cumartesi gecesi oğlunu evde yakalamış annenin meyve soyup odanıza getirmesi bi de eliyle yedirmesi sonra ağzınızı silmesi. yok tamam o kadar değil ama meyveyi soydu aro.
iktidar sahiplerine göre zorla mutlu olmalıyım. eleştirme hakkım yok. aksi halde sürülebilirim. hakaret edersem mahkum olurum. hergün şehit haberinin gelmesine ve ülkemin bazı bölgelerinin yakılıp yıkılmasına üzülmeye hakkım yok. çünkü o iktidar sahibi namaz kılıyor. duble yol yapıyor. bu yüzden mecburen mutluyum. düğünüyle eğlenmek zorundayım. düğün yapmasını eleştirme hakkım da yok. o düğün yapılacak ve ben de mecburen mutlu olacağım. işte bakın nasıl da hayvan gibi mutluyum. siz de mutlusunuz da haberiniz yok aslında.
az önce bir kelebeğe vuracak iken vazgeçtim. insanlar bu tip kelebekleri pek sevmezlerdi çünkü renkleri yoktu ve soluktu. aptal bir şekilde ortalıkta dolaştıkları için nefret edilirdi kendilerinden. elimi yaklaştırıp parmağıma ve sonra da avucumun içine aldım. ardından balkona çıkıp demirlerin üzerine koydum ama gitmedi. tamam beni sevdiğinden değil ama beraber sigara içtik onunla. sonra gitti zaten. "konuştuklarımızı renkli kelebeklere de anlat tamam mı" dedim ve içeri girdim.