bugün

5. nesilden sonrası, çoluk çocuk.
itiraf edecek birşeyim kalmadı o kadar transparan bir insanım. bu da benım itirafım sabah sabah. Baya rahat hissettiriyor.
Paranın pul kadar değeri kalmadı. Sırf maaşa kalsak yandı gülüm keten helva. 3-5 kuruş iddaadan kazanıyoruz da fatura masrafı, içki sigara masrafı, benzin masrafı falan çıkıyor. Kupon yapacak maç olmazsa o da olmayacak. Yoksa bu alım gücüyle çok zor bu devirde yaşamak.
Markete giriyoruz, ortada ne et var, ne şarküteri var. 500lük olup çıkıyoruz.
Aşağılanmayı sevmeyen kız var mı çok merak ediyorum.
i) insanları bir kaynak olarak kullanıyorum. Düşünme kaynağı. Aşşağı ve bayağı bulduğum insanlarrın bile ve isteyerek ayaklarına gidip sohbet ediyorum. Ama asla ikiyüzlü gibi yüzlerine gülmüyorum. Onların saçma hayatlarının nasıl işlediğini o kafalarının nasıl ve neyle şekillendiğini görmek bana haz veriyor. Saçma sapan insanlarla tanışıyorum. Hiçbir zaman ilk adımı ben atmıyorum. Ama atılan adımı kabul ediyorum çünkü insanların nasıl yaşadığını ne düşündüğünü acayip merak ediyorum. Bu yüzden burda yazıyorum çünkü buranın saçmalığını, absürtlüğü ve bayalığını incelemekten hoşlanıyorum.

ii)Bazı tanıştığım, özellikle yeni tanıştığım insalar yaptığım iki felsefi ve toplumsal analizle benim cidden bir şey bildiğimi ve akıllı olduğumu düşünüyorlar onlara daha çok gülüyorum. ben kendimi bu kadar kusurlu görürken beni takdir etmelerine hayret ediyorum ancak bir aptal bana hayret eder ve imrenir diyorum.

iii)içinde yaşadığımız sergi alanını düşünüyorum. Kocaman bir distopya. Geriden gelen kuşağın genç nesille çatışmasını anlıyorum. Onlara bu dönemim distopyasını okutsaydık yok daha neler derlerdi. Ama bunu yaşıyoruz.Bu nasıl bir sosyal etkidir anlayamıyorum insanlar bu kadar anlamsız nasıl yaşayabilir. Kimse olduğu gibi değil. instagram indirdim. Her yerde çekiliş var bir bilgisayar için 5 milyon yorum gelmiş. Tonlarca çekilişlere etiketleniyorum. Sosyal medyada insanlar çok mutlu, özgür ve hallerinden memnunlar. Sanki herkes harika da tek tek bizler bu bok gibi hayattan şikayetçiymişiz gibi. Bu kadar mantıksız eylemler nasıl normal kabul edildi bilmiyorum. Kendiminde farkında olmadan yaptığım sosyale uygun davranışlar olduğuna eminim ama ben hiçbir zaman moda olanın insanı olmadım. insanların ne benliği kaldı ne bireyselliği. Tek teklerin değil tüm olana uymak normal kabul edildi. Bu kıymetsizlik nasıl böyle moda oldu bilmiyorum. Düşündükçe karamsarlaşıyorum.
Itiraf edecek neyiniz var ne yaşıyorsunuz çok merak ediyorum harbiden. Yazın da okuyayım vakit geçsin.
Parmağımı götüme sokuyorum. ¤
eskiden burası günün ilk dakikalarında dolup taşardı, şuan boş görünce bi dona kaldım ahah. eskiler dm.
aşk bana göre değil sanırım. yani, denedim denedim fakat, olmuyor. nedenini de bilmiyorum yani, ilişkilerim genelde tek taraflı oluyor (son derece platonik). bu ruhen yorucu süreci yaşaya yaşaya ilerde asla hissedemeyeceğim duyguları şimdileri tüketmeye başlıyorum gibi hissetsem de, elimden bir şey gelmiyor. yok ya sözlük, o sevgililiğe zor kavuşurum gibi geliyor.
Bugün tam 40 gün geldi geçti, kendi dertlerimin üstüne bir de seni de kaybettim çok sarsıldım ailemdeki en sevdiğim insan,canım anneannem, ilk kelimem bile anne baba değil de sendin, seni çok özlüyorum.
Türkçe bilmeyenlerin, türkçe biliyormuş gibi davranmaları çok zoruma gidiyor. *
Eski erkek arkadaşımın yeni kız arkadaşı içime o kadar çok oturmuştu ki ne yapsamda odak noktam değişse diye düşünürken kendimi sözlükte buldum.
Şuan formula1 bazası temalı çocuk odası yatağında uyumak üzere yatağa girdim. Kırmızı ferrari kullanarak uyuyacağım. Hayat ne kadar bok olursa olsun hayatı Hangi gün nerde ne yapacağımın belli olmadığı hale getirerek bu şekilde seviyorum.
Muhabbet esnasında bazen gereksiz detay veriyorum sonra moralim bozuluyor.
Bi adam vardı. Mezuna kaldığım sene edebiyat öğretmeniydi dershanede. Herkes çok seviyordu onu herkes çok efendi ve sempatik buluyordu. Hep takım elbise giyerdi hiç tişört kazakla gelmezdi. Genç,komik, işine düşkün bi insandı. Sürekli konuşurken "biz" diye kurardı cümleyi. Racon gibi. Idarede Her seye de karsi cikardi.Karşıyakayı çok seviyormuş vs herkesin aşık olduğu biri.
Ama bana kafayı takmıştı. Yahu adama hicbir şey yapmamıştım daha hiç konuşmamış dersinde hiç saygısızlık etmemiştim. Mesela teneffüste yürüyordum yanimdan geçerken iki tane kız vardı aynı sınıftan, onları işaret edip sizi çok seviyorum dedi,bana döndü seni hiç sevmiyorum dedi.
Ister sev ister sevme bana ne ulan da bunu ısrarla belirtme sebebin ne acaba vs diye düşündüm bayağı.
Ders anlatırken bana bakmazdı genelde. Derse ondan sonra gelirsem kapıyı çalar gelebilir miyim diye sorardım, herkese buyur der bana suratima bakmadan, girdin zaten der terslerdi. Neyse gel zaman git zaman bunun nefretini görmezden geliyorum falan bi gün tam derse girecektim aşırı bi karın ağrısıyla kendimi tuvalete attım 10 dakika çıkamadım ve durum ilerleyip beni rezil hale getirmeden hemen eve gitmem gerektiğini anladım. Çıktım tuvaletten sınıfa gidiyorum o sırada bunun dersi var. Kendi kendime ulan ben çalınca kapıyı zaten suratıma bakmıyor bu sefer çalmayayım acaba fark edecek mi dedim ona kızmıştım bundan dolayı kapıyı çalmadan açtım.
Daha kapıyı acisimin ilk saniyesi bana nefretini kusmaya başladı ilk defa saygısızlık yaptığım için kinini buna saklıyormuş anladım.
Küfür etmeden saydı da saydı. Terbiyeden saygıdan kendini bilmezlik ve daha hatırlamadığım bir sürü şey ama ben daha tek kelime etmedim tam ağzımı açacaktım sus cevap verme diye de bağırdı. En son git aşağıdan geç kağıdı al dedi gerek yok zaten rahatsizlandigim için çantamı alıp çıkacaktım dedim al çık o zaman dedi arkamdan büyük ihtimalle konuşmaya da devam etti.
Bu adamın sorunu neydi biliyor musunuz sevdiği belli başlı öğrenciler vardı, derste etmedikleri saygısızlık olmazdı, kimisi ona isini öğretir gibi hayir öyle değil böyle derdi,kimisi onun dersinde başka bi dersin videosunu açıp ona saygısızlık edip onu kızdırmıştı ama yine ona cok sinirlendigi halde kızmamıştı,kimisi dersinde resmen kahvaltı yapmıştı bunları sevmediği öğrenciler yaptığı zaman onların ağzına sıçardı demediğini bırakmazdı ama. Demek ki sevdiklerine sinirlenip sevmediklerine patlardı bunu öğrenmiştim.
Ama o günden sonra ne oldu biliyor musunuz
Bir daha asla kafami kaldırıp ona bakmadım. Derslerinde kafami asla kaldırmadım binada görünce kafami cevirdim onunla konuşmadım derslerini dinlemedim (Kendi dersinde başkasının dersine çalışılmasına izin vermez kütüphaneye git yok yazmam derdi) ek derslerinin hiçbirine girmedim. Hatta birinde ders varken baska sınıfa geldi baktı sınıfta kendi halimde takıldığımı gördü sonra biraz duraksadı sonra gitti.
Ve ben bunları yaparken o bana hiç olmadığı kadar kibar yaklaşmaya çalışıp yumuşak davrandı. O kadar yumuşak ve kibar davrandı ki sanki öğrenci kaybettiğini düşünmüş gibiydi. Yada asıl saygısızlığı benim yapmadığımı. Kendince vicdanını rahatlatmak için bana karşı iyilik meleği kesildi.
Bense o kadar dargın ve küstüm ki aylarca edebiyat dersi dinlememiş, edebiyattan soğumuştum ve sınava eski bilgilerimle girmiştim.
Bugün hala anlamadım bunu. Bastan sona anlamadım
Benden neden hep nefret etti neden bu nefreti bana gösterdi ve hissedeyim diye bu kadar uğraştı ve neden son kötü davranisindan sonra kazanmak için bu kadar uğraştı.
Bi öğretmen neden hiç bilmediği bi öğrencinden bu kadar nefret eder?
Boşa uğraştın hoca. O kadar düşündüğün öğrencilerin içinde vicdanında hep bi yara olarak kalacağım beni geri kazanamadın. Ama üzülme ödeştik sayılır sen de benim öğretmen yaramsın.
Ben az yazayim siz çok anlayın dedirtir.
öğrenciyken harcadığım 50-100 lirayla ne kadar da mutluymuşum şimdi aylık 7-8 bin tl gelire sahibim ama hiç mutlu değilim keşke aynı yıllarım geri gelse de 50-100 lirayla mutlu olsam be sözlük. şimdi hayatın zorluğu ve özel sektörün karaktersizliğini yaşıyorum.en yakınımda ki insanların beni ne kadar çekemediklerini görüyorum ve bu durum beni çok rahatsız ediyor.
itiraf ediyorum, takvimlerden haberim yok öyle kopmuşum dünyadan ne güzel. Bugünün 2020 nin son günü olduğunu unutmuş, akşam TV de o saçma ve kalitesiz malum kanalın iğrenç sesleri çıkardığı yarışmayı duyup ekrana bakmamla hatırladım. Bir de 2020 çok hızlı geçti sanki 1 ay sürdü, 2021 uzun sürse keşke...
2021 in aynen böyle yirmiiki saat kırkbeş dakikadır olduğu gibi keyifli olmasını çok çok çok istiyorum. dinimiz amin.
başkasının eşiyle o kişinin bizi koridordan izlediğini bile bile beraber oldum. hem çok gerildim hem de çok zevkliydi...
Global bir içecek firmasında çalışıyorum, sözlüğe 2012de katıldım, 3 uzun ilişkimi de sözlük aracılığıyla tanışarak yaşamıştım. ilk gençlik yıllarımdı. Şimdi evliyim, teşekkürler.
kafam yine çok güzel.

alkolü bırakmak istiyorum. ya da yok istemiyorum. istiyor muyum yoksa? bilemedim. neyse sağlığınıza.
buraya bir şeyler karalamayı özledim.
her gece uyumadan önce "yağmur sesi-gökgürültüsü-piyano sesi" karışımını dinliyorum. başka türlü tutmuyor uyku.
insanlara uğur getirdiğimi düşünüyorum fakat kendime bir faydam olmuyor. Sanki bir yere gittiğimde orası değerleniyor. Ama kendime gram faydam yok.
Lise 2'de kendime fan hesabı açmıştım.