beni anlamayacak zeka seviyesindeki bireylerin, gerçekleştirdiğim eylemlere karışması, engellemeye çalışması. ulan sokayım ayıbına ya, ne zaman sikledim birinin hakkımda ne düşündüğünü? yırtık, pırtık sikimde mi? ne diye yırtıyosunuz lan tişörtümü? ananızın bacak arasına fabrikadan yeni çıkmış kontrol kalemi sapını eriteyim ya. cidden. güya ankara grisinden uzaklaşıp, rahatlayacaktım, daha fazla strese girdim. şimdi ankara bu soktuğumun evinden çok daha güzel geliyor lan.
belirsizlik durumları. bana göre her şey planlı programlı olmalı. sürprizlerden ve aniden gelişen programlardan da hiç hoşlanmıyorum.
ayriyeten bana iltifat edilmesinden de hoşlanmıyorum, ne yapacağımı ne diyeceğimi şaşırıyorum.
yanımda sigara içilmesi: malum kokusu üstüme siniyor, rahatsız olurum.
fazla laubali, şımarık şekilde davranan insanlar: bunların hayatları yapmacık gelir bana fazla samimi bulmam ve yaptığı hareketlere, tavırlara sinir olurum o yüzden arkadaş çevremde barındırmam bu kişileri.
yobaz insanlar: her muhabbetin sonu tartışma kavgaya dönüşür o yüzden böyle kişilerle muhabbetim sınırlıdır ve pek hoşlanmam.
kos koca, uçsuz bucaksız, sonu olmayan şu evrende, birkaç milyon atomun, rastgele bir şekilde Türkiye'de bir araya gelerek beni oluşturması. ben tanrının beni sevdiğini düşünmüyorum. şanssızlık degil bu, bildiğin ibnelik.