bende gördüm lan. bu sabah hemde. anlatayım mı lan? ama sonra deme sözlüğü günlük gibi ibne diye? tamam anlatıyorum.
rüyamda aibm ben ve ablam bisiklet ile izmir sokaklarını arz-ı endam eyliyoruz.
ablam ve ben bir bisiklette ablam seleye oturmuş pedallara basıyor ben dümeni kaptan edası ile sağa sola çeviriyorum.
abim tek bisiklette önümüzde bize yol gösteriyor. bir karga gibi?
derken bir ses bir gürültü böyle aman allahım su geliyor lan arkamızdan. resmen sel bizi takip ediyor. abim önde olduğu için ıslanmıyor ancak biz arkadayız sel bizi yuttu yutacak hafiften ıslanmaya başlıyoruz.
derken ben pedalları alıyorum basıyorum gaza hızlanıyoruz. uçuyoruz lan. abimi yakalıyoruz nanik yapıp pandik atıyorum abime dalga geçiyorum onunla.
sel gerimizde kalıyor.
ne yapacagız olm diye düşünüyoruz abim izmirin en yüksek noktalarından biri olan kadifekale yi işaret ediyor. emir büyük yerden istikamet kadifekale marş marş diye basıyoruz pedallara.
kadifekale yokuşunun önüne geliyoruz. bir gürültü bir ses bir hiddet geliyor.
irkilip iniyoruz bisikletten. kulagımı yere yapıştırıyorum. abim napıyorsun lan diye soruyor ben ise ''abi yerin kulağı oldum ehe ehe'' şeklinde şaka yapma telaşındayım. aptal diyor kafama vuruyor olm sel geliyor lan sıkı tutunun diyor.
yokustan bir su fıskırıyor aman tanrım oh my god siki tuttuk ne derseniz artık. o şakacı ben gitmiş yüzü mosmor olan ben gelmiş. bir ben gelmiş benden içeri siktiler cigerimi dalagımı hesabı. ıyk.
neyse abim bir çığlık bir figan hava atıyor olm yokusun dibine sinin.
askerde talim yapıyoruz sanki yokusla bütünleştik adeta.
sular üstümüzden geçti. bizi alıp götürmedi. abim bir kere daha haklı çıkmıştı. gururlandık yoksa yoksa bu o beklenen kahraman mıydı?
bu düşünceler eşliğinde yokuşu tırmandık. aman tanrım ohh my yeahh süper bir ev şuh bir ortam süper her şey. eve yerleştik hemen.
bir sokak çocugu geldi. abi bu evin sahipleri öldü ben buraya her gün gelir ev sahipleri yemek verirdi bana şimdi ben ne yapacagım? diye acitasyon yapıyordu bana.
merhametli biriyim üzüldüm haline tuttum bogazında siktir git lan buradan ibne kofte cakall dedim.
abim bu sözleri duyup hızır gibi yetişmiş beni dövüyordu. o cocuk bundan cesaret alıp ikisi birden bana dalıyordu. abim bir kahramandı bu kesindi artık.
derken eve telefon acmam gerektiğini söyledi abim biraz bozulmuştum neden bütün her şeyi o düşünüyor diye kızdım. bu rüya benim lan sittir git işine diyecektim ama kahramana ihtiyaç vardı ve ben kahraman değildim..
evi aradım annemler iyidi. dediklerine gore bir deprem olmuş ve yer altı suları yer yüzüne cıkmıstı. haberleri acın demişti.
hemen haberleri açtım.
sınır komsumuz izlanda ile savas baslamak üzereydi. sebep ise izmir ile izlanda arasında br buz dagının depremin etkisi ile izlandaya gltmesi ve bütün su ihtiyacımızu bu buz dagının karşılaması.
yani buz dagı izlandaya gittigi için gram su kalmamıştı.
ülke yastaydı...
---------------------
derken uyandım hemsire ilaclarımı gettirmiş onları içtim sabah saat 5.
uyudum tabi.
mahalelde bir cafedeyiz. bir velet playstation oynuyor. ve biz 10 kişi konusuyoruz. derken konustugumuz birisi o playstation oynayan cocugu dövmeye basladı.acımıyordu.
cocuk playstationun başından kalktı ama yüzü gözü kızarmıstı dayagın etkisinden.
ortamda birden bütün oklar doven cocuga yönelmiti. herkes ayıplıyor ve biraz sonra hepsi o cocuga dalacaklardı.
ortamı sakinlestirmem lazımdı. ''bir rüya gördüm olm acayipti lan'' diye konuya girdim.
hepsi bana bakıyordu az once anlattıgım rüyayı bire bir anlattım.
sonra yine uyandım etrafıma baktım. bir besmele cektim . bekledim. öyle uyumaya korktum...
bir rüya gördüm ben. rüyamda dört ana kahraman vardı: cemal, turgut, edip ve tabii ki ben.
biz dördümüz bir barda araba tamir ediyoruz. barın içinde herkes içiyor, kusuyor, gülüşüyor, şıkır şıkır oynuyor; biz araba tamir ediyoruz. bir yandan da sohbet ediyoruz.
çok fazla ayrıntıya girip kafanızı becermek istemem.
cemal şaraplardan ve kadınlardan bahsediyor. şarap ve kadının birbirini tamamlaması, güzel şarapların kaliteli kadınları çağrıştırması üzerine döktürdükçe döktürüyor.
turgut devlet ve toplumdan, birey ve otoriteden, kitle ve iktidardan dem vuruyor.
edip hüzünlü. imgelerden bahsediyor. adam fazla şiirden ölmek üzere. hala imge peşinde.
bense çingenelerden, çingenelerin müziğe nasıl yakıştığından bahsediyorum.
görüldüğü gibi bir konu birliği yok. hepimiz başka şeyleri anlatıyoruz. sosyolojik bir vaka gibiyiz.
sonunda bir konuya odaklandık ve konuştuk. size konuştuklarımızdan bahsedecek değilim. merak edin.
sonra güney amerikalı bir kadın gülümsedi, bira uzattı bana. tam elimi biraya uzattım, kadın birayı yüzüme döktü.
yahu dün gece gene rüyamda nuri alço ile fotoğraf çektiriyordum, elimde de gazoz... inanmazsınız ben aynı rüyayı belli aralıklarla görüyorum, nedir bu bilinçaltımın nuri abi ile sorunu anlamadım...
rüyamda okuluma (okul biteli kaç sene olmuş) laptop götürüyorum (oysaki laptopum yok) sonra dışarı çıkıyorum iki tane sallanan ve hırlayan zombi mi sarhoş mu anlamadığım tip yolumu kesiyor ben götü değil de laptopu düşünüyorum lan kaçarsam bunlar bunu burdan çalar. şunlara bi uçan tekme atayım (hayatta karateye işim olmadı)
derken uyandım bunda tekmeyi tutturamamanın korkusunun ve alt taraflardan gelen üşüme hissiyatının etkisi var.
havalar soğumuş çıplak yatmamalıyım göt üşümemeli.
rüyamda uzun süre kan kustum, kokusunu, tadını hep hissettim.
bir de beni seven bir çocuk vardı vefat etti bir kaç gece sonra rüyamda onun tabutunu üzerimden geçirmeye çalışıyorlar besmele çekmeye çalışıyorum boğazım düğümleniyordu neyse uyandım tekrar uyudum aynı rüyayı tekrar gördüm bu kez hem tabut geçti üzerimden hemde besmelemi çektim.
Tsunami. Çook uzaktan ama o nasıl bir ihtişam. Dağ yürüyor. Tabi bu durumda sıradağ. Of o ne görkemli, ne seyrine doyulmaz bir görüntüdür. Şimdi plajda çük kadar dalga seni ne yapıyor değil mi? Soytarı oluyorsun girene/çıkana kadar. Tabiat karşısında bir kez daha saygıyla eğiliyorum. Güvenli bir yerdeyim ama kıyıda oynayan çocuklar mı dersin, hemen yakındaki binalar mı dersin. Puf! Tuzla buz oluyorlar. Enfes bir görüntü. Sonra bir tane, bir tane daha. Bu doomsday rüyaları da neyse artık. Kıçım açıkta kalmış sanırım.