ciddileşirse yorum yaparsın. Ya da yapmaaaaa(!) oğlun seviyor beni bi sal yaa bi sal. Her ilişkim analar yüzünden bitiyor.
pizza söylemek istiyorum. ama kilo almamam lazım öyle bir pizza yani.
müziğe dokunamazsınız ama o size dokunur.
Hiçbir şey düşünmeyeceksin hatta hiçbir şey düşünmediğini bile... nazım hikmet.
Çok sıcak amk ya.
Ben duygusal boşlukta, zayıf savunmasız biri değilim ama insanların bana öyle davranmasından bıktım. Nefret ediyorum herkesten herşeyden. Beni aptal yerine koyan öyleymişim gibi davranan herkesten tiksiniyorum. Alıp başımı gidesim var beni tanıyan herkesin yanından.
Tanımlayamadığın şeylerin olmaması , kitapların sana katkısı değil , yaşadığın kaçamadığın içinde susmayan çenene düğüm atan acıların gittikçe kıdemlenmesidir.
yetinmeyi biliyor musun?
Dünya harabeye dökerken biz âşık olmakla uğraşıyoruz...
6 sene olmuş yazmayalı ben yaşlanmışım sen eksilmişsin Uludağ sözlük , ne güzeldi buralar eskiden
Yazarım ama sirmak istediğim şu:
Başlık açamıyorum biri bana yardım etsin lütfen:(.
bir müşterim var, şu saatte bile wp üstünden hala mesaj atıp bıdı bıdı soru sorup duruyor, kendisine ağız dolusu küfür etmek istiyorum ama edemiyorum, acayip içimde kalıyor. üstelik bu gün sabah 9 dan 13'e kadar da onun şirketinde mesai yaptım, bitmedi herifin soruları bitmedi amk...
herşeyi bırakmak istiyorum!!

zamanı bırakmak istiyorum, çünkü yanlış zamanın içinde sıkışmış gibi hissediyorum. mekanı bırakmak istiyorum, çünkü yanlış mekanda, yanlış insanlarla tıkılmış hissediyorum.

herşeye rağmen, bazen insanlar bırakmamam için gel zaman vesile oluyorlar. tam ümidimi kazandım derken;

sonuç: hüsran!!

yoruldum... bırakacağım artık!
birçok insan benzer şeyler yazıyor bu başlığa, ben de dahil...

insanların ne kadar aptal, iki yüzlü, karaktersiz, alçak... olduğunu yazıyoruz sürekli.
ama eminim ki bizim düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz onlara ulaşmıyor.
okusalar da anlasalar da ulaşmıyor.

kolaylıklar, teknoloji ve popüler kültür ile beslenen kapitalist düzen bizlere fazla bir şey kazandırmıyor aslında, hatta belki de gereksiz insanların var olmasından başka bir şeye yaradığı da yoktur.

ben sadece, çok fazla insanın olduğu bir dünyada çok az insanın anlayabileceği türden şeyler yazabiliyorum, çok fazla düşünen, çok fazla hisseden, sorunu olan, çözüm arayan insanların anlayabileceği şeyler.
aynı şekilde sadece bu tür insanlar ile iletişim kurabiliyorum.

hiçbir sorunu olmayan, sadece kendini eğlendirmeye ve tatmin olmaya çalışan insanlarla barışamıyorum. hatta insan demeye bile dilim varmıyor.
nefretimi ifade etmeye sıradan kelimeler yetmiyor, küfür ediyorum çoğunlukla, "terbiyesiz" diyorlar...
karşıma binlerce klişe safsata atıyorlar, kusurlarıma saldırıyorlar, intikam almaya çalışıyorlar...
güçleri de yetmiyor ha, hile ile yenmeye çalışıyorlar, o da olmuyor, sinsice bekliyorlar bir köşede.
beklesinler bakalım...
artık öldüğümde bir yerlerine kına yakarlar, cenazemde halay falan çekerler... çok terbiyeli, çok modern, çok iyi insanlar çünkü onlar...
bu dünyanın tek kusuru ben ve benim gibi insanlar. geri kalan her şey çok güzel.
ben doğmasaydım başları göğe ererdi kesin...
Felaket dertliyim, aşık oldum ama aşık olduğum insanla değil toplumun evlenilecek insan olarak çizdiği biriyle 2 ay sonra düğünüm var, ne yapacağım bilmiyorum, biri yardım edebilir mi? Lütfen.
insan hayvanı olarak kaderimiz midir acaba bu keder?
bugün benim doğum günüm. adet olduğu üzere gurbette yalnız başıma bira içerek giriyorum. ne zaman tamamladığımız yılları saymaktan vazgeçeceğiz merak ediyorum.
bu arada dünyayı boğa burçları yönetsin.
hazır seçimler yaklaşmışken bir anımı paylaşmak istedim. 18'mi dolduralı 1 sene bile olmamışken 2011 genel seçimleri gelmişti. liseyi bitireceğim seneydi aynı zamanda. ve liseden bir kız arkadaşım vardı. ne zamandır sinemaya gitme planları yaparken, o bu sebepten dolayı kısmet olmamıştı. seçim günü ilk oyumu kullanmamın heyecanı ile oyumu kullanmıştım. hani siyasete çokta ilgili değilim ya, o akşam tv'de sonuçları olan biteni takip etmek istedim ilk kez oy kullandığım için. o günde kız arkadaşım, gündüz de değil akşam için sinemaya gidebiliriz izin aldım falan dedi. benden bir yaş küçüktü o oy kullanamamıştı. he iyi tamam derken ben salak gibi akşam seçim sonuçları var ama dedim, gitmeyelim der gibi. bozuldu ve ne var varsa sanki milletvekili mi olacaksın dedi kızarak değil ama alaycı ve güleç tavırla. swh. bende güldüm tabii hak verdim. kendi kendime oğlum salak mısın kırk yılda bir kızla sinemaya gideceksin, haklı kız sanki milletvekili mi olcaksın dedim kendi kendime. ve gitmiştik, filmde çok iyiydi gayette eğlendik. ama durur durur hep aklıma gelir sanki milletvekili mi olcaksın lafı ve gülümser gülerim kendi kendime. ileride bir de oluyormuşum ne manidar olur. swh.
herkesi ona benzetmek, önceden olduğu yerlerde hep onu görmeyi ummak, konuşmaya başlayınca hiç susmayacak olmayı dilemek ama hiçbir şey söyleyememek, gülüp görüşürüz diyip geçiştirmek, aslında birgün görmemeye tahammül edememek ama onun için de ekstra hiç bir şey yapamıyor olmak işte bunların toplamı sizi olmak istediğiniz yerden çok daha uzaklara fırlatıveriyor, falan filan.
Bir söz vardır ya hayatın boyunca askerlik ve lise anılarını unutmayacaksın diye.Askerlik kısmını henüz yaşamadığım için bilgim yok,Ama lise hayatı bence en kötü geçen dönemdir.Çok karmaşık ve aşırı tuhaf.Okul koridoru zaten podyum,Ha birde köşede duran ve en arkada dersi sabote eden tipler var.Ne diyebilirimki Lise'de yaşanan çok şey berbat benim için ve hiçbir anlamı falanda yok kötü bir 4 sene.Fakat şunu itiraf edeyimki orta okul ve ilk okul zamanlarımı hiçbirşeye değişmem. Mutlu olduğumuz tek zamanlardı sanırım.
günaydın.
Çünkü ne gerçekleştirilebilecek şeyler hayal ettim, ne de rüyasını gördüklerimi gerçekleştirmeye çalıştım. Ben hayal etmek için hayal ettim. Başka bir şey yapamayacağımı bildiğim için. Hayat az çok bir yerlerden tanıdık geldiği için..
o kadar çok şey var ki...
hangisini söylesem bilemiyorum, gerçi söylesem ne fayda ...
şu hıdırellez gecesi beni şu masanın başından kaldırıp, bir gül ağacının dibine götürecek güçte bir dileğimin olmasına veya bu ritüele inanmaya ne kadar ihtiyacımın olduğunu fark ettim.

büyümek en çok da bu yüzden kötü sanırım.
Geç geldiğim için evden siktirlendim. Hakkını da haram etti babam sağ olsun. Yemediğim laf, beddua, küfür kalmadı. Eyvallah. Umarım tez vakitte siktir olup giderim bu evden.