bugün

"serin bir ankara gecesinde, küçük bir gecekondu bahçesinde, büyük bir erik ağacının altına kurulmuş masamızda, uzun zaman sonra gelen mutluluğumuzu kutluyoruz. bilirsiniz mutluluklar öyle art arda gelmez. gelse de fark edemeyecek kadar aksiliklerle boğuşuyoruzdur kesin. aksilikler ve ters giden şeyler genelde bir tren gibidir, bir kere o tren raydan çıkınca bütün vagonlar çoğu zaman sırayla, bazı durumlarda da birbirlerini beklemeden raydan çıkarlar. mutluluk ise fakir mahallelerden geçen kırmızı mercedes gibidir. mahallede artık hiçbir şey aynı olmayacaktır da kimse farkında değildir. herkes kırmızı mercedes‘in büyüsüne kapılmıştır. bizler de kırmızı mercedes'in peşinden koşan kısa şortlu çocuklarızdır. mutluluğa dokunuruz ama ellerimizin arasından kayar aslında bizim olmayan mutluluğumuz. işte şimdi, tam olarak şuan, raydan çıkmış trenin yolcularının mahallesinden kırmızı bir mercedes geçmiştir. yavaş yavaş, salına salına…"
Bugün üniversitede afganistanlı bir çocuk soru sordu yarı ingilizce yarı türkçe konustuk.

Sonra ingilizceden falan konu açıldı speakingim iyi değil falan dedim pratik yapmıyor musun dedi. Uygulama adı falan söyledi sonra instagramımı istedi yardımcı olurum falan diye.

Daha önce instagramımı verdiğim kişiler yavsamıs surekli yazıp rahatsız etmislerdi ben de engellemistim. O yüzden ilk yok dedim ama sonra pisman oldum. Geri döndüm vermek için ama gitmisti.

Okulunda yabancı bir çocuk sadece dil konusunda yardımcı olmak istiyor. Hem zaten dilimi geliştirmek için yabancılarla konuşmak istemiyor muydum? Hem rahatsız etseydi onu da engellerdim ne olacaktı ki?

itiraf ediyorum sözlük, kezbanlık yaptım!
(bkz: el siki görmeyen kendininkini kazma sapı sanarmış)

Edit: silinen entrynin özeti yukarda.
Artık insanlara siktir git demekten haz almaya başlayacağımdan korkuyorum. Dost, arkadaş, sevgili kim olursa olsun kaybetmeyi hemen kabullenmek zoruma gidiyor. Ve ben buna hızla alışıyorum. Çok üzücü.
Girift bir yalnızlık bu sözcüklerle bölünemez. içime hapsettiğim sen misin, yoksa ben mi ayıramadım. Çürüyorum ağır ağır... usuldan yumuşamaya başlayan sen misin, yoksa o da mı ben?
Son zamanlarda o kadar çok ek olan -ki’yi, bağlaç olan ki gibi yazan görüyorum ki, neredeyse artık doğru yazılışını unutacağım. Bu entariyi okuyanlardan ricam; lütfen öğrenin şu imlayı, o kadar zor değil.
Yıllarca annem yaptığında yerken değerini bilemediğim, bitirmeden kalktığım, bazen beğenmeye tenezzül etmediğim yemekleri özlüyorum.

Yemeklerden sonra ailece içilen o çayı ve televizyonda siyasilerin bağrışlarını kısıp anne babamla sohbet etmeyi, masum dedikodular yapmayı, annemle babamın birbirine sarılıp bakışmalarını özlüyorum.

Kardeşimin (ki eşek kadar oldu hala) yere yatıp gözlerini kırpıştırarak hadi abla beni sevsene diyişini, beraber dans etmeyi, kıç kadar yatakta beraber uyumayı, elleriyle ördüğü atkıları, tezgahtan ufak olan boyuyla yaptığı süslediği kekleri, çizdiği resimleri, beraber yaptığımız sufleleri tatlıları, dışarı çıkıp hunharca abur cubur tatlı baklava gömmeyi ama eve gelince annemin yemeklerini hiç onları yiyen biz değilmişiz gibi yemeyi özledim.

Dinen zayıf biri olarak ramazanda iki daire arası koridora serilen o upuzun sahur sofralarını ve tüm binanın oracığa sığıp binbir çeşit yemek, kahvaltılık vs. Yemek yiyişimizi özlüyorum.

işin ucu hep yemeğe geliyor. Ailen, sevdiklerin olmadan hiçbir şey ifade etmeyen o yemeklere... Afiyetler
geçen hafta babam trafik kazası geçirdi ama ben hiç üzülemedim.
dün gece rüyama girmeseydi yine tınlamıyodum hicbi seyi.
bir girdi yine hatırlattı of yeter.
basurum yüzünden sıçmaya korkuyorum.

eksileyebilirsiniz.
Sanırım ilk defa böyle bir durum yaşadım. Birini reddettim, hem de tüm açıksözlülüğümle. Dürüst olduğum için içim rahat ama 1-2 gündür tanıştığım biri olsa da kalbini kırdıysam diye endişeliyim. Ama suçun benim olduğunu düşünmüyorum. Hiç tanımadığın birine böyle bi teklif yapamazsın, bence yani.
Boynum ağrıyor. Pazartesi günü ağardı. Game of thrones yarrak oldu. Çok şeker tükettim ve midem allak bullak. Daha 2 hafta var tatile. Bitse de gitsek.

Boynum ağrıyor... bu böyle sarar gider.

Edit: zamanın akışı şaka gibi. Dün yazdım sanki bu girdiyi. 9 gün geçmiş.
Teftiş sorunu bile çözüldü. Korktuğuma değmedi yüksek not aldım. Rahat rahat Ankara'ya da gidip geldim kazasız belasız. Şimdi bir tek uzun bir bayranm tatilini bekliyorum. Son 2 gün... bir bakacağım bayram tatili de bitecek. Dönem bitecek. Neyse tatil yavaş geçsin. Amin.
Çok önemli olaylar dışında sözlerimi tutmada çok iyiyimdir.
Son 2 senedir saldım çayıra mevlam kayıra hayatını benimsedim.

Hiç birşey için çaba harcamıyorum, yiyip içip yatıp o anda canım ne yapmak istiyorsa onu yapıyorum.
Bende seks bağımlısıyım sanırım. Pasif - Kadin farketmiyor. Pasifte minyon ve temiz yüzlü olacak kadında ise sınır yok.
Tek başıma kaldığımda mutsuz oluyorum, daha doğrusu kendi başıma kaldığımda böyle hissediyorum. Yani iç seslerimle savaşırken buluyorum kendimi.
sinemada önümde sevişen liseli çiftlerden kız olanı 2. yarıda ayakkabısını çıkardı ve sevgilisinin kucağına uzattı. çocuk o babet çorabı giymiş ayakları sevgiyle tuttu ve eğilip baş parmağını emdi. dedim o zaman aşk neler yaptırıyor insana. babet çoraplı ayak tutturuyor, bir de emziriyor.
küçükken john amcam bana penisini gösterdiği için psikolojik sorunlarım oluştu.
ailem dışında ciddi anlamda sevdiğim üç beş insan var. bu gerçekten minimal olan çevreme karşı sonsuz bir şefkat besliyorum. hiçbiri üzülmesin, hepsini minik yavru kediler gibi ceketime sarıp sarmalayıp her şeyden koruyayım istiyorum. keşke hayat böyle kolay bir şey olsa. yavru kediler üzülmese.
Kendimizi kendimizden başka kurtaracak kimse yok.
sevmekten ümit kesilmez, senin bir gün ayakların olacak ve geri gelmek isteyeceksin. geri gelmek istediğinde bir kapı bulacaksın, kulbu yok. omuzlayacaksın zorlayacaksın -ki bütün kapılar elbet açılır-. açılacak. bakacaksın bommboş bir ev.
bomboş bir eve hoşgeldin..
Yalan söylemeyi sevmiyorum. Ama yine de ilmek ilmek işliyorum bence bu bir hastalık. Tedavisi var mı?
Çok fazla itirafınız var. Gördükçe bunalıyorum..
Stresli olduğumda sebep olan durum geçene kadar kurtulamadığım bir kalp çarpıntısı yaşıyorum, o çarpıyor ben uyuyamaz oluyorum. Boğuluyorum. Azıcık xl bir insan olsam ne olurdu sanki. Sıkıldım kendimden.
evimi taşıdım. yerin iki kat altından terası olan adamakıllı manzarası olan bir eve geçtim. eski evim eşyalı idi şimdi bütün eşyalar benim. biraz masraflı oldu ama gerçekten içime sindi. şimdi sırada ramazanın çıkması var. terasta rakı içmenin zevkini yaşayacağım.
güncel Önemli Başlıklar