bugün

Bugün balkonumun köşesine yuva yapmaya başlamış kırlangıçlara izin vermedim. Başladıkları yuva çalışmasını engelledim. çok üzülerek yaptım bunu. olacak gibi değildi. vicdan azabı çekiyorum.
Yaptığım hatalardan dolayı hayatım mahvoldu ve artık suçu başkalarına atmaktan vazgeçtim ve hatalarımı kabullendim. Hayatımı mahvettiğim için derin bir kederdeyim, hayatımı nasıl düzelteceğim bilmiyorum. Şu an herkesin hayatının kısmen mahvolması işime geldi ama bunun da sonu var, sonrasında napacağım, bilmiyorum. Hiçbir şeyin ortasına saplandım kaldım.
soğuk havada battaniyeye sarılıp ısınınca mutlu olabilen bir insanım.
bu kadar kolay mutlu olabiliyorum.
buna rağmen.
evet.
Sosyal anksiyetem olabilir mi? Şu an bunu düşünüyorum. Neden düşünüyorum? Sol freymde nikimi görünce böyle göz önünde olmaktan rahatsızlık hissediyorum. Yani aslında rahatsızlık gibi de değil de bir tuhaf oluyorum. Gerçekten de Sözlüğü en çok bunun için sevmiştim. Çok dikkat çekmeden Kendi halimde takılıp gittiğim bir mecra olarak çok güzel bir yer olarak görünmüştü. Bu çizgimi de hiç bozadım. Zaten Öbür türlü sürekli izleniyormuş hissine kapılır insan. Bu da onun yazdıklarını doğrudan etkiler. Bir şey yazdığında, acaba şu şöyle ya da böyle düşünür mü, diye düşünmeye başladığın an entelektüel saflığını yitiriyorsun. Oto sansür devreye giriyor çünkü. ileride de müstear isimlerler yazılar yazabilirim. Böylesi daha özgür.
resim yapmaya devam etmek istiyorum,
milli sporcu olamasam da yüksek derecelere erişebilmiş bir sporcu olmak istiyorum,
birilerini düşünmeden, o kırılmasın bu üzülmesin demeden saçlarımı kesmek istiyorum.
Her gün şuraya yazılanların neredeyse hepsini teker teker okuyorum çok uzun olsa bile Ve bugünün ilk entrysine çok duygulandım. Üstüne bir de Neden o kadar insan eksi atmış diye ben üzüldüm hatta. Galiba bende bir tuhaflık var.
para harcayınca çok üzülüyorum ya.
Günün ilk entrysi gerçekten üzüldüm galiba. Niye eksilenmiş anlamadım.
Anladığım kadarıyla herkes beni ak partili zannediyor. Oysa ben ak Parti'ye sadece bu belediye seçiminde bb'de bizim adayımız olmadığı için oy verdim.
Reis'i müslüman kimliğinden dolayı severim. Siyaseten eleştirdiğim icraatleri epey vardır. Ama yinede ite köpeğe yedirmeye gönlüm razı olmaz.
kendimi seviyorum. canım kendim.
bu gece bu başlığa yazılan bütün entryleri oyladım. hepinizi seviyorum la bok torbaları! üzmeyin tatlı canınızı, geçer hepsi bir gün.. bilmem, belki başka şeyler başlar.

iyi geceler canlar.
Milyonlarca basamaklı bir merdivenin her bir basamağını zar zor tırmanmışım gibi.

Ve bu merdiven nereye çıkmış?
Bingo! Boş bir pencere, bir duvar.

Şimdi tekrar inmeye mecalim yok.
Atlamak istiyorum.
Doğacak bebeğimin hareketlerini anne karnındayken dinlemek beni çok sevindiriyor ve çok güzel duygular barındırıyor. Seslerime kulak kesiliyormuş gibi cevap veriyor bana adeta hareketleriyle ufaklık.
Üniversiteyi 3. Senemde kazandım. Bir kere de sınıfta kaldım. Aslında ben bir tembel öğrenciyim ama onunda bir sebebi var. KYK borcumu ödeyebilmek için bime girmek zorundaydım ama borcun yarısını ödedim ve gittim o maaşın çoğunu evin ihtiyaçlarına verdim. Sonuç KYK borcuma faiz geldi gene aynı oldu borç.

(bkz: bahtsız bedevi)
özel olduğumu hissetmek istiyorum.
herhangi birisinin bana asla yalan söylemeyeceğine inanmak gibi gerçek olamayacak kadar romantik bir hayalim var.
son zamanlarda corona salgın karantina derken insanların davranışına konuşmalarına bakıp bu ülke de ayık olan düşünebilen tek kişi
https://www.youtube.com/watch?v=34fNHnth3sM
bu olmalı diyorum.

küfür etmeden derdini anlatan insan.
neşem umudum moralim tavan yapıyor bunu izleyince...
sıkılmadan izleyin.

şaka maka bir yana bu kadar alkollü olsam, biri bana çarpsa haklı olsam zikerim diye bağırmak şöyle dursun beni zikin diye bağırırım.
oysa adam videonun sonunda inşallah yüzün gülmez, kanunu çiğnediğin gibi dünya da bütün insanlar da seni çiğner diye beddua ediyor.
en nezih en seviyeli beddua, amin diyorum.
iftarda çok yemek yediğim için hayalini kurduğum irmik helvasını yapmadım sözlük.

Şimdi yapayım diyorum ona da üşeniyorum. Galiba sahura yapıcam, en olmadı yarın.
şu birkaç ay sonrası için ne yapacağımı hiç kestiremiyorum. Olacak mı olmayacak mı sorunu uzun süredir kafamı kurcalıyordu, şimdi ise bu sorularımın cevabını almanın zamanı geldi.. Bu da yaşamakta olduğum anlarımın içine ediyor.
Bunun yanında, beni dün akşam yerle bir eden ancak geçmişte yaşasaydım beni muhtemelen havalara uçuracak kadar sevindirecek bir şey yaşadım. Ne kadar garip.. Bir Zamanlar bir şeylerin sizi hayvan gibi sevindirecekken, şimdi size keder vermesi. Bunun yanında asla asla dememek gerektiğinin ne kadar doğru olduğunu da öğrendim, ki eğer bunu öğrenmek için yaşadıysam tüm bunları pek de gereği yoktu aslında. Ne yazık ki Her iki türlüsünün de beni yalnızca kötü anlamda etkilediği bir dönemdeyim çünkü. Çok yazık.

Edit: kafa izni zamanı: ne yazık ki ben güçlü bir insan değilim. Hem de hiç. Geceler benim için birer ödülken artık onlar bile ağır geliyorlar bana. insanlar da cabası ki bunlara malesef dostlar da dahil. Hoş, onların bana kendilerince hiçbir zararları yok, tek zarar benim kendime. Varlığım bile bana dayanılmaz bir acı sebebi.
Karantina denen mevcut durum oldukça kötü evet ama iyi yanı insanlardan kendimi soyutlayabilmek. insanların olmadığı bir ortam yaratabilmek büyük bir nimet. En azından benim için böyle. Madem bu kadar zarar veriyorlar bana, yine insan dolu bu yerden de kendimi alıkoymak en iyisi. Arada bir konuştuğum yazarlara iyi dileklerimi diliyor ve bir daha dönmemek üzere aranızdan ayrılıyorum. sizlerden bir şey rica etme hakkım varsa eğer, o da şudur ki; birbirinize iyi olun, çünkü her şey yeterince ağır ve yorucu. Benim gibiler bunu kaldıramıyorlar ne yazık ki. Ne doğa ne Tanrı ne de insanlar benim türümden güçsüzleri pek sevmezler, ki haksız da değiller zaten. Ben bile kendime katlanamıyorum. Güçsüz bir ruh bu dünyaya yükten başka bir şey değildir zaten, öyle değil mi? Yaşamı yalnızca hissederek yaşamak hiçbir unsur için kabul edilebilir bir şey değil, eğer hayvan değilseniz. Ki zaten onların da yavaş yavaş sonu gelmekte. Sanırım insan olarak gelmemeliydim ben bu yaşama, akıl denen zımbırtı oldukça gürültücü. Ve benim bu gürültüyü kaldırmaya gücüm yetmiyor. Toparlanmam lazım..
Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın.
iş hayatında tanıştığım kadınların telefon numaralarını telefonuma kaydederken, hoşuma gidenlerini taktığım lakapla kaydediyorum.

mesela çatapat matbaa arzu hanım değil de bebiko diye kaydediyorum. bebiko, caniko, aşkoş, bebiko 2, bebiko3, bebiko 4 falan öyle gidiyor.
Beni çok gıcık eden lavuğun telefon numarasını tuvalet kapısına yazmıştım.
Bazen düşünüyorum şu film karakterlerine ya da youtubedeki videolardaki adamlara aşık olan kadınlara bir ben mi uyuz oluyorum diye.
BU AKŞAM iZLEMEK iÇiN Emel sayın'ın "hasret" adlı filmini seçtim.

FiLMde bol bol pink Floyd echoes parçasını kullanmışlar ve bunu farkettiğimde dehşete düştüm. Emel sayın filmi ve pink floyd müziği, kuzey kutbuyla Güney kutubu kadar olmasa da bi kuzey kutubuyla brezilya oluyor yahu.

BEN Mi ÇOK CAHiLiM bilemedim...
Bu sene Allah affetsin survivor izliyorum.
Buralardan uzaklaşınca öğrendim ki

Gerçek hayat insanı 3 günde kör eder.