bugün

pişmanım.. hem de çok pişmanım.. günler geçtikçe keşke yapmasaydım diyorum ama nafile. bu pişmanlıkla daha fazla yaşamak istemeyip konuşmayı düşündüm ama yemedi.. pişman oldugum kadar da korkagım evet kabul ediyorum.
Şu hayattaki her şeyden ve herkesten onlarca adım gerideyim. Yaşamayı ayak uydurmayı bilmiyorum, sanırım ne ben dünyaya, ne de dünya bana hazır değil. Görünen o ki, asla da olmayacak.
uzaktan sevmeyin.
inanır mısınız şu an ortada hiç bir şey yokken, sadece kendimi kurarak ağlıyorum. Yaşadığım bugün bahsinin geçmesi sebebiyle aklıma gelen bazı mevzular bunun müsebbibi. Düşünüyorum 1 sene içinde nasıl bu hale geldim diye ama cevabını bulamıyorum. Bir insan 1 sene içerisinde hem yakınlarını hem de çok uzun zamandır muhabbet duyduğu arkadaşlarını kaybedebilir mi? işte bu süreçte benim yanımda bir Allah'ın kulu durmadı. Herkes mi sahte olur amk, herkes mi yalan dolan olur. Herkes mi tercih hakkını başka insandan yana kullanır ve gider. Herkes gitti amk, herkes. Zamanında zor günümde yanımda olan kimse yok şu an yanımda. O kadar boktan bir durum ki bu. Şu an bunları yazarken ağlamamayı isteyemiyorum bile, o kadar dolmuşum ki ağlamanın bir nimet olduğunu tekrar hatırlıyorum. Önceden ağlayamıyordum da, içimde kalıyordu tüm biriktirdiklerim. Mutluyum sandım, her şey yolunda sandım. Hiç bir şey ters gitmiyor sandım ama benim yaptığım tek şey bunların üstünü örtmekmiş yarın bu örtülerin savrulacağını düşünmeden. Bir insan 1 yıl içinde ailenin ne kadar değerli bir varlık olduğunu ömrü hayatı boyunca idrak edemediği kadar edebilirmiş. Ama bunların hepsi geçecek. hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, ondan öncesi gibi de. Daha önce hayatımın en boktan 2 senesinden bahsettim, o zamanlar gerçekten zordu. Ama o zamanlar yanımda şu an kaybettiğim insanlar vardı. Şimdi onlar da yoklar. Şimdi etrafımı sadece sahtelikler dolduruyor. Sevgi yok, saygı yok, müsamaha yok.

Ben biliyorum, bunlar benim imtihanım. Ama o insanlar bilmiyorlar bir hayata derin bir yara açtıklarını.
Ağlamaktan gözlerim şiştiği için bulanık görüyorum. Sabaha düzelir di mi sözlük?
Saçları kesilen kızın aynaya bakmaya çalışıp bakamadığı psikoloji ve korku var . Baksam ağlayacağım hıçkıra hıçkıra , bakmasam merak bitirecek.
gerizekalının önde gideniyim. sevdiğim için köpek oldum resmen.
22 yaşındayım. 2 tane mesleğim var ama kendimi bu düzene ait hissetmiyorum. mutlu bir çalışma hayatı istiyorum ama nereden başlamam gerektiği yönünde hiç bir fikrim yok. sanırım dünya ya adapte olmakta güçlük çekiyorum.
Şu son iki gündür yine aptalca şeyler yaptım.
sevmenin de bir kararı var. çok seversen kendini yakarsın.
bu sebeple çok sevmeyin arkadaşlar. biz çok seviyoruz, ayrılmayız demeyin. öyle bir anda tersine dönüverir her şey.
seviyorsanız da çok belli etmeyin sevginizi. yeri geldiğinde tatlı tatlı belli edin. çok sevdiğinizi belli ederseniz de giderler.
çok ısrar ederseniz de giderler. sevin ama kararında sevin. çünkü giderler..
sözlüğe bir şeyler okurum, bir şeyler yazarım diye giriyorum, açılan aptalça başlıklar dışında bir şey yok. yok yani. normal düzeyde bir başlığa rastlamak imkansız.
cidden abartıyorsunuz, saçmalıyorsunuz.
yazarların gelip burada kimseye söyleyemediklerini okumak dinlendiriyor beni. iyi ki varsınız dostlar.

bir kaç hadise de ben yazayım.

bugün lise ve üniversite arkadaşımın asker gecesine gittim. yaşananlar, üzerinden geçen o kadar yıllar bir anda gözümün önünden geçip gitti. çok samimiydik, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. hatta ceplerimizde zar bile taşırdık o derece tavla hastasıydık. ünide sıralarda arka arkaya oturur, kavgaya bile beraber giderdik, çok direkten döndük, ipten aldığımız bile oldu birbirimizi. delikanlı, yiğit, mert çocuktu. sözleşmeli er olarak yarın ıspartaya gidiyor. kendi kafasında bunu bir kurtuluş olarak görüyor, bana göre sadece bazı düşünceleri erteleme safhasına giriyor. fazla değil 6 ay sonra hala eski düşünceleri ve problemleri kafasında olacak. umarım sağ salim bir 3 yıl geçirir ve memleketine döner. şans olsun diye yarın giderken cebine her zaman kullandığımız olan zarları vereceğim kim bilir belki de gerçekten şans getirecek, belki de sıkıntılı anlarda bakıp eski günleri yâd edecek. uzaklarda ufak bir tebessüm bile ettirsek ne mutlu bana... yolun açık olsun güzel kardeşim, hayatta umarım her şey istediğin gibi olur. kal sağlıcakla...

esas konuya gelecek olursak, yahu insanların beni düğün, asker gecesi vb. çalgılı çengili anlarda illa kolumdan çekiştirip sahneye çıkıp oynattırmaya çalışmalarına gerçekten çok uyuz olup çok kızıyorum. oynayamıyorum ben ya olmuyor o yetenek kapasite yok bende. kollarımı kaldırıp iki elleri şakıyıp ayakları orantılı bir şekilde aynı anda omuzlarımı kafamı şekilden şekile sokamıyorum. lütfen zorlamayın beni. bende isterdim azize ye çıkıp deliler gibi oynamasını ama yok işte allah vermemiş yetenek o konuda. böyle kabul edin beni...

edit: imla.
20 yaşıma kadar bu denli sıkıntılı stresli bir hayat geçirdiysem bundan sonrasını gerçekten merak etmiyorum. yarın bir gün başım bir şey gelse vah tüh demeyeceğim hayat beni ne çabuk yormuşsun meğer.
Nedense gözlerin her şeyi anlattığına inanıyorum. Birisi yalan söylediği zaman gözünün içine bakıp anlayabiliyorum. inanırken de aynı şekilde. Gözümün içine baka baka yalan söylemeye devam ediyorsa hayatımdan çıkarıyorum. Üzülüyorum ama çıkarıyorum. Çünkü biliyorum ki kendisine saygısı olmayan kişinin bana saygısı olmaz.
Şeffaf gövdeli tükenmez kalemlerin bile bittiğini görmek istemiyorum.

Bi kalemin bitikliği bile beni üzüyor.

Mesela güzel şeyler yaşarken bile kafamda bittiğinde nasıl harap olucam düşüncesi geçiyor aklımdan.

Edit: entryim bitti ona bile üzülüyorum.
ilk yardım konusunda her ne kadar teorik anlamda iyi olsam da pratik anlamda ehliyet sahibi olamayacağım.
Çok günahım var dostlar.
bu yaşa kadar çok günah işledim.
anlamsız ve manasız günahlar.

hem de yetiştiğim ortama zıt günahlar işledim, neden böyle oldu hiç bir fikrim yok.
bana zıt ortamlarda yetiştirilen diğer bireyler anne babam gözünde mükemmeller.
o yüzden ebeveynlerimi suçluyorum.

bu yanlış, ama yapıcak bir şey yok.
insanlar nasil bu kadar acimasiz oluyo anlamiyorum. Sanki kendileri mukemmelmis gibi insanlari kendilerinin secmedigi fiziksel ozelliklerinden vurmalari falan ne igrenc insan oldunuz ya.
Genelde pek itirafım olmuyor ama entryleri okuyunca "ben de itiraf edicem" diyorum ve başlıyorum düşünmeye.

Mesela mı?

Lisede çok piçtik.
Her gün ölüme bir adım daha yaklaşırken çok istesem de önemseyemiyorum hiçbir şeyi.
gectigimiz aylarda bostanci koprusunun altindaki shell'e benzin almak icin gittim. gorevli buyrun buyrun matmazel ne kadarlik lazimdi diye sordu.
biraz tuhaf geldi fakat cok onemsemedim.
bu olaydan 1 ya da 2 ay sonra shell kapandi. restorasyona girdi sandik. meger komple kapanmis.
bence hak ettiler.
ayrica galiba negatif enerji gonderebiliyorum.
Elçiye zeval olur ya. Söylenecekler direkt olarak söylensin o yüzden.

iyi geceler.
yalnızlıktan bi bok anladığınız yok.
bir hafta sonra 43 yaşına gireceğim. dile kolay 43 sene. .. bir başka deyişle bana ayrılan 42nin sonuna gelmiş olacağım. hatta geldim de, uzatmaları oynuyorum şu anda. 43 ü düşününce, telaffuz edince gözlerim doluyor. hangi ara geçti bunca sene?

daha dün değil miydi teyzemin taa erzurum'dan kendi derslerini bırakıp, benim ilk sömestrem, ilk karnem için kalkıp gelişi ve okulda bana sürpriz yapışı... daha dün, ilkokul 4. sınıfta hiiç haberimin olmadığı babamın kızıyla tanışıp bayılmıştım.. daha dün, matematikten 3 aldığım için hüngür hüngür ağlıyordum , bundan birkaç gün öncesiydi ilk kez okulu ekip, yapacak bir şey bulamadığım için kütüphaneye gidip 7 saatimi kütüphanede geçirişim, anneannemle karşılıklı kahveyle beraber sigara içişim ve bunu annemden saklayışımız. daha dün anneannemi, herşeyimi kaybedişim, dün annemi , dün teyzemi yolcu edişim....

iç hesaplaşmalar geç başladı bende . 42 yaşın sonunda. geriye dönüp kendimi bizim ailenin kadınlarıyla kıyaslıyorum 4 yaşında kim neler yapmıştı ve ben neler yaptım?

annem 42 yaşındayken ben 12 yaşındaydım ve annem 2 çocuk sahibi boşanmış bir kadındı çocuklarına kol kanat germeye çalışan ve maalesef benim hiç bir zaman kendisini anlamadığım.. her çocuk gibi. ....

anneannem 42 yaşındayken bilmem kaç senelik lise öğretmeniydi ve pek çok öğrenci yetiştirmişti, 2 çocuk sahibiydi, idealleri vardı..

teyzem 42 yaşındayken bir çocuğu vardı, çalışıyordu mutluydu.

ben 42 yaşındayım ve hala kafam ergen gibi çalıştığı için 43ü bir son gibi gördüğüm için oturmuş ağlıyorum artık yavaş yavaş sona doğru gidiyorum diye. niye sona doğru gidiyorum ? çünkü bizim ailenin kadınları erken ölüyor. ortalama aldım 55 yaş ortalaması. kaldı mı sana son 12 sene. ne başarılır bu 12 senede ? çocuk doğurulmaz zira doğurulursa bu hesapla çocuk 11 yaşındayken anasız kalır. olmaz. çok zor annesiz kalmak. 27 yaşındaydım annemi kaybettiğimde hala alışamadım. henüz bu siktiri boktan dünyayla tanışmamış olan bir sperme bu kötülüğü yapamam ki ben zaten çook yıllar önce asla çocuk doğurmayacağımı kendi kendime milyar kez söylemiştim. elde bugüne kadar hiç kullanılmamış pırıl pırıl, cillop gibi bir diploma var, o da bu saatten sonra bir başarıya kapı açmaz. kendi çapımda uğraştığım bir network marketing işi var onda az çok bi başarı elde ettim sayılır ama, koyduğum hedefe sanırım ulaşmam daha zamanımı alır.

aslında bunca satırın tek cümlelik özeti. ölümden korkuyorum. hem de çok, hem de it gibi... ya ölürsem korkusuyla yaşayamıyorum. belki de kayda değer bir şey yapmadığım için bu yaşamda ölümden bu kadar çok korkuyorum. hayata hep " amaaan zamanı gelince olur" gözüyle baktım. zamanı gelince oldu o olanlar da. mesela liseyi 7 senede bitirdim acelesi yoktu elbet bitecekti, lise bittikten sonra ne olacaktı ki üniversite vardı, liseyi sindirmek lazımdı. üniversitede de aynı kafa hüküm sürdü, ammmaan ne acelesi var zamanı gelince biter dedim, 10 sene sonra o da sevgilim sayesinde bitti. tek ders sonsuz sınav hakkı doğurduğundan mütevellit her sene harç yatırıp staj yapmıyordum zamanı gelmemişti * neyse 10 sene sonra zamanı gelmiş ki demek sevgilimin ve bölüm başkanımın teşvikiyle stajımı yaptım, diplomamı aldım, dolaba kaldırdım.

kooskoca 42nin özeti bu işte.

yaşlanmak ve ölmek için hala çok küçüğüm sahi hangi ara neredeyse ölecek yaşa geldim ben.
Gecenin bu saatinde coşkun bir mutluluk hissediyorum ama nedenini bilmiyorum.

??