bugün

Az önce saç kremleriyle olmayan buklelerimi belirginleştirmeye çalıştım, yine bana hüsran.
Cehennem is loading.
Biri cenabet geziyor musun diye sorduğunda, ona yok, hayır, kesinlikle gibi cevaplar veriyorum ama aslında cenabet geziyorum.
Eski sevgilim büyü mü yaptı ah mı aldım nedir arkadaş bu yalnızlık, kimle tanışsam bir sıkıntı çıkıyor. Artık böyle sabahları günaydın mesajı görmek istiyorum, yataktan kalkana kadar tatlı tatlı sabah mesajlaşması yapmak istiyorum, çok mu şey istiyorum lan?
Çok zorlanıyorum ve belli etmiyorum.
Yeni insanları tanıyorum, iyi başlıyor, alışıyorum sonra kötü bitiyor. Bu döngüyü yaşamaktan bıktım. Istiyorum ki bir insanla hayat boyu devam etsin ilişkim, dostluğum... Olmuyor. Hep aynı şeyleri yaşamaktan bıktım. Değer verdiğim insanlardan karşılık alamamaktan yoruldum. Kabahat benim, fazla değer veriyorum.
Lana del rey'e basayım derken bu başlığa girmişim. Atatürk'lü entryi okurken ilk aklım almadı bir an "noluyor yahu bu kız ne ara ünlü oldu" diye düşünmeye başladım ki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu kısmını okudum.

Mallıkta sınırım yoktur.
itiraf edecek bir şeyim yok sanırım biraz üzücü.
Bundan sonra her günümü ölecekmiş gibi yaşayacam...
iyi geceler sözlük. Kendimi ilk defa bu kadar kötü hissediyorum. 25 yaşında 26 arefesinde ilk defa pes etmenin kıyısında yaşıyorum. Ben beceremedim sözlük. Ne yatlarım katların olsun hayalim vardı ne de her sabah farklı bir kadınla uyanmak. Tek amacım tek gayem en az bir kız çocuğum olsun ve onun süperman'i bir baba olayımdı. Bu kadardı cidden. Ha bir de yazar olacaktım onu da elime yüzüme bulaştırdım sözlük , o da olmadı.

Hava 42 dereceyken asfalta düşmüş sakız gibi hissediyorum sözlük. Ateş yakıp kavuruyor ve ben eriyerek asfalta yapışıyorum. Hatta hava 42 dereceyken asfalta düşmüş sakıza basan dengesizim ben. Her adımım yapış yapış her adımım rahatsız.

Hayatımda hiç olmadığım kadar yalnız hiç olmadığım kadar amaçsız hissediyorum sözlük. Dedim ya pes ettim ilk defa. Şu an sadece annemin dizine yatıp tv karşısında muzu bıçakla soyup yemek istiyorum.

Zihnim bir kerhanenin fotoselli kapısı gibi. Ben hakimiyeti kaybettim. Ve gelip gidip zihnimle oynuyorlar.

Hiç kimsenin koltuğunda gözüm olmadı. Başarılı ve işini iyi yapan ve hakettiği saygıyı görmek isteyen bir adamım sadece. Ama herkes benden koltuğunu saklıyor. inanın gözüm yok. Arkamdan sadece kötü konuşmasınlar yeter bana.

Adını defalarca duyduğum ama hiç yolumun düşmediği bir kasabadayım sözlük. Kasabanın kütüphanesinde tamamı yalanlar ile doldurulmuş ansiklopedileri okuyarak birşeyler öğrenmeye çalışıyorum. Ve etrafta ne gerçeklerle ilgili bir kaynak ne de bana gerçekleri söyleyecek bir insan var.

Tekrar iyi geceler sözlük. Okuyanın da okumayanın da gözlerinden öpüyorum. Birileri bana gerçeği söylesin birkaçınız da beni sevsin yeter.

Ay ışığı vursun pencerenizden.
neyse gençler sizin sohbetinize doyum olmaz erken kalkıp son hazırlıklarımı yapacağım malum gece bodruma otobüsüm var.. eksik gedik çıkmasın sonra oralarda hadi iyi uykular herkese.
Merhaba ben mavisel tanistigima memnun oldum.
Buraya sey icin geldim sesler cok fazlalar. Nerde mi? Hepsi burda beynimde. Susturulamayan surekli aglayan bir bebek gibi hepsi, hepsi ilgi istiyor. Hangisine odaklansam bir oteki bas bas bagiriyor..

Hele ofkeli.. Biraz kendine aci mavisel diyen 'sefkatli' konusmaya baslayinca ofkeli karsi cikip diger hepsini yerine oturtuyor. Sefkat ciddi siddet goruyor ofkeliden.

Sonra sevgi var. Her seye asik her seyi cok seviyor. Ailesini, arkadaslarini, istanbulu, memleketini, hayatini ve akliniza gelebilecek her seyi. Mavisel haric. Sevgi neden maviseli sevmiyor bilmiyorum ofkeli bunu hissettikce maviselin yuzune tokat gibi yapistiriyor cevabi "sevgiye asla asla guvenme!" Mavisel de artik sevgiyi dinlememeye ona inanmamaya basladi. Sevgi de intikamini susarak veriyor simdi. Mavisel hala seviyor her seyi, kendisi haric ama simdi insanlara bunu gostermiyor. Cunku sevgiye guvenilmeyecegini aklina mih gibi kazidi.

"Gecmis" var. Gecmis aslinda adindan daha genc. Cok daha genc cunku o bir cocuk. Gecmis surekli mavisele anilarini hatirlatiyor. Cocuklugunun en derin en unutulmaya yuz tutmus anilarini bile en derin ayrintisina kadar uyanik oldugu her saniye hatirlatiyor. Gecmis, mavisele neden surekli geliyor bilmiyorum. Bazen cok aci veriyor, acimasizca bicakliyor kalbini. Sonra ofkeli gecmisin elinden tutup mavisele dost gibi yaklasarak aklini celiyorlar. Geceleri uyumadan once ikisi yanyana o sandalyelere oturup kizin zihnini ele geciriyorlar. Tam aninin orta yerinde baska bir anidan kotu olanini dan diye seriveriyor gecmis. Ofkeli sinir krizi gecirip maviselin kendine zarar vermesini sagliyor. Mavisel herkes uyuyunca bazen kafasina vuruyor bazen gerizekali mavisel diye fisildiyor. Aslinda gecmis katil bir cocuk gibi dislanmis ve suan maviselin aci cekmesinden zevk almakta..

Simdi yazacagim arkadas en tehlikelisi cunku sessiz sessiz butun seslerin hepsini hatta maviseli bile olduren biri. Ezik. Ezik ofkeli ve gecmisin dölü. Tam bir piç. Ezik yuzunden mavisel aylardir disari cikmiyor. Kimseyle gorusmuyor. Ailesiyle bile konusmuyor. Ezik, mavisel disari cikacagi andan eve girecegi ana kadar surekli aglayan huysuz bir bebek gibi. Butun diger "sesleri" rahatsiz ediyor. O yuzden hepsi ezigi susturmaya, uyutmaya calisiyor. Ofkeli bagirdigi an kuyrugunu kistirip sessizce aglamaya devam ediyor. Maviselin zihnine surekli surekli surekli saniyenin onda biri bile nefes aldirmiyor. Bu muthis hayatini ona sorgulatiyor. Dis gorunusunu, aile yapisini, yasadigi toplumun ne kadar aciz oldugunu ama maviselin bu toplumdan bile daha aciz oldugunu soyluyor. Ezik, maviseli her gecen gun olduruyor, icine kapattiriyor ve dis dunyadan tamamen soyutlamaya calisiyor. Basarmak uzere. Belki basardi bilemiyorum..

Bir tane "psikolog" var. Mavisel her yalniz kaldiginda bu psikolog ortaya cikiyor ve mavisel yanina birileri gelene kadar hatta artik birileri yanina geldiginde bile maviseli sesli konusmasi konusunda ikna ediyor. Disardan bakan birisi beni kendi kendime konusurken goruyor ama zihnimdeki o gozluklu siyah sacli hafif balik etli kadinla konusuyorum.

"Saplanti" Saplantiyi ofkeli artik susturdu biraz sanki. Yillarca sirtinda icinde tonlarca agirligi olan kufe gibi tasiyordu mavisel. Hala pek cok seye saplantili ama artik o'na degil. Yada mavisel oyle saniyor. Umarim artik o'nu dusunmuyorsundur mavisel..

"Hayalci". O cok masum. Cok sey dusunuyor hayalci. Patenle turkiyenin sahil kiyilarini gezeceek, saclarini sifira vuracak ameliyat sonrasi gibii sonra kalcasina kadar uzatacaak, mesleginin en en en iyisi olacaak, ailesini asla asla uzmeyeceek, cokk sosyal olacak ve ölüm gelmeden herkesin tanidigi ve gonullerinde guzel bir yer edindigi bir mavisel yaratacaak, essiz bir sevdalisi olacak bi guun, istanbulda yasayacaak sonra da mesleginin zirvesinde her seyi birakip hic kimsenin bilmedigi bir yerde esiyle ve belki guzel iki cocuguyla issiz bir yerde super dogal bir yasam sureceek. Babasina araba alacak. Annesiyle babasinin hep hayalini kurduklari o yurt disi gezisini ayarlayacaak. Cok sey var cok. Hayalci cok umutlu. Umutsa hayalin icinde hapsolmus. ofkelinin mavisele yansitmamasi konusunda ona kizdigini beynimdeki herkes biliyor ve susuyoruz. Belki devrim yapar umut belli olmaz ama o da cok yaslandi artik gucu kaldigini sanmiyorum.

"Endiseli" bu var ya agzina sicim bunun. En az "ezik" kadar surtuk. Ofkeli buna kiziyor simdi. Ama diger yandan destekliyor. Amerika gibi mubarek su ofkeli. Endiseli maviselin hayatini ofkeliden ve ezikten sonra en cok kaplayan ses sanirim. Bunun hakkinda cok yazmayacagim cunku intikamini cok aci aliyor..

Gammaz var. Psikologa sandalyede oturan sesleri sikayet eden. Sonra ofkeliye ezigi, ezige endiseyi her bir sese her birini sikayet eden. Ayni zamanda suanda mavisele sizin okumaniz icin bunlari yazdiran, biraz da maviseli rahatlatacagini dusundugu icin belki bilemiyorum. Hani su siniftaki aglan kizin yanina gidip yagg bi cekilseneegg gormuyo musum kiz agliyoo diyen ve tum sinifin sirrini bilen o sisman kiz iste.

Umursamaz var. Bu maviselin dunyaya acilan yuzu. Kimse maviselin bu seslerini anlamasin diye profesyonel bir oyunculuk yetenegi var. Seslerin hepsi umursamaza hayran. Hepsi de kiskaniyor. Ofkelinin bile saygi duydugu ses bu iste.

Diger sesler doguyor yenileri. Cogaliyorlar. Her iki ses baska bir ses doguruyor. Korkuyorum. Gercekten korkuyorum.

Mesela yeni gelen bir tane var. Muneccim. Her seyi her seyi hissediyor. Baktigi her fal kusursuz, bazen icine olaylar doguyor. Endiseli hemen alarmlari caliyor tabi durur mu!? Ama icine dogma ani gelince butun sesler ne kadar ugrasirsa ugrassinlar hepsi susmak zorunda. Olumleri ayriliklari ve gecmisi gordu muneccim. Cok guclu. Umarim maviseli ele gecirmez.

Intihar var. Sessiz var. Korku var. Kontrolcu. Asiri titiz var bu gelince olumune temizlik yapiyorum yorgunluktan bir kosede sizana kadar. Asi var, ofkelinin manita. Coklar cok fazla cok fazla cokfazla dayanamiyorum.

Dayanamiyorum.
Beynim buyuk bir karmasada. Ikilem icerisindeyim. Evet biri gelsin tutsun elimden simdi.
Ben bugün ev taşıdım sözlük. Taşımaz olaydım. Yer yarılsaydı koca şehir içine girseydi de taşımasaydım. Şanssızlık mı dersiniz beceriksizlik mi artık bilemiyorum. Ancak konuya vakıf kişilerden mesaj bekliyorum.
Taşınmadan iki gün kadar önce yeni evime elektrik aboneliğimi bağlatmak ve eskisini ertesi gün olacak şekilde iptal ettirmek istedim. Elektriğin aynı gün içinde açılacağını söylediler. Gönül rahatlığı ile evimi topladım. Eşyalarımı dizdim. Nakliye firması 16.00'da geleceğini söylemişken 17.30 gibi geldi. 2+1 evin (mutfak ve. Ufak pek çok eşya daha önce tarafımca taşınmasına rağmen) 5 saatte ev boşaltılmadı. 22.00 gibi yeni eve geldik ve o da ne?.. Elektrikler yok. Gariptir eski evde de elektrikleri kesmemişlerdi zaten. Nakliye firması nasıl evin içine eşya koyacağız deyip durdu. Zaten bu sırada yağmur yağmış ve eşyalar da bu durumdan nasibini almış, haliyle ben de sinirli bir haldeyim. Eşyaları sokağa bırakırız durumları da oldu. Gittim kapıcıya elektriği açabilir misiniz dedim. Adam dünden razı bir şekilde aldı penseyi kesti. Eşyaları çıkarmaya başladık
O sırada içim rahat etmedi. Aradım 186'yı dedim böyle böyle sizin elemanlarınız gelemiyor, eşyalarım aşağıda çamur içinde. Ben mührü kırdım zaten sayaç sıfır yani benden önce oturan yok. Dolayısıyla kaçırma falan da yok beyefendiler söyleyin zahmet etmesinler dedim. Hemen cevap geldi 100 ile 300 tl arasında ceza yersiniz diye. internetten baktım biraz önce hapis cezaları vs. varmış. Ayrıca elemanları güya gün içinde yeni eve 4 kez gelip bana ulaşamamışlar. Sayaç evin içinde değil ki bana niye ulaşacaklar?

Ayrıca buraya 4 kez gelen muhteşem ekipler az ötedeki eski evimin elektriğini neden kesmediler. Ben oradaydım. Gelselerdi bana da ulaşırlardı.
Güya yarın sabah tekrar geleceklermiş. Ben bunları görürsem ne deyim, ne yapayım. Çamur içinde kalan eşyalarıma yanmıyorum da her ay 1500 TL kadar vergi ödeyen bir memur olarak, "kaçak" kullanan kişi olarak görülmek kanıma dokunuyor. Bugün çok talihsizlik yaşadım, bunlar sadece sayısal anlamda çeyreği, yarın kesin mahkemeye havale ederler beni diye düşünmekten gözüme uyku girmiyor.
Olur da hapis veya para cezası yersem 2 saat ampul yaktığım için, devletten hak ettiği iki bursu bile alamadan yetişen biri olarak ben bu devlete nasıl devlet deyim ey sözlük yazarları?
Dilbilgisi hatalarım varsa affola...
Kaç saattir uykusuz olduğumu saymaya çalışırken parmaklarımı karıştırıyorum. Siz düşünün.
hapse girmeyeceğimi bilsem şu platformdaki bütün kadın düşmanlarını aileleri de dahil yok ederdim.
bugün ilk kez öpüştüm sözlük. muazzamdı... çok tarifsiz bir duygu alış-verişi...
iki gündür badana yapıyoruz ve hala bitmedi. Yarın devam edeceğiz. Sağ kolum artık tutmuyor anne acı artık kurban olduğum.
Lögar kapağını içime montelediler açıp açıp kapatıyorlar öyle bir hissiyat.
Beni seven birinin kalbini kıracağım. Üzgün değilim.
adana gibi bir yerde sağa sola bakmadan karşıdan karşıya geçiyorum. ve farkında olmadan yapıyorum.
O kadar halsiz ve isteksizim ki sayfalarca içimi dökebilecek olmama rağmen hiçbir şey yazmak da istemiyorum. Yoruldum. Kendimi sevmiyorum. Çünkü istediğim biri değil kendim. Ne olurdu
gecenin şu saatinde bir komşu elinde koca bir kuru fasulye tabağıyla gelse ve killi göğüslü bey bunu sizin için yaptım, afiyetle yiyin, kukusuna ve tadına doyun dese...
Hem Hayattan Hem Ölümden Korkarak Son Seferi De Geçirdik, Bu Son Durak. sıçtık.
kim lan bu erol egemen ?