Öyle, durup dururken, elimi tutması, durup dururken, bana bir öpücük vermesi, yanımda yürürken saçlarını bana sürtmesi, koluma dokunması, boynumdan öperken biraz nefes alıp durması.
Çok da küçük değil belki, ancak öyle ufak anlarda olunca, en büyük mutluluğu bu küçük şeyler veriyor.
Gecenin bir vakti zifiri karanlık olan evime girdiğim zaman elimi uzatınca lamba düğmesinin(anahtar) yerini bulabilmek mutlu ediyor. Hani o düğmenin alışılmış yerinde duruyor olması acaip güven verici bir olay.
Sigara dumanından birinci yuvarlağı yaptıktan sonra o yuvarlak biraz yükselirken ikinci yuvarlağı bırakıp ilkinin içinden geçirmek.
Yine mutluluktan içim kıpır kıpır oldu mk.