yazılan enrtylerden az çok belli olan ruh hallleridir. kimi sevgilisinden, kimi arkadaşından kimi de hayattan dertlidir. bazısı da hayatı hiç umursamaz haldedir. yaş durumuna göre de, umutsuz olanlar ve hayata umutla bakanlar birbirinden ayrılırlar.
yazarların o an ne hissettikleridir. kendileri söylemedikleri sürece bilinemez. zira hissettiklerini entryleriyle sezdirmeyecek kadar iyi yazarlar vardır.
farz-ı misal, sizi yardırıp yerlere yatıran adamın dertler içinde boğuluyor olmadığı ne malum?
Tanım :''Sağ tarafa sol frame gibi bir bölüm açılsada, her yazarımsı oraya kendi ruh halini yazsa bizde yorumlasak'' düşüncesini beynimin ücra köşelerinde dolandırıp, buraya entry olarak girmemi sağlayan başlık.
Gecenin derin karanlığında,laptopun ekranının azaltılmış parlaklığıyla birlikte surata yansıyan ve psikolojik ruh bozukluğuyla gelen saplantılı düşüncelerin klavyeye aksetmesiyle ortaya çıkmış ve sözlükte yazarken yuuhh yaa ben cidden hastaymış sorunluymuşum dedirterek farkındalığına vardıran sözlükte yazar olmaksa buna karşın alternatif bir tedavi şekli.
kırılmış, üzülmüş ama şimdi iyi, iyi olmaya çalışıyor. hayatın, gereksizliklerine üzülecek kadar uzun olmadığını kendisine hatırlatmaya çalışıyor. anneannesini çok özlemiş bir de, onu çok sevmiş.
babamın cezaevine girmesiyle, yaklaşık on gündür belki hayatımın en ağır günlerini yaşamaktayım. kendimi sosyal hayatta çok pasif hissediyorum. üstelik normal zamanlarda çok hiperaktif ve geveze birisi olmama rağmen. karşımda konuşan ne kadar önemli birşey anlatsa da hı, ha, tamam, gibi aptal tepkiler veriyorum. bu durumun farkındayım ama önüne de geçemiyorum. antidepresanlarımı içmeye devam mı etsem sözlük ne dersin?
yağan sağanak yağmur ofisin camlarından akarken,
gök gürler ve şimşekler çakarken,
ayaklarımı sehpaya uzatmış emre aydın - bu yağmurlar çalıyor...
her yağmur biraz duygusal, biraz melonkolik, biraz depresif yapıyor insanı... kuşadası