öncelikle derin bir 'ya sabır' çekmek.
hani böyle bileğinde bir garip sinir akışı hissedersin ya, o anda ise sınırı aşmış bulunduğumdan hemen ortam değiştirmek.
ama favorim, yastığa koltuğa yumruk atıp sonra abanmak ve bir süre öyle kalmak, böyle yüzüstü. öyle kalıyorum bir süre.
sonra bir arkadaşı arayıp ''çok sinirliyim, sana geliyom ben, anlatırım, kapat!'' demek.
hiç olmadı, etrafta önem verdiğim kırılacak ve hatırası olan nesneleri ayırıp diğerlerini fırlatmak. genelde yine yastık oluyor, ders notları da olur ama tam ele gelmiyor, tercihim değil.
Acaba ne yapıyordum hatırlamıyorum, diye sinir krizi geçirdim. Aşırıya kaçmış olmalıyım ki 2 ağır yaralı bir de hafif yaralı vardı, ben cinnet geçirdikten sonra. işin daha kötü tarafı ise, o kadar hengameye rağmen, sakinleşme yöntemimi bulamamış olmam. Bak yine gerildim arkadaş. Geliyor cinnet. (Şaka maka, sahip olduklarımı düşünmem sakinleştirir beni. ki, kolay kolay sinirlenmem.)
deli gibi temizlik yaparım, ne kadar elektronik malzemem varsa hepsini döker, düzenlerim.
Bazen işler çığırından çıktığında, biri beni sinirlendirse de şu ortalığı toplasam dediğim bile oldu. *