bugün

neye inanacağımı bilmiyorum.
4 yaşındaki kuzenim covid-19 a üç bacılı virüs diyor. benim bilmediğim bir olay mı gelişiyor tam olarak ne anlatmak istiyor.
telefon cüzdan saat takıntısı başladı bende. şöyle üçü kaliteli olsun istedim. çok kaliteliye bütçem yetmese de fiyakalı aksesuarlar mutlu ediyor harbi.
itiraf edeceğim kimse yok yakınımda.
Ağlayan birisini gördüğümde dayanamıyorum. bir kişi başkasını aglatırsa, ağlatan amerikan başkanı da olsa imkanım varsa anasını sikerim. Zaten ben de hemen hemen her gun ağlıyorum. Bazen gunde bir kaç defa.
iğrenç bi çağdayız

Nasıl güveneceğiz nasıl seveceğiz ?
çok korkuyorum beni yine kimse öyle sevmeyecek diye. Hayatımda beni seven iki adam oldu ikisini de kendi ellerimle kaybettim. Herkes şerefsizmiş gibi, herkes yalancıymış gibi çok seviyorum diyip arkamdan çevirmeyecekleri iş kalmayacakmış gibime geliyor.

Uzun bir ilişkim olunca farketmedim insanların bu kadar adileştiğini. Ödüm kopuyor sözlük sevilmeyeceğim diye. Aptal yerine konacağım diye o çok alıştığım büyük sevgileri göremeyeceğim diye. Bunun adı ne bilmiyorum psikolojim bozuldu herhalde.
insanlar düşünülmeyi hak etmezler. Neden hassas davranıyorsun ki. insanları tanımasan tanıyamadın dicem. Sen kendinden memnunsan bitmiştir bırak insanları düşünmeyi. Nasıl olsa eninde sonunda düşüncesizlikle suçlanıcaksın.
kendimi hiç yaşımın insanı gibi hissetmiyorum.
regl döneminde
kudurduk gibi
ama ya sabır.lol.
Ayakta kalabilmek için bana pislik yapabilecek adamlara istemeden pisliğin kralını yapıyorum, arkamdan entrika çevirmesi muhtemel insanlar bir bakıyorlar ki kendileri zaten bir entrikanın içindeler falan...

Bu böyle olmamalıydı...
Sinirli bir insanım çok sert yanlarım var beni tanıyan herkes de bilir bunu, buna rağmen beni bununla yargılayan insanlara anlam veremiyorum sizler de süper insanlar değilsiniz benim de yontamadığım özelliğim bu. Dünyanın en kötü insanı benmişim de beni hiç tanıyamamışsınız gibi davranmasanız keşke. Keşke sizlere bu kadar değer vermeseydim de umrumda olmasaydı yaptıklarınız ama maalesef ki umursuyorum.
acayip çişim var.ewed
Önceden tutmaz ya da tutar da arşa çıkmaz dediğim sektörlerin bu pandemi döneminde yıldızının parladığını düşünüyorum.
yeni fark ettim ki babamdan rahmetli diye bahsedildiğinde cinlerim tepeme çıkıyor. üstelik bazen ben de rahmetli diyerek anıyorum. ama başkasının ağzından duyduğumda nadiren küfür eden bir insan olarak sikerim yapacağınız işi deyip ortalığı dağıtmak istiyorum. rahmetli değil sanki babam bir yere gitmiş ama gelecek.
Bakıyorum entry'ye 1 sayfa, yuh amk diyip basıyorum eksiyi.
8-9 yıl önce başka bir mahlasla yazıyordum burada. Birkaç yazar arkadaşım vardı, çok iyi zaman geçiriyorduk. Onların yazdıklarını okumak da çok büyük keyif veriyordu bana, sayfalarca dahi olsa. Şimdi hatırlayabildiklerimi kontrol ettim, silik olmuşlar. Biraz içim burkuldu.
Hayır olsun rüyamda "Allah için bana yazma, dostluğunu falan istemiyorum hayır" dediğim bir kız arkadaşı gördüm.

Bir yerde kasiyerdi.
Neyse bir şey aldım. Hatırlamıyorum bile.

300 lira tuttu.
Geldim konuşmayacağım ama.

Kusura bakma az önce sordum bir yanlışlık mı var diye yok dediler maalesef dedi.
Sıkıntı değil her şey pahalandı dedim ya la.

Sonra ee napıyorsun dedi.
iş güç bildiğin gibi dedim.

Sürekli gülümsüyor.
Konuşmak istiyor belli ama ben işimi halledip çıktım.

Sonra telefonum çaldı.
Arayan hatun. Yine kavga ettik.

Saçma ve sanki biraz gereksiz bir rüyaydı işte.
Bu geceki rüyamdan biraz köpürtmeyle en kötü bi sezon dizi çıkar. Her Bölümü 40 dakika olmak şartıyla 8 bölüm falan çıkar. *
Başrol öncekilerle aynı yan roller epey değişmişti bu kez. Evde kalmak mecburiyetinde olduğumuz bu günlerde bu rüyalar oluyor mu hiç sevgili bilinçaltım, senin yaptığın iş mi şimdi ?
Allahtan içinde bir takım güzel şeyler vardı da yine çekilebilir bir hal aldı durum.
Havanın güzel olması sebebiyle biraz balkona çıkıp uzandım. balkona doğru eğilen koca dut ağacı ve gökyüzünün manzarasına doğru yüzümü çevirdim. Düşen modumu tekrar dengelemek istemiştim.
O sırada yan dairenin balkonundan her dinlediğimde beni alıp götüren parçayı mırıldanıyordu birisi.
Olduğum yerde yine gözlerim doldu.
Oldukça kötü söylemesine rağmen önümde müthiş bi manzara olmasına rağmen gözlerim dolmayı nasıl başarmıştı? Bu hale gelmeyi nasıl başarmıştım bilmiyorum.
hala pembe prensesli yorgan ile yatıyorum ve odamın her yeri pembe.
sadece sıkıldığım için beynimi kusacak yer arıyorum.kafa açıyorum.Kaliteli geyik yapacak arkadaşlarım uzaklrdA
22 yıldır hiç bu kadar içim boş hissetmemiştim. Hissetmem demiştim zamanında. Hissettik.
cuma gününü de resmi tatilden sayarlarsa çılgıncasına bir mutluluk yaşayacağım.
Rüyamda taramalı tüfekle göğsümden vuruluyordum şımarık bir velet tarafından, seni gerçekte bulursam siktim belanı pis velet.
Çatıda (yaklaşık bir 10.kat) mahsur kaldım.

Demir kapı kapandı rüzgarla.
Dışarıdan açılmıyormuş. Yeni öğrendim. *

Şehri izlemek de mi suç.
kimseye diyemedim de.

Çatının yol olmayan diğer tarafına hafif riskli de olsa duvar üstünden geçersem belki diğer tarafın kapısı açık kalmış olabilir.

En iyisi kardeşimi arayayım. *