Ben bu hayatta cok rezil oldum var ya artik bagisiklik kazandim ustume sicsalar rezil olmam anlatabildim mi rezil oldugum anlar diyorum o kadar cok sey var ki ama rezillik diye bir sey yoktur baskasi beni rezil gorebilir ama ben ve allah beni bildikten sonra digerlerinin onemiyok olumlu dunya zaten.
ara ara istanbul'a abimlerim yanına gidiyorum. başlarda onlar beni gezdirseler de artık salıyorlar "git gez lan" diyorlar. ilk tek başıma gezmeye çıktığımda abimin kartını almıştım. üzerinde resmi bile vardı, öğretmen olduğu falan yazıyordu. gösterme şoföre alır elinden cüzdanla okut dedi. kredi kartı olduğu için de okumadı cihaz. ilk gezimi beleşe yapmıştım. geçen sene yine gittiğimde istanbul kart aldım. metrobüs'e binerken turnikelerde okuttum. sonra metrobüs'ün içinde de okuttum kartı. şoför "gerek yok" dediğinde artık çok geçti. otobüsün içine doğru döndüğümde de herkes bana bakmış, kimisi de gülmemek için kendisini tutuyordu. ona fırsat bırakmadan ben başladım gülmeye. bana bakanları gülümseyerek başımla selamladım geçtim bi koltuğa oturdum. rezil oldum mu, olmadım mı bilmiyorum açıkçası.
Gayet yeterli ingilizcesi olan biriyim. Hatta daha da geliştirmek için bu yaz bir otelde çalışıyorum.
Turistin biri bana diskoya nasıl gidebileceklerini sordu. Benimde o sırada acelem olduğu için "skerim cümlesini kurgusunu. Sadece ana kelimeleri kullan." dedim kendime ve "go this way, turn left and walk two or three thousand meters."
Okki deyip gittiler.
Yaklaşık 40 saniye sonra yaptığım mallığın farkına vardım. işi gücü bırakıp. Diskoya doğru koşmaya başladım. Bulsam adamlara ne diyeceğim sanki? "Ya pardon ben sizi fazladan 2 kilometre yürüttüm." mü diyecektim?
Aklımda bunlar dolaşırken aniden önüme biri çıktı. Bende duramayıp üstüne atlarcasına çarptım. Ortalık insan dolu. Ben birinin üstüne çıkmaya çalışmışım.
Çarptığım kişi, fazladan 2 kilometre yürüteceğim insanlardan biriydi de allahtan adamları yormamış oldum.
Bu da tek tesellimdir.
bir gün çanakkele zaferiyle ilgili bir tiyatroya katılmıştım, tiyatro başladı ve sıra bana geldi, o kadar kişinin karşısına çıkmanın heyecanıyla repliğimi unuttum ve öylece kala kaldım, elimi yüzüme götürdüm ve içimden eyvah dedim,
o sırada bir kaç kişinin alkışlamasıyla salon komple alkışlamaya başladı, en azından bi nebze rahatladım.
havaların ısındığı bir dönemde yeni bir telefon almıştım. sağını solunu kurcalıyorum, kamerasını falan deniyorum sürekli. bi' akşam sıcak diye balkona çıktım elimde telefon. kamerası akşam nasıl çekecek diye deneyeyim dedim. bu arada da karşı apartmanda benle aynı yaşlarda ya da benden 3-5 yaş büyük bir çocuk oturuyor. ben hangi kafadaysam kamerayı karşı binaya yönelttim ve fotoğraf çektim, flaş patladı. çocuk balkondaymış hem de üstsüz. resmen çocuğu çektim gibi oldu. ben bi kalakaldım. çocuk da 3-5 saniye bana bakıp içeri girmişti. sapık oldum durduk yere. bu olaydan bi' kaç ay sonra taşındık da çocuğu görme riskim kalmadı. görsem de tanımam zaten. her hatırladığımda gülümsediğim bir rezilliğimdir bu da.
dün metrobüse yürürken müzik dinliyorum, gaza gelmişim kendi kendime. Yürüyüşüm değişmiş böyle sekiyorum müzik dıptıs dıptıs ettikçe metrobüs merdivenlerinde.
Son basamağa geldim pıt diye zıplayayım dedim demez olaydım, ayakkabının ucu merdivene takıldı toparlayayım derken karşı karşıya pozisyonda oyuncunun üzerine açılan kaleci gibi eğilmiş halde eller yanda gittim bi müddet. Karşıma bi dayı çıktı huop huop huop deyip tuttu beni omuzlarımdan. Bir iki adım geriye ittim adamı, onu da düşürecektim az daha. Kafayı kaldırdım gülüyor zilli zilli napsın haklı adam. Ben de sırıtıp teşekkür ettikten sonra devam ettim.
Bi daha metrobüse yürürken imany dinleyenin ensesini cimciklesinler.
Azcık eğlenelim diye Cips poşetine koyduğum ölü fareyi kızın eline dökmem sonucunda kızın çığlık atması.
Herkesin başımıza toplanıp ne oluyo aq ifadesi sergilemesiyle kızın it gibi fareden korktuğunu öğrenmem. Oradakilerin yav bir şey yapmayın özürlü galiba bakışları altında ortamı terk etmem...
Hof feci rezil olmuştum. Bak yine bi darallar geldi.
yeni tanıştığım birinin beni araması telefonu açmam karşıdakinin doğal olarak "alo" demesi ve benim de "iyi" diye karşılık vermem Daha sonra iyihih diye gülme efektine çevirmeye çalışıp olayı daha da tuhaflaştırmam.
Biraz önce markete girdim sözlük. Bi kulağımda kulaklık kasada beklerken kasiyer "11,5 lira tatlım" dedi. Ben de içimden bu ne samimiyet ya eheheh demek ki nasıl tatlıysam bugün diye düşünüp fişi alırken "teşekkür ederim tatlım." dedim. adam bi şaşırdı sözlük, "iyi günler." dedi. Sonra ben aldıklarımı poşetlerken arkamdaki müşteriye "23 lira toplam" dedi. Benim jeton tam o an düştü.
Toplamı tatlım olarak algılayan bir gerizekalı olarak -gerizekalının a sında inceltme yok- google earth ümden bir marketi silmiş bulunuyorum. Gidemem ben bi daha oraya.
öğretmenlerle ilgili baya sert eleştirilerde bulunurken arkamda oturan gözlüklü ve hafif tombul kişinin öğrenmen olduğunu öğrendiğimde yaşanılan rezilliktir. fakat eleştirilerimi geri almadım.
not: ailemde de öğretmen var. onlar için de geçerli bu eleştiriler.
karşıdan gelen tanımadığım insanın bana el sallaması ve benim de ona hunharca el sallamam, sonra aslında bana değil de o an yanımdan geçen birine el salladığını fark etmem. daha fazla konuşmak istemiyorum.
lisede edebiyat dersinde cenap şehabettin ismini duyunca kendimizce cenabettin falan deyip gülüyorduk.
bir sene sonra üniversiteyi kazandım tarih dersinde isimlerin kökeniyle alakalı birşeyler işliyordu hoca ve sonu 'ettin' le biten isimlere örnek verin dedi bir kaç örnek verildi şerafettin cemalettin vs.
daha sonra ben söz aldım ve bilinç altım beni nasıl yanılttıysa artık cenabettin dedim evet bütün sınıf kahkaha atıyordu benim jeton hala düşmemişti anlamsızca bunlar niye gülüyor diye etrafa bakarken hoca yüzüme uzun uzun bakıp sen misin o dedi oturdum yerime ve o an dank etti, etti ama yer yarılsada içine girsem.