bugün

ayrılığımızın 2. ayına gelmek üzereyiz. artık her gece ağlamıyorum. az önce bi şarkıda ağladım ama. yeni yıla birlikte elele girmiştik. yıl öyle geçmedi ama. 15 gün dayanabildik.
kısaca ah bu şarkıların gözü kör olsun.
şunu da bil ömrümün en mutlu 136 gününü geçirdim senle ama olmadı olamadık.
yaşım 40 a dayandı, hayallerimi gerçekleştirecek zaman iyice daralıyor. belki de hiç kalmadı..
mutluyum, güzel bir ailem, dünya güzeli bir evladım var ancak ömür tükeniyor, zaman freni boşalmış bir kamyon edasıyla akıp gidiyor.
yaş aldıkça daha felsefi düşünmeye, hayatı daha ciddiye almaya başladım. aksi olması gerekmiyor muydu?
Üst komsu ses yapinca asagi inip salterlerini indiriyorum. Sesler kesiliyor mis
Geçen sene neden sevgilim yok benim hala diye üzülüyordum. Bu sene değişik bişiler oldu. Zerre kadar bi özentim kalmadı. Çok ilginç. Hatta böyle platonik hayranlıkla stalkladığım insanları bile takip etmiyorum artık. Mal galiba diye düşünme, bu benim için büyük bi şey. Sanırım içimdeki ineğin modu on oldu tekrar. Ders çalışmak güzel bi şi.
aslında bazı geceler daha fazla bira almalıyım. bu gece mesela almış olsaydım iyi olurdu. sigaram da bitti, anneminkinden içiyorum. kahve falan mı yapsam, kalan kolayı mı içsem bilmiyorum. bir şey içmem lazım.
kolayı doldurdum, susamlı çubuk kraker buldum. acıkmışım.
tinychat denen siteye girdim bu akşam. çıkamadım oradan bir süre. çok aptalca vakit geçirdim bu yüzden. kendimi hıyar gibi hissediyorum. uykum hiç yok şimdilik. belki günün ilk ışıklarıyla gelir uykum. susamlı çubukla kola çok iyi geldi.

bir kez bir kütüphaneden bir kitap çalmıştım. o kitap çantamdayken kütüphaneye girip çıkmaya devam ettim falan. içindeki manyetik etiketi sökmüştüm ama çalmaya devam etti o kapının düdüğü. ben de alık gibi girip girip çıkıyorum, sanki belli olsun diye. sonunda kütüphaneci arkadaşların sabrı taştı sanırım, çıkarken beni durdurdular. çantamda yeni alınmış kitap varsa o ötebilir falan diye de eklediler, bir bakayım diye içeri gittim. o kitabı inceledim. içinde başka manyetik etiketler buldum falan. kapıdan tekrar çıkmayı denediğimde yine öttü. tekrar gittim içeri, kitapta etiket falan kalmadı ama ötüyor. tuvalete girip kirabın kapağını söktüm —artık nasıl gözüm döndüyse— bir de öyle denedim. yine öttü. manyetik zımbırtıyı kitabın neresine soktuklarını hiç anlayamadım. içimden "bak işte tanrı beni böyle cezalandırıyor" falan gibi şeyler geçmeye başladı. gidip kapağını yırttığım kitabı rafına geri bıraktım. başka bir kitap alıp çantama koydum. çıkarken "aa meğer bu kalmış çantamda" diye numara çekip gittim.

bunu düşündüğümde biraz vicdanım hareketleniyor. kitabı çalmaktan çok, kitabın kapağını yırtacak kadar ileri gittiğim için. sanki, benim olamayacaksa hiçkimsenin olmasın, demiş de öyle yırtmışım gibi hissettim. halbuki öyle düşünmemiştim yırtarken. belki ötmez diye yırttım. maddi anlamda vicdan yapılacak bir durum yok neyse ki. o kitaba zarar vererek kütüphaneyi zor durumda bırakmış değilim. aslında buna hakkım bile olabilir bir nevi. ama kitaba verdiğim manevi zarar, ya da kitabı yırtmanın bana verdiği manevi zarar içime oturdu. bu yüzden anlatmak istedim. anlatıp günah çıkarayım, rahatlayayım istedim.

bu geceye geri dönersek, hâlâ çubuk yeyip kola içiyorum. bir yandan klavyede yazdığım için elime bulaşmasın diye şekerliklere konan minik maşalardan kullanıyorum. cipsleri de onla yerim zaten. çubuklar bitince bir sigara yakacağım. bu akşam çok rezil, çok berbat bir akşam sanki. ya da bana öyle geliyor. tayniçette o kadar vakit öldürmemeliydim. olsun. akşam diyorum hep ama saat dört buçuk. her neyse. bir geceyi daha boşa harcasam ne çıkar? ziyan olan saatlerin ardından bakıp üzülerek başka saatleri de ziyan edecek değilim. gerisi gelir, olmadı uyurum. hiçbir şey yapmak zorunda değilim. mutlu olmak için hiçbir şey yapmak gerekmez. mutlu da değilim üstelik. mutsuz da değilim. olduğum gibi durmak için hiçbir şey yapmam gerekmez. çubuklar bitince susamları yemeyip sonraya saklayacağım
Hayatımla ilgili bütün önemli kararları yürüyüş veya spor yaparken aldım. Beynime daha fazla oksijen gidiyor sanırım.
turk dili ve edebiyatı okuyorum dördüncü sınıfım , kpss var , bitirme tezi var , formasyon var , staj var , alttan 4 dersim var , hepsinin cehenneme kadar yolu var , her geçen gün bir güZelliğini daha keşfetmek gibisi yok . aşığım bana dostum diyen birine .
Bu sözlükte doğru düzgün kız olduğuna inanmıyorum . Varsa yazsın da görelim *
Ruyamda istanbulda yine patlama oluyodu benim oldugum yerde. Cok korkunctu. Allah korusun. Herkes dikkat etsin.

Bi de 3 4 gundur midem cok yaniyor. Bayadir boyle bir rahatsizligim yoktu.
beni hayallerimin bittiği yere asın...yazmış ümit yaşar oğuzcan.
itiraf olsun...imza.
asker de komutan postasıydım.askerlere eziyet eden komutanların denetlemeler de albayların karşısında korkuyla beklemesinden hep haz almıştım.
eski bir arkadaşımla konuştum.
mesajlaştık yani.

bayadır konuşamamıştık telefonla.
aradığımızda ya ben ya da o müsait olmuyordu.

şimdi aradı mesajlaşırken.

reddettim. çünkü nasılsa yazışıyorduk.

yine mi müsait değilsin?

ben en kötü halimle, hastayken bile seninle konuşurken senin benimle 5 dakika konuşacak vaktin yok mu?

dedi.

yıkıldım, üzüldüm.

hala aramadım, ve gitti zaten.

galiba bencilim.

Edit: aman her şey gelip geçici unutulcaz, unutucaz kafaya takmayın.
Bencil olun amk. Herkes kendini düşünsün.
Bu gün 43 oldum sözlük. Sevgilim çok güzel bir organizasyon hazırlamış. Mutluyum. Ama artık gidişe geçtik be sözlük. Siz siz olun geçmiş çok bağlı yaşamayın. Bu günü düşünün, yarını düşünün, ama dünü bırakın olduğu yerde.yoksa doğum gününüzde böyle benim gibi ağlayıp durursunuz. Ha bir de annenizin kıymetini bilin, yoksa çekip gittiklerinde aha böyle beni doğuran olmadıktan sonra sokarım doğum günüme diye doşanırsınız.
bu yıl içerisinde, dolmuştayken başı kapalı ve anladığım kadarıyla standart bir süslümana kıyasla daha dindar bir giyiniş tarzına sahip olan kadının ineceğim yere yakın bir yerde omzuna yakın bir yere, şarkı değiştirmek amacı ile telefonuma uzanan elimin değmesi sonucu bana dönüp bir şeyler dediğini fark ettim. kulaklığı çıkardığımda, "neden elliyorsun beni terbiyesiz?" falan dediğini duydum. Bir baktım, millet bana bakıyor. Kadının da bana arkası dönük ve dolmuş da sıkışık zaten, standart geri dönüş saatleri yani. Her zamanki gibi. her neyse, baktım millet bana pis pis bakıyor. "ya yol boyu sıkışıklıktanmış gibi orama burama kalçalarını sürtüp duruyorsun ben sana bi' şey diyor muyum?" diye kızgın bir şekilde cevap verip, "kaptan dur şurada, kadın hem yaslanıyor hem ağlıyor, suçlusu biz oluyoruz." diye de atarlanıp indim. kadının suratı rezillikten ağlamaya dönmüş olduğu fark edilebilir bir durumdu, fakat pişman mıyım? lolno.
Sevdiğini alamıyosan, aldığını seveceksin.
ben gerizekalıyım sözlük. 25 yaşıma geldim. daha kendim için bir hayat yaşamadım. hep ben özgürüm yeaa triplerinde geziyorum ama hep başkaları ne der diye düşünmeden edemiyorum.
Bir entriye birden fazla nasıl foto yüklenir bilmiyorum be sözlük. Deniyorum deniyorum olmuyor. Allah rızası için yardım ediverin yavrımmm(burayı yaşlı teyze tonuyla okuyunuz)
içimdeki çocuğu da ben öldürdüm.
Bugun benim dogum gunum.
seninle konuşmadığım zaman özlüyorum ama sonra unutuyorum amaan boşver filan diyorum kendi kendime ve seni düşünmediğim de daha mutlu olduğumu fark ediyorum.
artık kimseye dürüst değilim. keşke kendime olsaydım en azından
şarkılardan ziyade rüyaların gözünün kör olması lazımdır. unutursun, unuttuğunu sanarsın ama bir rüya görürsün ve hala unutamadığın gerçeğiyle karşılaşırsın. bu acı verici.
Annem, beni merhametsiz ve acımasız olmakla suçlar. Ona göre acımasız, geçmişe takıntılı, ukala, kalpsiz, vicdansız ve merhametsizim.

Babamsa bana fazla merhametli olduğum için kızar. Kızacağım yere fazla anlayışla yaklaştığım için biraz mahçup biraz üzgün bir şekilde daha acımasız olmam gerektiğini bu yumuşaklıkla hep ezileceğimi söyler.

Oysa ben sadece karşımdakine göre davranıyorum.
bugün uzun bi aradan sonra aynaya baktığımda kendimi beğendim. çok güzel bir his.
Ya ben korkuyorum. Bu gece bi mutsuzum. Kimseyle konusmadim bugun. Tek basima bunaldim. Yok mu konusacak?
güncel Önemli Başlıklar