son zamanlarda dikkatle izlediğim ve hayretler içerisinde kaldığım durum. saçmasapan konu başlıkları ile açılmış tamamen recep tayyip erdoğan'ı hatta eşini (bkz: emine erdoğan)hedef alan öyle az-buz değil bayağı mahkemelik olabilecek kadar ağır eleştirilerin yada "hakaretlerin" edilip siyasetin s'sinden anlamayan veledlerin ahkam kestiği bir ihtisas konusu olmuş sözlükte haberimiz yeni oldu.
evet politikalarını, siyaset anlayışını, tipini, sıfatını, konuşmalarını, mimiklerini, geçmişini, yürüyüşünü sevmeyebilirsiniz, ama unutmayın ki kendisi şu an demokrasi ile yönetilmekte olan bir ülkenin halkın büyük çoğunluğundan aldığı oylarla tek başına iktidar olmuş başbakandır, en yetkili kişilerinden biridir.
hataları, yanlış söylemleri olmuş olabilir. bu onun ve ailesinin umarsızca hakaretler savurmanıza sebep değildir. kendisiniz türkiye için birşey yapma çabasında olmadığı mı düşünüyorsunuz ? eleştirin ama "hakaret" etmeyin. yazıktır, günahtır.
Sözlükte yazarlıktan ziyade, sözlükte siyaset yapmaya ve belirli bir amaca ulaşmaya calışan bünyenin açmış olduğu başlıklardır.
Ancak bunu yaparken unutulan olgu, türkiye'de ki siyaset futbol takımı tutmaya benzediğidir. iyi gününde de kötü gününde de o siyasi parti desteklenir ve kim nederse desin kulak tıkanır. acılmış başlıklarda "tamam arkadaş recep tayip erdoğan'ı desteklemicem artık siz haklısınız" diyen henüz görülmemiştir görülemezde.
Sözlüğe genel bir bakış atıldığında, normal açılan konulara pek rağbet olmadığı hatta hiç altına entry grilmediği çok rahat bir şekilde görülebilir. Oysa rte hakkında veya yine siyaset içerikli konu açan yazarlar biliyorki illa altına bir yanıt gelecek. Böyle olunca da karşımıza açılmış saçma sapan siyasetle ilgili başlıklar diziliveriyor. Reting peşinde koşan yazar bu uğurda türkiye'nin başındaki babam olsa tanımam edasıyla ağır hakaretlere varan cümleler sarf edebilmektedir.
Gereksizdir yapılmamalıdır. Sözlüğün başı belaya sokulmamalıdır.
öncelikle şunu bir netleştirelim. recep tayyip erdoğan bu ülkenin başına geldiğinden bu yana 4 yıldan fazla bir süre geçti. bu süre içerisinde elle tutulur ve gözle görülür belli yararlar sağlamış olabilir, bunları da göz önüne alalım tamam. amaaa şöyle de bir durum var ki, sayın başbakanımız kendisine yöneltilen eleştiriler bir anda artmaya başladığında hemen türban ve benzeri konuların arkasına sığınarak gündemi meşgul etmiştir. girin tbmm'nin sitesine ve açın gazete arşivlerini, bir karşılaştırın bakalım türban konusu ortaya konduğunda neler neler geçmiş yasa olarak meclisten.
eğer bu türkiye demokrasiyle yönetiliyorsa ve tayyip erdoğan da bu ülkenin yönetiminde iktidarsa, kendisine saygı göstermem için benim de vatandaşı olduğum bu ülkenin vatandaşına saygı gösterecek. cumhuriyetin kurucusu mustafa kemal atatürk demiş; köylü milletin efendisidir diye. peki sayın(!) başbakanımız ne yaptı? köylüsünü öpüp başına koyacağı yerde, bütün türkiye'nin gözü önünde hakaret etti, hem de en kutsal varlığı, anneyi kullanarak. bu hareketten sonra kimse kusura bakmasın, göstericek saygım dahi kalmaz. dün bunu köylüsüne yapmış olan yarın bir gün şehirlisine de yapar, mecliste de yapar. böyle bir tavrı vatandaşına gösteren her kim olursa olsun karşılığını alır. ailesine yönelik ağır eleştiriler de bunun en büyük örneğidir.
sonrasında, ağır eleştiriyle hakaret arasında büyük bir fark vardır. hakaret genellikle küfür içeren sözcüklere denirken eleştiri insani boyutlarda yapılır. ha ağır eleştiri dediğimiz zaman saygı sınırlarını aşması gerek demiyorum, ama bir kez daha hatırlatıyorum, bu adam saygıyı hak ediyor mu bir soralım kendimize.
sonuncusu, ki aslında bunu hiç yazmak istemiyordum ama demokratik bir ortamda yaşadığımıza göre isteyen istediğini eleştirebilir. bunu 15 yaşındaki çocuk yapmış veya 80 yaşındaki sakallı dede. hiç mi hiç farketmez. sonrasında bu derece saygısız hareketlerde bulunmuş birini, ki bu kişi başbakan da olsa, eleştirmek için siyaset bilmenize hiç mi hiç gerek yok. aslına küçük diye nitelendirdiğimiz yazarların karşılıklı saygının farkında olmaları ve tepkilerini dile getirmeleri bu ülkenin geleceği adına sevindiricidir.
şimdi durun da bir düşünün bakalım. bu millet tayyip erdoğan'ın yaptıklarını hak etti mi? ve tayyip erdoğan yaptıklarının karşılığını alıyor mu yoksa daha ağır eleştirilere de mi mahkum olacak?
