bugün

Sözlüğü kullanmamın gereksiz olduğunu düşünmeye başladım.
Memlekete gitmeden önce yanlislikla buzdolabinin da fisini cekmisim. 3 Hafta sonra eve döndügümde buzluk kismindaki balik kurtlanmis ve bütün ev kokmustu. 3 gündür temizlik yapiyorum, hayattan sogudum.
"Kafayı yeme" mertebesine hiç bu kadar yaklaşmamıştım.
gece 1de sözlüğe girerek pis kız olmayı tercih ettim.
öpüldünüz.
bugün istifa ettim ve çok keyifliyim. dünya varmış.
Çok yoruldum bildiğin tükendim. Hiçbir şeye en çok da kendime sabrım yok artık. Huzurlu birkaç güne ihtiyacım var. hiçbir şey düşünmediğim sadece gülümseyen insanlarla birlikte vakit geçireceğim birkaç güne.
patronun saçmalamış.
hayır yani olmayacak bir şey için ne diye boşboğazlık edersin ki?
takma kafaya. siktiret.
seri oylayan arkadaşlara karşılık vermeye bir hayli üşeniyorum.
Mutlu olacağımız insanların mutsuzluğu ile öleceğiz belkide.
bir kere arkadaşla niyet etmiştik. sinop'ta bir üniversite yurdundaydı.
neyse, itikaftan bir gece önce dışarı çıktık, sahile indik, gece kulüplerinin önünden falan geçtik.*
ama girmedik tabi. malum, mübarek aydı. sadece önünden geçtik.
neyse, yurda dönerken dedik bari son son dışarı çıkmışız, bir çiğköfteciye gidelim, gittik, olay çıktı anasını satayım.
sahura var 45 dk. bizim arkadaşın işgüzarlığı yüzünden kadından dayak yiyecektik az kalsın. kendimizi dışarı zor attık.

neyse. niyetlendik girdik itikafa. ertesi gün yurdun sorumluları odamıza geldi tek tek, konsey gibi dizildiler odamıza. her biri bir şey söyledi. "gidin kadının gönlünü alın" falan. biz dedik "abi biz itikafa niyetliyiz, dışarı çıkamayız ki." "olsun" dediler "gerekirse sizin gözünüzü bağlarız, arkadaşlar arabayla götürür arabanın içinden özür dileyip dönersiniz" dedi. biz de "wtf?" dedik.
neyse öyle böyle bize itikafı bozdurdular kadından özür dilettiler.
biraz sevinmedim de değildi, çünkü 10 günü nasıl doldururdum bilemiyordum.
bir daha ne zaman fırsatımız olur da gireriz Allah bilir.
Yarını merak etmiyorum.
Haksız olsam da eksi alınca üzülüyorum. Evet zamanla kalpsiz biri oldum ama içimdeki o kırılgan çocuk hala yaşıyor.

Edit: allah belanızı versin ya. Eksilemeyin diyoz de mi.
hani küçükken fantastik bir film izledikten sonra yarın heyecanlı, sıradışı bir şey olacakmış gibi gelirdi. Dünya büyülü bir yermiş, hayat mucizelerle doluymuş siz de sizin için hazırlanan mucizeyi bekliyormuşsunuz gibi. Yeni maceranız için yarından itibaren yeni biri olmaya karar verirdiniz.
Böyle bir hisse ihtiyacım var. O zamanlar sevdiğim film karakterlerinin iki katı yaşındayım. Gelecek için kaygı değil heyecan duymak nasıl bir şeydi unuttum.
Hiç bir şey bilmiyorum sıradan hayatımda sıradışı şeyleri izleyip ölücem sanırım her zaman bir seyirci olarak kalıcam ben buyum.
içimdeki sıkıntının nedenini bilemiyorum. mutsuz olacağım birşey yok. bazen çok umursamaz bazen de gereksiz yere herşeyi çok takıyorum. kendime bir denge kuramıyorum. yine herkesten kaçasım var.
neyse yarın geçer.
Sözlükten bir kızın sohbetini özledim, açıkçası. Pişmanım onu kaybettiğime. Fakat bana öyle bir şey söyledi ki ; yazışmayı kesmek zorunda kaldım. Çok iyi bir insandı. Keşke böyle olmasaydı.
mümkünse şu egolarınızı aldırın, çevreye verdiğiniz rahatsızlıktan dolayı da özrünüzü levhalatın.
itiraf değil.

sözlüğü bırakıyorum. çok olmadı zaten geleli. çok da takılmadım. o kadar ki başlık açmayı henüz bilmiyorum ve bu yüzden buraya yazıyorum. mümkün oldukça ahlâk çerçevesi içinde yazmaya çalıştım. biraz burukluk yaşadım açıkçası. düşüncelere olan saygımla,tarafsız yazışımla,kitap tavsiyelerimle bir farklılık daha doğrusu farkındalık oluşturacağımı düşünmüştüm. ama şu an belirtisiz adam tamlamasinin yokluğu fark edilmeyecek. bu beni üzen bir durum değil aslında ama giderken şöyle bir şey bırakayım dedim. geri dönmemek üzere olduğunu sanmıyorum da zaten. gitmemin sebebi de umduğum kaliteyi bulamamam. facebook standartlarından çok uzak değilmiş burası. herkes aklına değil ağzına geleni yazıyor. düşünme ortalaması baya düşük.
Umut güzel şeymiş.
an itibariyle soğan ekmek yiyorum. ahahhaha zenginler ölsün.
kimisi denizlerin üzerine yansıyan yakamoz, kimisi mezarlığın üzerini aydınlatan mehtap.
çeşme suyu içmek zorunda kalmaktan nefret ediyorum.
Yine kalbim kırıldı, gideyim bari.
Karsidan karsiya gecerken carpan arabalar yuzunden olen veya yaralanan sokak hayvanlarina ya da butun sokak hayvanlarina cok uzuluyorum. Sanki kimse onlara yardim etmiyor. Tas atan, sopa ile kovalayan, kuyrugunu kesen bir cok cani var. onlarin yasam alanini isgal ederken birde eziyet ediyorlar. Yolda giderken kaldirimin kenarina cekilmis olu hayvan cesetleri gormek beni cok sarsiyor. Sanki belediye yeterince mama ve su yardimi yapmiyor onlara veya hasta olaniyla ilgilenmiyor. Belediyeyi gectim mahalleli bile yardim etmiyor. Kediler kopekler kemik torbasi gibi geziyor sokaklarda. Veya bakilmadiklari icin topal geziyorlar. Aileler cocuklari hayvan sevgisiyle yetistirmiyor. "Aman elleme hastalik bulasir" "aman yaklasma kirlenirsin" vs vs. sanki hayvanlar bayiliyor kirli gezmeye. Icinde hayvan sevgisi olmayan insanla gram muhabbet etmem ben. Biraz vicdanli olun ve mama alin, bencil olmayin onlari da besleyin. Mama almasaniz bile artan yemekleri ayirin. Hepimizin evinde artiyordur. Lutfen duyarli davranin. Ve bence bu mama olayini marketlerde yayginlastirmalari lazim. Her markette en ucuzu bile olsa el altinda dostlarimizin yiyebilecegi seyler olmasi lazim. Migrosta hep goruyorum kasa kenarinda 1-2 tl kedi-kopek mamalari. Keske butun marketler bunu yapsa eminim alan cogalir.
sevgilimin sosyal medya kullanmamasından pek hoşnutum. onu niye laykladın, buna niye fav attın derdi yok. bi de bununla uğraşıyo millet valla. aferim aşkım, mağaranda müthişsin.