hoca herkese euzu besmele'nin nasıl telaffuz edildiğini anlatıyordur. önce kendisi söyler ardından tek tek söyletir, mahalleden bir arkadaşıma sıra gelmiştir.
-evet ümit sıra sende, bi besmele çek bakalım.
+peki hocam, yavuzubillahimineşşaytanirracim.!?
edit: hoca tecvitli söylediğinden arkadaş tam anlayamamıştır.
-bi daha söyle oğlum.
+yavuzubillahimineşşaytanirracim...
edit 2: o sırada kurstaki öğrenciler yarılır.
-sen tam duyamadın heralde beni, ön sıraya gel oğlum. *
Yazarlarin anilaridir.
2007 yazi o zaman bir bebektim elif be yi cozeli baya olmustu, yavas yavas cuzde ilerledigim zamanlardi, neyse birgun tenefusteyken bu cok bilenlerin oldugu kale gibi bir yer var, boyle etrafi kapli, merdivenle ona tirmandim, mikrofon sistemi falan takiliydi, off olan yeri on yapip mikrofonu actim dj akmandan seninle ilk defayi soyledim sonra hoca beni gordu yukari yanima cikti mikrofonu kapatti ve beni asagiya atti o an nevrim donmustu birden hocanin kokulu coraplarini burnumun direginde bulmustum yedigim tekmeler pek onemli degildi ama o ayak kokusu cekilmezdi inanin bana, bu kadarlada sınırlı degildi dayak. Sonra hoca tespih kopana bana vurdu, bacaklarim kabarmisti o yuzden...
bir gün sınıf arkadaşım derse geç gelmişti (ilkokulda sınıf arkadaşımdı kursa da gelirdi) kendisi sorumluluk nedir bilmeyen birisiydi ki yıllar geçti hala aynı.
ders 11 de başlıyor ama o, sabahçı iken 8 deki derse geç kalırdı. yaz tatilindeki kuran kursuna 11 de bile geç kalırdı. bir gün nefes nefese kursa girdi. herkes ona bakıyordu. durdu bir sakinleşti ve 'hocam özür dilerim geç kaldım oturabilir miyim' dedi ve izin alarak oturdu. abdest alarak gelmişti ki saçı ıslaktı. zaten evi de caminin karşısındaki evdi. buna rağmen geç kalmayı başarmıştı. neyse, tam otururken bir ses geldi. aman allahım o da ne. gök gürlüyor şimşekler çakıyor top patlıyor sandık. camideki o dev avizenin sallandığını fark ettik. korku dolu gözlerle birbirimize bakarken, herşeyin gereksiz bir korku olduğunu, o sesin bizim oğuzhan (sınıf arkadaşım dediğim eleman) dan geldiğini anladığımızda hoca hariç herkes gülüyordu Oğuzhan bile. tabi hoca oğuzhan ın onurunu kırmamak için böyle davranmıştı. gidip abdest almasını söyledi ve o da çıktı dışarı. daha sonra ise gülümseyerek derse devam etti.
kunut dualarını ezberleyemeyince bıraktığım, su doldurucaz bahanesiyle caminin yanındaki parka oynamaya gitmemiz, kur'an kursu biterken hocanın kızlara yazma dağıtması ve dondurma alması, caminin içinde yakalamaca ve maviş oynamamız ki bazen buna hocanın da eşlik etmesi. güzel günlerdi..
ettehiyyatü'yü bir haftada zor ezberleme problemi yaşayan nadir insanlardan olma ünvanını hâlâ elimde tutuyorum. 28 yaşıma geldim hâlâ o duayı okuyamam...
Yazarlarin kuran kursunda yasadiklaridir.
2009 yaziydi o zamanlar kucuk bi velettim ama hala hatirliyorum, camide birdir bir oynuyorduk ve atlama sirasi bana gelmisti birden baktim etrafimdaki cocuklar kacmaya basladi ne oldugunu anlamadan yere yapistim cunku yatan cocuk da kacmisti derken birden belimde bir sopa hissettim, bu darbe beni yikti ben yerdeyken imam vucudumun cesitli yerlerine vurmaya devam etti ben ise o zaman bir velet oldugumdan dolayi aglamaistim.