bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"o olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
demeyeceksin işte.yaşarsın çünkü.
öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
çok sevmeyeceksin mesela.
o daha az severse kırılırsın.
ve zaten genellikle o daha az sever seni...
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim. (murathan mungan)
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
uyuşamayız, yollarımız ayrı
sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi.
senin yiyeceğin kalaylı kapta
benimki aslan ağzında.
sen aşk rüyası görürsün, ben kemik
ama, seninki de kolay değil kardeşim
kolay değil hani
böyle kuyruk sallamak tanrının günü...
--spoiler--
şimdi sen kalkip gidiyorsun. git.
gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
oysa allah bilir bugün iyi uyanmiştik
sevgiyeydi ilk açilisi gözlerimizin sirf onaydi
bir kuş konmuş parmaklarima uzun uzun ötmuştü
bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
sanki hiç olmamişti
oysa kalbim işte şuracikta çarpiyordu
şurda senin gözlerindeki bakimsiz mavi, güzel lafli istanbullar
şurda da etin çoğaliyordu dokundukca laflarin dunyalarin
öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
biraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
çünkü iki kişiydik
oysa bir bardak su yetiyordu saçlarini ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vucudunun başladığı yerde
memelerin vardi memelerin kahramandı sonra
sonrasi iyilik guzellik.
--spoiler--
Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz..!
Bugün varım yarın birden yok olurum.
Doku..nma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.
Canımı acıtma, bir yara da sen açma..!
Sevme beni yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.
isteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.
Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum..
Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum..
Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum..
Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına..
Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..!
Vazgeçemezsin tutkun olurum.
Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
Hala minik bir çocuğum.
Büyütemezsen ,, Kaybolurum…!
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım.
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum.
senin bu eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi,
sularım ısınsın diye bakıyorum,ısınıyor.
sanma şâhım herkesi sen sadıkâne yâr olur.
herkesi sen dost mu sandın ? belki ol ağyâr olur.
sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur.
yâr olur ağyâr olur serdâr olur dîldâr olur...
uludağdayım uludağda
kar'ı seyrediyorum kar'ı
donu çözülmüş buz gibi kar'ı
masamda sıcacık bir'am
hani ya'rakım
herkes sky'n le kayıyor
benim sky'm kırık
ismim orhan veli kanık......
Sen istinye' de bekle ben burdayım
içimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Çünkü ben buradayım karanlıktayım
Belki gelmem, gelemem beş dakika bekle git
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor
Şarabım bütün ekşi, suyum soğuk
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git.
sessiz ve mükemmel bir gece.
ve biri eksik
biri herzaman eksik
biri, geldiğinde bile eksik
öyle eksildik ki yaşarken,
bize dokunan herkesi eksiltiyoruz.
yalnızlığımızla çoğalıp kalabalığımızla eksiliyoruz
ve öylesine kalabalık ki yalnızlığımız.
ne yana dönsek kendimize çarpıyoruz.
hayat bize hep aynı şeyi öğretiyor
´´ mükemmel biri yok.
hepimiz kendimizde olmayanı arıyoruz.
ve hepimiz ancak kendimizde olanı buluyoruz.
gökyüzü karanlık ve yıldızlar parlıyor.
Dürüst olduğunu söyleyenlerdenmi korkmalıyız,
yoksa yalancı olduğunu söyleyenlerden mi?
Kendimizi kimden sakınmalıyız?
Ve kendimizi sakınmalımıyız?
Neden dürüst birine ,
güvenebileceğimiz birine
bu kadar ihtiyacımız var.
Kendimize ve dürüstlüğümüze güvenemediğimiz için mi?
Bizi dürüstlüğün gerçekten var olduğuna inandırması
bizide dürüstlüğün güvenilir sularına çekmesi için mi
insanlara dürüst olmaları için yalvarıyoruz.?
Hiç yalan söylemeyen belkide
başkasının yalan söyleyebileceğini hiç düşünmez.
ihaneti aklından geçirmeyen
başkasının da ihanetinden o kadar kuşkulanmaz
Ve ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
Herkeste kendimize çarpıyoruz.
Kara ipekten bir yorgan gibi üstümü örtüyor,
iğde kokuları,limon çiçeklerinin incecik kokusu,
kızıllığı karanlığın içinde bile sezilen sardunyalar,
minicik saplarının ucunda sessizce duran minicik güller,
çiçeklenmemiş bir hanımeli.
sessiz sakinve mükemmel bir gece.
ve,
ne kadar kalabalık yalnızlığımız.
ne tarafa dönsek kendimize çarpıyoruz..