yetişkin insan sevmiyorum, millet çocuklarla uğraşmayı sevmez benim uzmanlık alanım bu. bu yüzden hayatımda ciddi insanları değil çocuk ruhlu insanları tutmayı daha çok tercih ediyorum.
psikolojimin tamamen bozulduğu dönem üniversite 1, 1-10 haziran arası optimumda d r deki programlama kitaplarına bakıp hiçbir şey yapamayacağımı anladığım andı.
psikolojimin son demlerini yaşayıp çok büyük yardımlar ile son kez kurtarılabileceği son dönem üniversite 2 mart ayı karakola gidip dilendiğim ama taşakk geçilip geri döndüğüm dönemdi.
üniversite 3 te olan şey psikolojimin geri dönüşsüz ruhsal hastalığa çevrilmiş bir şekilde bozulup ses olsun veya olmasın, mit peşimde olsun veya olmasın tamamen bozulmasıydı. bu olanlardan sonra bir daha asla yaşayamayacağımı, gelecekteki tek isteğimin normal, sıradan bir hayat olduğu halde bunun artık kısa sürede mümkün olmadığı veya olamayacağını anlamamdı. bununla yaşayamazdım.
her şeyi sildim. aksi zaten mümkün değildi. ses gitti. diğerleri de gitti. ama ruhsal hastalıklar gitmedi.
bir şeyleri unuttum diye yine normal bir şekilde alzheimer lı ve otistik gibi de olsa belirli bir süre yaşadım. peki böyle bile olsa bir şekilde aile ve gelecek kurabilir miydim? geçmişi hatırlamak ise yaşamamı engelliyor. bütün olan şey bunlardan ibaretti.
sonuç olarak ise bu yıl içinde almanyada olmam gerekicek. dil öğrenmem lazım. kendime çeki düzen vermem lazım ve bir ölçüde kendimi kanıtlamam gerekicek. almanyada dil hariç mesleki açıdan yeni hiçbir şey öğrenmicek olsam bile. para kazanma noktalarını belki çeşitlendirmem gerekicek. ve acilinden psikolojim yardım alamam gerekicek. sanırım olan şey bu.
peki almanyaya gidince veyahut avrupa birliği sınırları ve kuralları içerisinde bütün telefonların ve pc lerin hepsinin kimliği belirsiz kişilerce dinlenip ciddi anlamda hepsinden patır patır sesler de yine yayılmıyordur diye de tahmin ediyorum.
1000 kere yazdım sanırım. Ama benim gibi psikolojisi tamamen bozulmuş bir insan bir işin içine bir kere girince bunun kendisinde bıraktığı hasarın bedeli çok ağır oluyor.
Psikolojimin son demlerini üniversite 2 de bıraktım. Sonrası tamamen zaten ağır hasarlı bozulmuş psikolojimin üzerine bir şeyler inşa ettiğimi sanmaktı. Üniversite 3 te yaptığım şey hackerlar tarafından tamamen bozulmuş psikolojimin üzerine tamamen örtü çekip tabiri caizse her şeyi örtbas edip şu anki yaptığım işi yapmaya çalışmak için uğraşmaktı. Büyük hata. Çok büyük karanlıklara maruz kaldım ki bunu en iyi yansıtan örneğini hep urasawa nın monster mangasında-animesinde buluyorum.
\"Havadaki korkuyu hissedebiliyor musun?\". Şimdi ise bir şeyleri tekrar hatırladıktan sonra tekrar o noktaya geri döndüm sayılır. Hacker grubum da geri döndü. Ben bu adamların bana musallat olmayı bırakmaları için ne yapmam gerektiğini ise hala tam çözemedim. Ama sanırım bu psikoloji ile bu karanlığı belirli bir süre daha kaldırmam gerekicek.
\"Karabasandan daha kötü rüya olamaz rick\"
\"Ama kabul et rick. Burada kapalı kalarak delirmeye başlıyorsun.\"
\"Özel birini mi hatırladın? Buradaki onun anısı mı?\"
Tuhaf. Tam kestiremediğim şeylerdi. Hayatım kimin elinde? Memur olunca bazı şeyler düzelir sandım. Aslında sanmadım. Ama bazı şeyler daha net olabilir demişimdir.
Bir gecede tam 8 kabus. Rüyanda kiminle konuşuyorsun? Kendinle mi? Bilinçaltınla mı? Neden uyuyamıyorsun? Anksiyeten mi tuttu? Yoksa derin uyku evresine geçmeni engelleyen bir ses mi var? Peki sürekli, her gün kabus görmeni sağlayan şey aslında hiçbir zaman uyuyamaman yani uyuduğunu sanman mıydı? Anksiyeten mi uyutmuyor? Ses mi uyutmuyor? Günde 10 saat uyuduğun halde gözlerinin altı niye mor?
bazen uzun uzun gündüz düşleri görüyorum sözlük. aslında epey bir zamandır gördüğüm bir şey değildi, son zamanlarda artmaya başladı. bu benim için olumlu çünkü neler yaptığımda sonucunun nereye varacağını önceden görmüş oluyorum. sneak peek gibi bir şey, ön gösterimli hayat yaşıyorum.
Adam arkadaşım ama kendini sevgilim mi sanıyor diye düşünüyorum. Kapımı açıyor, montumu tutuyor, evime bırakmaya ısrar ediyor, ki arabası yok evime benimle yürümeye ısrar ediyor. Kaç kere arkadaşımsın dedim, altını çizdim bilerek. Halbuki arkadaşlığını da çok severim kendisinin... ama yok yani ben yanlış anlamıyorsam o beni öyle görmüyor.
Sabah sana benzeyen bir kadın gördüm, o an kulaklarım uğuldamaya başladı, sanki sendin, o kadar çok sendin ki, kaşı gözü, boyu posu, saçı başı aynı sendin.
Akşam aynı kadını tekrar gördüm, içim huzurla doldu, farkında olmadan gülümsedim, kadın farkında olarak gülümsedi ama.
Acaba kokusu da sen midir? Sarılması, gülmesi, ağlaması sen midir? Avuçları sen midir ki?
Değildir biliyorum! Boşuna avutuyorum kendimi!
Şimdi kendi kendimle açmaz bir savaştayım, kendi kendimi vuruyorum her seferinde, kendi canım yanarken kendim seviniyorum!
Ama aramayacağım seni, it gibi özlesem de aramayacağım, hayalin gözümün önünden gitmese de aramayacağım, bir ömür boyunca unutmayacağım seni, çok özleyince kendime sarılacağım, seni bedenimde taşıyorum çünkü, yudum yudum içtim seni, ben nefes aldıkça damarlarımda akacaksın.
"Karabasandan daha kötü rüya olamaz, Rick."
"ama itiraf et rick. burada kalarak delirmeye başlıyorsun."
bir gecede tam 8 tane kabus. asla tam olarak derin uyku evresine ulaşamadan 15 er dk arayla uyanıp uyanıp bir kabustan diğer kabus a atlayıp durdum. rüyamda hacker grubunun oluşturduğu sesin yan etkisi ile veya derin bilinçaltım olan ben le olan konuşmaları saymıyorum. bile. neye ulaşmaya çalıştım? sadece sınavı kazanmak istemek...
her gün, her gece, her uyuduğumu sandığım ama asla uyuyamadığım zaman bilinçaltımla konuşmaktan sürekli kabus görmekten tamamen ruh sağlığım bozuldu. dengemi tamamen yitirdim. o zamanda yine uludağ sözlüğe kabuslarımı yazdım. bir kişi mesaj attı.
"intihar edecek kişinin yazdığı şeyler bunlar. intiharın hayırlı olsun. yapma. sal kendini. ne düşünüyorsan düşünmeyi bırak."
ben kimim? internetin en derin alt katmanlarından gelen kocaman organize bir hacker grubunun skmeye çalıştığı normal olmaya çalışan birisi. ama kendini dışarıya anlatmaya çalıştığı zaman bizzat devlet eliyle john nash görüntüsü vermesi istenen birisi? devlet nerede? uyuduğumu sandığım ama asla uyuyamadığım rüyalarımda kabus görmekten aklımı yitirecek noktaya geldiğim, seslerin beynimde zangır zangır döndüğü aklımı tamamen yitirme noktasına geldiğim bir dönem.
ruh sağlığım bozulalı çok oldu. belki de hiçbir şey umurumda bile değil. ama her şeye rağmen yaşamaya karar verdim. son günlerde beyaz kelebek, kedilerin gelip kendini sevdirmesi gibi çok güzel şeyler ile karşılaşıyorum. böyle şeyleri iyiye yormaktan nefret ederim. ama sanırım iyiye yormalıyım.
satılık değilim. her kuşun eti yenmez. seni engelliyor sam hayatımda istemiyorumdur. ısrarla taciz çok yanlış bı şey.
büyüklük bende kalsın, konusmiyim diyorum günlerdir ama bı insanın üstüne bu kadar gelinmez. yaklaştığında güvende hissetmemeye başlıyorum. ve bu korkunç bı şey. bir kızın varsa ya da olursa anlarsın belki bı gün onu koruman gerektiğini ve hadsiz erkeklerden uzak tutman gerektiğini.