hayata atılmama engel olan şeyin ne olduğu kendi içimde belli. ama burada bir sınır var. ne hacker grubu ne de başka bir şey. nihilizm mi? unutmaya çalıştığım bir şey.
attığım her adımda, aldığım her nefeste yüzüme çarpan şey.
müzikle uğraşmak istiyorum. engel ne?
yazılımla uğraşmak istiyorum. engel ne?
bilgisayar oyunu oynamak istiyorum. engel ne?
müzik dinlemek istiyorum. engel ne?
arkadaşlarımla buluşmak istiyorum. engel ne?
tıp fakültesine girip doktor olmak istiyorum. engel ne?
diş hekimi olmak istiyorum. engel ne?
sadece sakinlik ve huzur istiyorum. engel ne?
bu sınavı kazanmak istiyorum. engel ne?
ailem tarafından takdir görmek istiyorum. engel ne?
güzel bir gelecek istiyorum. engel ne?
evlenmek istiyorum. engel ne?
ben ne istedim ki istediğim şeyi aldım. en, en sonunda vardığım nokta neydi? nihilizm in doruk noktası. ailem olsun. başka bir mesleğe geçeyim. bir şeyleri elimde tutayim? bir şeyleri kaybetmek, bir şeylerin elinden avucundan istemeye istemeye gitmesini izlemekten daha acı verici ne olabilir? hepsi bir yara, hepsi bir insanın başına gelen bi şey.
ama belki de bu noktada olması gereken şey geçmişi silmek. anıları silmek. keskin bir şekilde perdelemek. bu psikolojide olmaz. yaptığım şey ölen birisini düşünen birisinin her gece defalarca kez kahırlanıp ağlamasından farkı yok. ne ölen gelir ne bu kahır biter ne de bu karın bu şekilde doyar. kahırlanacaksam da bu durumda olmayacak. bu psikolojiye ne kadar süre dayabileceğimi hiç bilmiyorum çünkü. güneş bir kez daha doğar.
güneş batar, doğar. düşünmeyi bırakalım. güzel değerler ve istekler benimsiyorum. ama engeller var belki de. psikolojimin 8 yıldır bozuk olduğu gerçeği...
bunu çok önceden fark ettim ama elimden hiçbir şey gelmedi. psikolojim gerçekten bozuk mu? içime çöken karabasan da neyin nesi? neden her sabah tecavüze uğramış gibi kalkıyorum. bu hissiyat da neyin nesi? son 3 yılımda bunu tescilledim. evet her şey kendiliğinden gerçekleşiyor. yaşamam mucize. kimlerin sayesinde? ne nereden geldi ki nereye gidiyor?
"Ulaşılacak saadete kaç kapı daha var?
Açtım, açtım kapıları, girdim
Bomboş evlere vardım
Yardım lazım bana, şansım yaver sanma"
ne istiyorsun ki nelere ulaşamıyorsun? gerçekler nelerdir? yolun ne? önünde iki yol var. birinin sonuçları nedir? diğeri nedir? gerçekleri kabul et. gerçekler nedir? bla bla bla. şu an uğraşmak istediğim şeyler değil belki de. unutalım. şu anki gerçek psikolojimin harbi bozuk oluşu ve tedavi almam gerekliliği.
su akar yolunu bulur. ben böyle yaşamaya okeydim.
güzel değerler. olmayacak veya olacak. normalite nedir ki anormalite bu olsun. yaş oldu 25. normalitemde şu an evli olucaktım ve 1 çocuğum olucaktı. muhtemelen kirada olucaktık. almanyada olucaktık. eşyalar tamamlanacaktı. bir tane arabamız olucaktı. annem mutlu olucaktı. ikinci cenneti yaşıcaktı. gezicektik vs. vs. 5 yıl oldu bok. güneş doğacak.
unutmamın sebebi. psikolojimin tamamen bozuk olduğunu bildiğim halde gitmemem gereken bir yolda gitmemin bedelini ödüyorum. neden hayal kırıklığı yaşadım? neden karakterim paramparça oldu? neden kendime olan güvenimi kaybettim? her şeyin sonunda neden intihar etmek istedim? ve daha yüzlerce diyemicem binlerce şey. 8 yıllık bir düşüncesel süreç. düşüncelerin sürekli değişimi neden değişti? nereye evrildi? neden her şey yün yumağına döndü?
en azından şimdilik yün yumağını çözüp kendime olan güvenimi geri getirecek birileri lazım.
iettsever isimli instagram hesabımı kapatsam mı diyorum ama bir yandan da boşuna mı o kadar fotoğraf çektim diyorum. hikayeme bakanların belki de hepsi beni takip edenlerden oluşuyor. Hesabımı dondurabilirim de aslında.
Akşam kayınvalidem eşimi arayıp yemekte ne yiyeceğimizi sordu. Eşim de ona kurufasülye pilav var yemekte, dedi. Kayınvalidemde aynı yemekleri pişirmiş. Sonra ne oldu dersiniz? iftara beş dakika kala elinde salata tabağıyla gelip eve girdi ve bildiğiniz yemek masamızda ne var ne yok diye bakındı. Sanki biz kebap vs. Yiyoruz da ona yalan söylemişiz gibi bir paranoyaya düşmüş olacak! Ben bu şeytan kadınla ne yapacağım allah'ım hiç bilmiyorum. Gerçekten her gün bir şey yapıp canımı sıkmayı başarıyor.
Green card çileni çekeceksin çaresiz. Burhan altıntop ne diyordu, sağa kafayı yedirtecegim ,ama kendini bana bırakırsan.iste bu da öyle.birak kendini yapacak birşey yok.
Sen geliyorsun aklıma, avuçlarının kokusu, güzel gözlerin, gülümseyişin geliyor. Bazen gün içinde geliyorsun. Birşey ansızın seni hatırlatıyor ama çoğu zaman kafamı yastığa koyup kendimle yüzleştiğimde aklıma geliyorsun.
Önce gülümsetiyorsun, kış günü yüzünü gösteren güneş gibi Sonra araya bir kara bulut giriyor hepsi aniden yok oluyor, üşüyorum.
Kendi kendime kahrediyorum, birşeyler söylemek istiyorum, boğazıma düğümleniyor.
Böyle olsun istemezdim ama oldu işte şimdi ben en güzel duyguların katiliyim. Özürler dilemek bile arsızca.
Ama bir gün, olur da bir gün beni affedersen ki hiç sanmıyorum ama bir gün beni affedersen belki zamanın öfkeni sildiği bir gün onca güzel anı hayal kırıklığına galip gelirse;
Önceden yani 19 yaşından önce diyim, sürekli yaz kış nezle olurdum. Nadir de olsa arada ilerlerdi, bronşit olurdum.
19 yaşından sonra kolay kolay nezle olmamaya başladı bünyem. Ama bu sefer hasta olunca ağır hasta olmaya, yatak döşek yatacak kıvama gelmeye başladım. Ne tür bir bağışıklık kazandım ya da bu bir bağışıklık mı bilmiyorum. Yılın 13 ayı hafif nezleyle gezdiğim dönemi bile özleyeceğim Allah korusun.
aptalca bir sebepten dolayı kendini harcattı bana salak kafa.
kibir yaptı.
ayıp yaptı.
yapmaması gerekeni yaptı, sınırı aştı.
bugün yarın işin ciddiyetini anlamazsa yediği kartın rengi büyük ihtimal kırmızı olacak!!!
Biraz önce kısa film izledim. Gerçekten çok kısa. Sadece 5 dakika ama aldı götürdü beni. Günün bu saatinde beni dağıtıp attı. Sizin benden mutlu olmaya hakkınız yok alın izleyin sizi de dağıtsın. https://youtu.be/HT0NL2pZrfU?si=OvbXSRu5xFdA0ydW
Ey gözlerinin rengi bütün ruhumu sarsan!
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgârlara kalbinle sorarsan
Can verdi senin uğruna çoktan diyecekler.