sözlük yazarlarının kendilerini buldukları şiirler

entry22 galeri0 video1
    1.
  1. sözlük yazarlarının okuyunca kendilerini gördükleri dörtlükler/beyitlerdir.

    mesela bu dörtlük tam beni anlatır:

    Çağırırım gani deyi
    Gel ağlatma beni deyi
    Kimi görsem seni deyi
    Yüzüne sakar ağlarım
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. şimdi saat sensizliğin ertesi
    yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
    avutulmuş çocuklar çoktan sustu
    bir ben kaldım tenhasında gecenin
    avutulmamış bir ben…

    şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
    ki bu yaşlar
    utangaç boynunun kolyesi olsun
    bu da benden sana
    ayrılığın hediyesi olsun

    soytarılık etmeden güldürebilmek seni
    ekmek çalmadan doyurabilmek
    ve haksızlık etmeden doğan güneşe
    bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
    mülteci isteklerim oldu ara sıra biliyorsun..
    şimdi iyi niyetlerimi
    bir bir yargılayıp asıyorum
    bu son olsun be..bu son olsun!
    bu da benim sana
    ayrılırken mazeretim olsun!

    şimdi saat yokluğunun belası
    sensiz gelen sabaha günaydın!
    işi-gücü olanlar çoktan gitti
    bir ben kaldım voltasında sensizliğin
    hiç uyumamış bir ben…

    şimdi dişlerimi sıkıp
    dudaklarıma kanamayı öğrettim
    ki bu kızıl damlalar
    körpe yanağında bir veda busesi olsun
    bu da benden sana
    heba edilmiş bir aşkın
    son nefesi olsun…

    kafamı duvara vurmadan
    tanıyabilmek seni
    beyninin içindekileri anlayabilmek
    ve yitirmeden yüzündeki anlık tebessümü
    bütün saatleri öylece durdurabilmek için
    çıldırasıya paraladım kendimi
    lanet olsun!
    artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
    olsun gözüm be! ne olacaksa olsun!
    bu da benim sana
    ayrılırken şikayetim olsun
    0 ...
  5. 4.
  6. Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
    Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
    Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
    Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
    Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
    Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

    Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
    Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

    Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
    Gözümde canlanırdı eşkiya masalları.
    Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
    Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
    Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
    Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:

    Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
    Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

    Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
    Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
    Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
    Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
    Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
    En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

    Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
    Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

    Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
    Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
    Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
    Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
    Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,
    Parmağım istemedi tetiğini çekmeyi

    Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
    Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.

    Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
    Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
    Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
    Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
    Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
    Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

    Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
    Gözyaşları içinde seneler yürür gider.

    Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
    Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
    Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
    Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
    Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
    Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.

    Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
    Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.

    Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
    Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
    Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
    içinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
    Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:
    Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

    Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
    Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.
    0 ...
  7. 5.
  8. 6.
  9. Derde gama yatkın yüreğime acı;
    Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
    Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
    Kızıl kadehi tutan elime acı.
    0 ...
  10. 7.
  11. 8.
  12. Hayatımın ve içinde bulunduğum durumun özetidir.

    Evim der ki, “Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor.”
    Yolum der ki, “Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim.”

    Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
    “Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var. Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış.”

    Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir.

    Halil Cibran
    0 ...
  13. 9.
  14. sen benim sarhoşluğumsun...
    ne ayıldım, ne ayılabilirim,
    ne ayılmak isterim.
    başım ağır, dizlerim parçalanmış
    üstüm başım çamur içinde
    yanıp-sönen ışığına düşe kalka giderim.
    0 ...
  15. 10.
  16. Umutlarım vardı benim
    Gidecektin.çocuk kalacaktım
    Gelmeyecektin.büyüyecektim
    Ve adam olacaktım yokluğunda..
    Saçma sapan sözler yazacaktım arkandan
    Methiyeler düzecektim gözlerine
    Sen biLmeyecektin ben sevecektim seni..
    Büyüyecekti hasretin dağ oLacaktı
    Ve yokluğunla ben aynı bedende
    SEN olacaktık
    Evet senin suretine benzemeyecekti belki duruşumuz
    Ama senden habersiz SEN olcaktık işte
    NasıL deme sakın !
    Cevabını bilmediğim sorular sorma bana !
    Hatta sen hiç konuşma Duyarsam sesini öLürüm belki..
    Sözlerim var bilmen gereken
    DinLe biraz Sonra ben susarım zaten..
    Veda deyip deyip duruyorum günlerdir
    Ama aldırmamalısın sözlerime
    Çok yeminler yuttum ben..
    Mesela çok kez vazgeçtim gözlerinden ..
    Çünkü AŞKın tarifiydin senBen bilmezdim ki
    AŞk NEYDi ?SEN neydi?
    Seni sevmek neydi ?
    Zor günler geçirdim varlığınla yok olurken
    Sanmaki senden sebepti can çekişlerim
    Hayır hayır esmer güzeLi
    Senden değiL AŞKtan korktum ben ..
    Ama kaçmak yakışmazdı serde sevda varsa
    Ateşe atlamak vardı yanmak vardı hatta ateşin kendisi olmak vardı
    DayanıLır mıydı dersin ..deme !
    Aşktan yoksunluğunu bilmesin kimse..
    Evet ateş oldum yandım,küL ettim kendimi dağıldım
    Benken sen oLdum
    Seninle birleşip biz olamazken..
    Aslına bakarsan pişman da olmadım sensizlikten
    Dedim ya ;Gidecektin çocuk kalacaktım
    Gelmeyecektin büyüyecektim
    Ve adam olacaktım yokluğunda ..
    Sözler yazacaktım sana
    Şair oLacaktım
    Sen bilmezken seni anlatacaktım mısraLarda..
    Ve bunların adı UMUT olacaktı..
    NasıL olacaktı deme..
    Adın aşk ama Aşktan yoksunluğunu bilmesin kimse ..

    Tamamlanmamış çok sözüm var sana dair
    Sonunu bitiremediğim bir şiir gibisin
    Kelimelerim çıplak kalıyor aklıma geldiğinde
    Ve kahrolsun ki hiç bir harf giydiremiyor sözlerimi
    Yettiremediğimden içime seni Sürekli tekrarlıyorum kendimi
    Yani elden düşme umutlar ikinci el sevdalar taşıyorum yüreğimde
    Böylesi daha zor bilesin !
    Dilenci gibi yaşamak,avuç açmak her mutluluğa
    Nasiplenmeyi beklemek tanımadığın kapılarda
    BaşkaLarının elbiselerini giyip dolaşmak sokakta
    Ne kadar zorsa o kadar zor işte hayatı ikinci el yaşamak..
    Bazıları ikinci bahar da diyor buna
    Ama ben onlardan değilim
    Sen varken kışın ortasında bile baharı yaşarım ben Yoksanda yaşarım...
    Fakat sarılıp başka bedenlere olmayışına bahar demek
    Mevsimlere utanç AşKa hakaret demek ..!


    Saat 3’ü vurdu Gece karanlık !
    Yokluğunu bekliyorum kapımı çalsın diye
    Çalsın ki uyuyayım artık
    Çığlık çığlığa seni arıyayayım rüyalarımda
    Sen yine gelme senLi kabuslar bile yeter inan.
    NasıL yani ? deme..
    Cevabını bilmediğim sorular sorma bana ..
    Hatta sen hiç konuşma
    Duyarsam sesini ölürüm belki.


    Yine aynı şey oluyor şimdi,sözlerin sonu gelmiyor
    Sen öyle bir şeysin ki sonuna nokta konmuyor..
    Şiirler yazıyorum sana sevmediğini bile bile
    Yeminler savuruyorum bu son diye diye
    Ama aldırmamalısın sözlerime,
    Çünkü çok yeminler yuttum ben..
    -Ki sen yaşarken imkansız bu sevdaya oruç tutmak
    Anlar mısın bilmem
    Ama aşk demek gayya kuyusunda müebbet demek ..

    Biliyorum bir ben değilim böyle yanan
    Gecenin ayazında yine yokluğundur bana kalan..
    istemek mi varlığını ?Haşa !!
    Haddim değildir gözlerine yüz sürmek
    Ama Bir kez olsun benim yüreğimle bak aynada kendine
    Ve gör artık;
    Bir beladır gözlerin..!
    Ve anla artık;
    Aşkın tarifidir suretin..!
    1 ...
  17. 11.
  18. hissi kabl el mekan.

    şairleri de zorlamamak lazım.

    o şirinde ben varım falan. adam derse ki ne alaka filan.

    mekanımız ulu

    şiir yazalım

    buluşalım dağ'ın doruklarında.

    hasretime saat tut
    zaman durur sözlük,
    beklerim seni sahilde.
    0 ...
  19. 12.
  20. Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
    Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

    ahmet telli
    0 ...
  21. 13.
  22. ...bir şarkı ne zaman güzel değildir
    sonu olduğu zaman
    sonu yoktur çünkü güzel şarkıların"..

    edip cansever.
    0 ...
  23. 14.
  24. "dün sabaha karşı kendimle konuştum
    ben hep kendime çıkan bir yokuştum
    yokuşun başında bir düşman vardı
    onu vurmaya gittim kendimle vuruştum"

    (bkz: özdemir asaf)
    3 ...
  25. 15.
  26. Uzunca zamandır görmeyeli seni
    bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
    kollarıma alıp sarmayalı seni
    beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun.
    2 ...
  27. 16.
  28. Özel bir anısı vardır derinlerde.

    0 ...
  29. 17.
  30. kadına, kıza, sevgiliye, yavukluya laf söz eden klavye delikanlılarını gördüğümde akla gelen şiirdir.

    Kimi der ki kadın
    Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
    Kimi der ki kadın
    Yeşil bir harman yerinde
    Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
    Kimi der ki ayalimdir,
    Boynumda taşıdığım vebalimdir.
    Kimi der ki hamur yoğuran.
    Kimi der ki çocuk doğuran.
    Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
    O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
    Yavrum, annem, karım, kızkardeşim,
    Hayat arkadaşımdır.

    Nazım Hikmeet Ran
    1 ...
  31. 18.
  32. "işim gücüm budur benim,
    Gökyüzünü boyarım her sabah,
    Hepiniz uykudayken.
    Uyanır bakarsınız ki mavi.

    Deniz yırtılır kimi zaman,
    Bilmezsiniz kim diker;
    Ben dikerim.

    Dalga geçerim kimi zaman da,
    O da benim vazifem;
    Bir baş düşünürüm başımda,
    Bir mide düşünürüm midemde,
    Bir ayak düşünürüm ayağımda,
    Ne haltedeceğimi bilemem." Orhan Veli
    1 ...
  33. 19.
  34. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
    Alt katında uyumayı bir ranzanın
    Üst katında çocukluğum...
    Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
    Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
    Aşk diyorsunuz, 
    limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!

    Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
    Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
    Büyük bir aşk yamadım
    Hayır
    Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
    Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
    Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
    Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
    Aşk diyorsunuz ya
    Ben istemenin allahını bilirim bayım

    Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
    Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
    Ki uçlarından çile damlardı.
    Güneşte nane kurutmayı
    Ben acılarımın başını
    evcimen telaşlarla okşadım bayım.
    Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
    insan kaybolmayı ister mi? 
    Ben işte istedim bayım.
    Uzaklara gittim
    Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
    Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım

    Süt içtim acım hafiflesin diye
    Çikolata yedim bir köşeye çekilip
    Zehrimi alsın diye
    Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
    ilahiler öğrendim.
    Siz zehir nedir bilmezsiniz
    Zehir aşkı bilir oysa bayım!

    Ben işte miraç gecelerinde
    Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, 
    Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, 
    Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
    Bir şiir aradım.
    Geçen üç yıl boyunca
    Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
    Ülkem olmayan ülkemi
    Kayboluşumu aradım.
    Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
    Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
    Haroşa bir hayat bırakmak için.
    Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.

    Kimi gün öylesine yalnızdım
    Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
    Annem
    Ki beyaz bir kadındır
    Ölüsünü şiirle yıkadım.
    Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
    Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
    Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
    Acının ortasında acısız olmayı, 
    Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
    Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
    Aşk diyorsunuz ya, 
    işte orda durun bayım
    Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
    Kendimin ucunda
    Öyle ıslak, 
    Öyle kötü kokan, 
    Yırtık ve perişan.

    Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
    Aşkı aşk bilir yalnız!

    Didem Madak
    4 ...
  35. 20.
  36. Bir yer var biliyorum. Orada her şeyi söylemek mümkün epeyce yaklaşmışım duyuyorum anlatamıyorum.
    0 ...
  37. 20.
  38. Çömeldim, bakıyorum toprağa.
    Otlara bakıyorum, böceklere bakıyorum.
    Mavi mavi çiçek açmış dallara bakıyorum,
    Sen bahar toprağı gibisin sevgilim
    sana bakıyorum

    Sırtüstü uzandım görüyorum gökyüzünü,
    Ağacın dallarını görüyorum.
    Sen, bahar mevsiminde gökyüzü gibisin sevgilim
    seni görüyorum

    Gece kırda ateş yaktım, ateşe dokunuyorum
    Suya dokunuyorum,
    Kumaşa dokunuyorum,
    Gümüşe dokunuyorum,
    Sen yıldızların altında yakılan ateş gibisin sevgilim
    sana dokunuyorum

    insanların içindeyim seviyorum insanları
    Hareketi seviyorum
    Düşünceyi seviyorum
    Kavgamı seviyorum
    Sen kavgamın içinde bir insansın sevgilim,
    SENi SEViYORUM.

    Nazım hikmet
    0 ...
  39. 21.
  40. Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin...
    Fedakârlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orda beraber yaşarız
    külümün içinde külün,
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım.
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
    içimden bir şey :
    belki diyor.


    18 Şubat 1945
    Piraye Nâzım Hikmet
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük