bugün

(bkz: isigi da kapatalim)
ne yaptın amcam başının ağrısı geçti mi?
(bkz: bir derdim var artık tutamam içimde)
iyide sözlük, zaten yazmak istediğimiz sözler için var bu başlığa yazarsak olmazki.
dün 3 yıllık ilişkimi sonlandırdım. yersiz yurtsuz kalmış gibi hissediyorum kendimi ama herkes bunun geçeceğini söylüyor.
bazen sadece yeter dersin ama devam eder, burdan anlarsın ki daha yetmemiş sen götünü yırtsanda devam edecek.
zemzem suyu şişesini el bombası şeklinde tasarlamak da ayrı bir hoş olmuş. müslüman terörist kavramı da ilk burda falan mi çıktı ki?
Dünyanın bi ucuna, dil öğrenmek, kültür öğrenmek için geldim. Annemin babamın sıcacık şefkatini bırakıp geldim. Burada ne yaşıyorum şimdi? Aile demeye bin şahit isteyen bir kadın ve kızının yaşadığı evde, sözde abla rolünde yaptığım en kucuk şeyden yargılanıyorum. Halim hatrım sorulmuyor, kimsenin umrunda değilim, ta ki bir hata yapana kadar. Ailemi, ülkemi çok özledim ve endişelenmesinler diye hiç kimseye anlatamıyorum.
yas 31 oldu evde kaldik. oyle geziyoruz iste dedigim durumdan yakinircasina soylemek istedigim bukadar mal gibi sacmalamak kafami duvarlara vurmak vs. istiyorum. uzerime allahini seven toprak atsin demekte istiyorum. bi suru seyler soylemek istiyorum. kafama sert bi cisimle tam omuriliksogani cevresine defalarca vurulmasini istiyorum. su hayatta bi cok insanin sahip olamadiklarina sahip olsamda kendimi bi baltaya sap olamadi olarak goruyorum. dunyanin aq.
--spoiler--
kızgın değil kırgınım sadece
en çok da kendime
susmalara sardığım yüreğime
iki kelimeyi bir araya getiremeyen dilime
ne zaman konuşmak istesem saklanan kelimelere
hiç takatim yokken güçlü gibi görünmeme
en çok kendime kırgınım ben!
zamanın darlığından çok daralan nefesime
hiç duyuramadığım sesime
baharlar gelse bile içimdeki kış mevsimine
kızgın değil kırgınım sadece
hiç dolmayan boşluğuma
kendime uzak kalışıma
kendimi bulamayışıma
kendimden kaçarken kendime yakalanışıma.
--spoiler--
Beni biraz sever misin ? Gerisini ben hallederim.
şunu söylemek istiyorum ----> http://www.youtube.com/watch?v=tDeC6lxCZaY
Birpikapikipikapüçpikap. Söyleyemiyorum anasını satiyim, olmuyor.
hepimiz bir gün öleceğiz.
çok güzelsin, çok güzelsin.. astrain, medula sizde söylesenize çok güzel di mi?
işte bu yüzden ben hep tipsiz kalacağım.
--spoiler--
çok mutluyum ulan!
--spoiler--
keşke bir haife wehbe olarak doğsaymışım...
kaç gündür senden bir cevap bekliyorum. ne mesajlarima cevap veriyorsun ne de aradığım zaman açıyorsun. onu bunu bıraktım ben de umrunda olmayabilirim ama iyi misin onu çok merak ediyorum.
ay inanmıyorum bu şafalloş resmen bana benziyor! resmen özlemden bulduğuna bak... yazık yazık hııııgggkkk tüüüüüüüüü senin suratına sürün şafalloşların elinde.
biraz cesur ol, ben haftalardır cesur olmaya çalışırken sen bir an bile cesur olamıyorsun bana karşı. rahat bırak kendini, biraz serbest. ruhun en fazla 21 gram; o da meçhul. ben meçhule müptela, sen bilinmeyene. gel beraber bulalım meçhulü, bilinmeyende.
haklı olduğunuz halde, bile bile, tamam sen haklısın demeyin. kimseye.
bazen böyle gözlerimden fışkıracak oluyor yaşlar, tutuyorum aman diyim yapma bunu diye.
keşke son 1 yılımı silme imkanım olsa. birden öyle bi istek geldi, tamam yaşım aynı kalsın sorun değil, o kayıp hatırlanmaz bir yıl olarak kalabilir. aslında hatırlamama gib ibi derdim yok ama işte bazen kendimden nefret ediyorum. kinim merhametimi, hasretimi sevgimi yok ediyor birden, her yer kapkaranlık oluyor. hayır kızarım ben kızmam lazım, karşıma geçmiş ağlıyor birileri. ağlamasın ya ağlamasın! ama ben ağlayabilirim, arada bir. eskisi gibi her gün değil en azından ama neyse.
sinir oluyorum ayrıca yine kıskançlığıma, duygusallığıma. kanser olucam len, az gidin ötede oynayın işte.
kafam dopdolu odaklanamıyorum bi türlü, ama şu var. buradan spider man'a seslenmek istiyorum, ben kötü adam değilim, ağların etrafımı sarmış. şu ağlardan beni kurtar lütfen ben hareket edemiyorum. neyse işte. yazarak rahatlamak diye bi şey var mı diye merak edenlere cevabım şu; yazarak rahatlamak diye bi şey yok.
şimdi oturmuş olsam böyle derin derin gökyüzüne bakarak.
o gelip yanı başıma otursa yine usulca. ben kimselere söyleyemediğim her şeyi ona anlatsam, o bana salak dese. dolu dolu gözlerimle baksam yüzüne. "ben seninle yaptığımız herhangi bir şeyde bile en güzeli senin olsun istiyorum" dese. ama ben içimden hayır, en güzeli senin olmalı desem. mozaik pasta yemeyeli çok oldu, ben ona yapsam, yese.
özlüyorum evet. varlığını özlüyorum. o benim arkadaşımdı çünkü en başta, ben ona her şeyi anlatabilirdim; anlatıyordum da. sıkıldım şimdi, kimseye bi şey anlatmak istemiyorum. geçen gün ciğerim, iyi misin diye mesaj atmış. çok iyiyim fena değilim, her şey yolunda dedim. o da bana, mutluysan mutluyum, yazmış. ben bi ona bi sevdiğime yalan söyleyemezdim ,geçen gece ona söyledim. sevdiğim adama da söylemiştim bi kere, yalancı ,sahtekar, sinsi, salaksın, demişti. yok valla üzüldüğümden demiyorum bunları, zaten şu an kendi kendime konuşuyorum sadece. yanımda da biri var,yani sen varsın. ankara gölbaşı'nda vapurla geziyoruz. vapur senin. komik değil hiç sakın gülme buna, ben mutluyum şu an. neyse susmak istemiyorum bu gece hiç. ciğerim, senden özür diliyorum. sana yalan söyledim ben. söylemeliydim çünkü öyle gerekti. işte bazı şeyleri böyle düşününce özlüyorum ben o günlerimi. 24 ocak gününü, 25 nisan gününü, 25 mayıs gününü. bu aradaki tüm zamanları özlüyorum. ve bundan sonrakileri de tabi.
sonra birden beynime bir şeyler oluyor, açı değiştiriyor tüm düşüncelerim. o an kızmaya başlıyorum ona. he bak hilal çok kızıyor, gelmeyecekti sana hiç diyor ama ona deli gibi savunuyorum, hayır suçlu değil falan diyorum. ama aslında suçlamaya başlayalı çok oldu onu.
niye böyle içlendim bu gece biliyor musun? onun aldığı o büyük mavi ayıcığı annem atmış. eve gelirken aşağıda veletlerin elinde gördüm. gözlerime yürüdü tüm kan, ağlamaya başladım, sinirle çıkıştım bu balkondan mı düştü elinizde işi ne dedim. yavrular beni hiç öyle görmediklerinden şaşırdılar, yok annen attı aşağıya dediler. apartmanın kenarına sığıştım azıcık gözyaşı döktüm. yav ben onu ilk elime aldığımda çocuklar gibi sevinmiştim bee. annemin niye attığını da biliyorum, iyi yaptı belki de. benim atamadıklarımı o atıyor. o uğur böceğini de atmış sanırım, onu da göremiyorum evde. iyi yapıyor artık iyi olduğuma göre atması lazım zaten. her gün ağladığım dönemde gözyaşlarım yüzümü hiç yakmazdı benim. bu gün yine yaktı yüzümü. niye öyle oluyor ki, çok mu acıdı içim? acıdıysa da ben hissetmedim. neden ağladım, yalanlara ağladım. sıkıldım çünkü yalanlardan. ben gerçek olmasını istiyorum artık. yalnız değilim ama yalnız hissediyorum, artık böyle hissetmek istemiyorum. bi de herhalde canım özcan'a sıkıldı. aradı bu gün beni, askerliğini falan anlattı. sonra her aradığında evlerinin kalabalık olduğunu söyledi. söylememişler meğer, annesinin kanser olduğunu. ben de hiç çaktırmadım, hafta sonu misafir olur ne var unda falan dedim. ciğerime mesajla yalan söylediğim gün ki gibi nefesim daraldı yine, çünkü yalan söylüyordum. ama o orada kilometrelerce uzakta annesi için üzülse daha mı iyi? telefonu kapayınca ona da ağladım. şimdi depresyon günlerimde olduğu gibi ağlamalar değil tabi bunlar. duygusalım bu aralar öyle. ne diyordum? heh. evet neye kızmıştım onu hatırlamaya çalışıyordum. çok iyi hatırladım bunu. bu gün ne düşündüm biliyor musun, acaba aklına geliyor muyum? off neyse neyse işte, bi türlü rahat bırakmıyorsun, yok duyamıyorum yok edemiyorum, bağır doğru yaz falan. al yazdım al oku al. ayrıca hava soğudu, ohoo nasıl vapur bu hiç mi battaniye yok. şimdi ne diyeceğini biliyorum, "tarzan gibi çıkmasaydın evden".*

edit: e şarkıyı unutmuşuz.

http://www.youtube.com/watch?v=H2-1u8xvk54

bi de manzarayı

http://sketchtoy.com/56938879
Beni seviyo musun?
Oyle satirlarca sana soylemek istedikleri mi yazardim da, simdi agzimdan kufur kacar. Bununla idare et.
genellikle söyleyemeyip içine attıklarıdır.