sözlük yazarlarının sevdiği şiirler

    2.
  1. Gözlerin gözlerime değince.
    Felaketim olurdu,ağlardım.
    Beni sevmiyordun,bilirdim.
    Bie sevdiğin vardı,duyardım.
    Çöp gibi bi oğlan,ipince.
    Hayırsızın biriydi fikrimce.
    Ne vakit karşımda görsem.
    Öldüreceğimden korkardım.
    Felaketim olurdu,ağlardım.
    Ne vakit Maçka'dan geçsem.
    Limanda hep gemiler olurdu.
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi.
    Sessizce bir cigara yakardın.
    Parmaklarımın ucunu yakardın.
    Kirpiklerini eğerdin,bakardın.
    Üşürrdüm,içim ürperirdi.
    Felaketim olurdu,ağlardım.
    Akşamlar bir roman gibi biterdi.
    Jezabel kan içinde yatardı.
    Limandan bir gemi giderdi.
    Sen kalkıp ona giderdin.
    Benzin,mum giderdin.
    Sabaha kadar kalırdın.
    Hayırsızın biriydi fikrimce.
    Güldü mü cenazeye benzerdi yüzü.
    Hele seni kollarına aldı mı.
    Felaketim olurdu ağlardım.

    (bkz: atilla ilhan) 3. şahsın şiiri
    112 ...
  2. 1.
  3. kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi
    kaç kişi güzelliğini sevdi
    belki gerçek aşkla; belki değil

    ama bir tek kişi seni sevdi.
    bir tek kişi saf ruhunu,
    bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.

    (bkz: william butler yeats)
    90 ...
  4. 1627.
  5. Allah der ki;
    Kimi benden çok seversen onu senden alırım.

    Ve ekler;
    Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
    Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur,

    Sabır taşar,
    Canından saydığın yar bile bir gün el olur.
    Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür.
    Düşman kalkar dostun olur.
    Öyle garip bir dünya,

    Olmaz dediğin ne varsa olur.
    Düşmem dersin düşersin.
    Şaşmam dersin şaşarsın.
    En garibi de budur ya;
    Öldüm der durur yine de yaşarsın...
    Mevlana Celaleddin Rumi
    30 ...
  6. 4.
  7. Korku dağlarının yürekçisi,
    Olum denizlerinin kürekçisi;
    Öyle suskun oturuyor şişesinin basında,
    içtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi,

    Onu kirmiş olmalı yaşamında birisi.
    Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
    Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
    Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.
    (bkz: özdemir asaf)

    (bkz: bir adam)
    31 ...
  8. 11.
  9. Maziye karışır sevda yeminim,
    biranda unuttum seni eminim,
    kalbimde kalbine yok bile kinim,
    bence artık sende herkes gibisin.

    edit:nazım hikmet.. ama bir hoştur cem karacadan dinlemek..
    31 ...
  10. 9.
  11. insan bir kere ölüyor ne fena
    Bu düzeni değiştirmeli
    Bir kere yaşamalı
    Çok çok ölmeli
    En büyük kederler bizim için
    Bizim için karşılıksız sevgiler
    Kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
    Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
    Saygı değer annelerimiz incinmesin
    Her yerim ayrı ayrı ölmeli
    Yoksa ölüm yok bana bu dünyada
    Bir kurşun beynime girsin
    Bir bıçak kalbime saplansın
    Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
    Sonra gelsin bir manga asker
    Sert bir komut
    Bir yaylım ateş
    Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
    Çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi
    Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
    Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
    Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
    Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
    O aşağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
    Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
    Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
    Halbuki şimdi benden kaçman da zor
    Anlıyorum beni sevmen de zor
    Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
    Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.

    Ümit Yaşar Oğuzcan
    27 ...
  12. 5.
  13. güler, gülümser bir şakacı,
    güldürür, düşündürür,
    arada-bir durur, gözleri dolar,
    neler söyler, neler susar...
    yoksa, çok acı bir şakayı şakadan da olsa,
    çok yalın bir karanlığa mı saklar...
    oynadığı oyunsa, yaşamda oynadığı,
    oyununu mu yaşar...
    oyunda yaşadığı, yaşamını mı oynar...
    yaşarcasına, oynarcasına,
    sonunu mutlu bağlar,
    gider evine ağlar.
    (bkz: Özdemir asaf)
    25 ...
  14. 13.
  15. ANLADIM

    Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
    anladım.

    Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
    Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

    Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
    Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

    Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
    Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

    Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
    Neden hiç ağlamadığını anladım..

    Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
    Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

    Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
    acıtabilirmiş,
    Çok acıttığında anladım..

    Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
    Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

    Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
    Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..

    ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
    Sana ''git'' dediğimde anladım..

    Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş
    sevmek,
    Git dediklerinde gittiğimde anladım..

    Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
    ağlayan,
    Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

    Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş
    pişman olmak,
    Gerçekten pişman olduğumda anladım..

    Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
    Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
    Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

    Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
    affedilmeyi,
    Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

    Sevgi emekmiş,
    Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
    sevmekmiş...

    CAN YUCEL *
    25 ...
  16. 14.
  17. Adam yaşama sevinci içinde
    Masaya anahtarlarını koydu
    Bakır kâseye çiçekleri koydu
    Sütünü yumurtasını koydu
    Pencereden gelen ışığı koydu
    Bisiklet sesini çıkrık sesini
    Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
    Adam masaya
    Aklında olup bitenleri koydu
    Ne yapmak istiyordu hayatta
    işte onu koydu
    Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
    Adam masaya onları da koydu
    Üç kere üç dokuz ederdi
    Adam koydu masaya dokuzu
    Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
    Uzandı masaya sonsuzu koydu
    Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
    Masaya biranın dökülüşünü koydu
    Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
    Tokluğunu açlığını koydu.

    Masa da masaymış ha
    Bana mısın demedi bu kadar yüke
    Bir iki sallandı durdu
    Adam ha babam koyuyordu

    edip cansever - masa da masaymış ha
    23 ...
  18. 6.
  19. Madem ki sen yoksun
    Bu yürek, bu beden fazladır bana
    Keşke, sen de bir örümcek ağıyla bağlansaydın
    Ben delicesine bağlıyken sana....
    24 ...
© 2025 uludağ sözlük