bugün

Her şey olamamanın verdiği acıya dayanamıyorum.
Hayatım da ilk hediyemi annemin üzerime demlik devirdiği gün aldım.

Sobanın üzerinde kaynayan çay bir anda üzerime, sol bacağımın üst kısmına boşalıverdi.Annemin elinde hiç para olmazdı o yüzden annem beni öyle bırakıp sabah ineklerden sağdığı sütü satmaya gitti. Sırf taksiye bindirip hastaneye götürebilmek için. O gün peşinden ağladığımı beni böyle bırakma dediğimi hatırlıyorum, ablamın beni teselli etmeye çalışmasını.. tesellisi olan bir acımı mı bu Annemin çektiği acı ?

Bundan gerisi yok hatıram da sadece o gün annemin bana mavi bir etek aldığı kalmış aklımda. Aldığım ilk hediye.. benim dediğim, Benim için alınmış ilk kıyafet.

Pansumanım sırasında bir hemşirenin Anneme 'sen nasıl annesin de yaktın kendi çocuğunu' demesi hep yaktı canımı. Tıpkı sol bacağımda kalan iz gibi ruhumda da bir iz kaldı.

Annemin benim için olan çabalarını bilmeyen birinin annemi ağlatması, annemin canını yakması hep yük olarak kaldı üzerimde.hep benim suçum dedim. Kendimi bir daha asla suçsuz hissedemedim. Olan herşeyde sanki suçlu ben gibi hissettim. Kendimi asla tamamlayamadım asla olmak istediğim kişi olamadım.

Hiç tanımadığım, beni hiç tanımayan biri bir sözüyle belirledi kişiliğimi.
Hayatta tek aşık olduğum kızın mezhep seçmesinden dolayı başlamadan vazgeçmem.
Eskiden sözlüğü baya bi umursuyordum.
inandığım allah aynı kişiyi sürekli karşıma çıkarıp sürekli bu senin kaderin diyorsa ben daha ne diyebilirim ki. Sevdiğim adam yanımda ve ben kendimi tamamen ona ait hissediyorum. Bazen kadere müdahale edilmez.
Hayattan aldığım zevk gittikçe azalıyor ama bir türlü ölmeye cesaret edemiyorum. Çekirdek çitlemeyi bırakamamak gibi. Cok ilginc...
artık güzel şeyler olsun istiyorum.
hiçbir şeyin hayalini kurmayacaksın, neyin hayalini kurduysam olmadı. hayatımda ki güzel şeyler birden bire çıktı geldi.
yaptığım yanlışların cezasını çekiyorum kimseyi suçlamaya hakkım yok.
boşverin amk ne diyeyim.
Çevredeki onca insana rağmen bu derece yalnız olmak haksızlık değilse nedir söyleyin bana. 
2010 yılıydı galiba sözlüklerde vakit geçirmeye başladığımdan beri. şimdi kendimi oturup 2010 yılı ile kıyaslıyorum ve şunun farkındayım hep yeni bir başlangıç süreci içerisinde olduğum zaman her zaman içimi sözlüklere döktüm, gene aynı şekildeyim teşekkürler uludağ sözlük kendimi özgürce ifade edebilme izni verdiğin için.
yukarıdaki itirafımdan sonra biraz daha kendimi eleştirmem gerekiyor. her şeyi çok çabuk tüketiyorum ani yaşıyorum hayatı gidenlerin arkasından ya ne güzel oynuyorduk keşke biraz daha kalsanız diyorum. fakat oyun çoktan bitmiş oluyor. sokaklarda basketbol oynadığım yıllar gibi elimde topla arkalarından bakıyorum. her şeyi çabuk tüketiyorum demiş miydim size evet öyle, çok kolay insanları kazanıp gitmelerine izin veriyorum çok fazla içip keşke biraz daha içki alsaydım diyorum, çok fazla kahve içip kalp atışımı dinliyorum yaşadığıma emin olmak için. peki ya şimdi ne yapmam lazım ne için yaşamam gerek bilmiyorum. çevremdeki insanların yaşama amaçlarına bakıyorum peki ya benim amacım ne para için mi mutluluk için mi hangisi. cevabını bilmiyorum belkide bilmek işime gelmiyorum. tek emin olduğum şey ise bana çok yabancı bir şehirde hala alışamadığım işim ve evimde oturmuş mutsuzluktan yalnızlıktan ciğerimin her sigara sonrasında biraz daha acımasıdır. sahi siz ne için yaşıyorsunuz.
Sözlük yazarlarının gece vakti akıllarına gelen ilk gizlerini paylaşmasıdır.

//
Ayça eren'i çok seviyorum ve çok korkuyorum.
Ayça eren benim.
Az önce yüz liram olduğu aklıma geldi, sonra kendi kendime "yüz lira para mı amınakoyim" dedim, daha sonra zengin olmadığım aklıma geldi ama neden öyle söylediğimi anlayamadım amk. Gizli zengin miyim aceba?
Hiç aşık olmadım.
Amcamın karısı tam bir şıllık.

yeryüzünde rastlanılabilecek en o.ç. insanlardan biri geldi bizim yan binada ikamet ediyor.

Keşke ölse.
Bugünde kapılarımı magazin d ye açmadım.
ulan şu sözlükte dönen onur muhabbeti yüzünden çok pis triplendim. içimdeki cazgır, cazgırlık yapmak istiyor şu an hunharca birilerine sarmak istiyorum allah'ım yalnız olmanın en zor yanı bu. atarlanacağın kimse de yok. nalet olsuuun.. olanlar da ya uyuyor ya da ters teper hem diğer türlüsü de insan kullanmaya girer of ya. uzun zamandır kimseye atarlanamadım, trip de atamadım ühühü. ne ise geçer zaten ama yalnız olmanın bu yönünü sevmiyorum işte pft canım çekti ya. acaba rastgele insanlara mı saldırsam ? sonradan pişman olurum gerçi cık olmaz. off onur musun nesin hep senin yüzünden !!!
*insanların moralimi alt üst etmelerine izin veriyorum. Moral bozukluğunu belli etmemeye çalışma evrem ise epey sancılı geçiyor.
*Her zaman sonunda umutlu olduğum günleri haklı çıkartacak, umutlu olmanın zaman kaybı sayılmadığını kanıtlayacak mutlu sonun gerçekleşeceğine inandım, inanıyorum da. Ama bunun için önce güvenilir, adaletli bir ülkede yaşamaya ihtiyaç olduğunu insan büyüdükçe özellikle üniversite bitince anlıyor.
inan, harekete geç, gerisini Allah'a bırak düşüncesi iyi ki var. O olmasa zaten...
istediğiniz kadar baskı yapın itiraf etmem.
çevik kuvvet polisleri ile oturduk çay içiyoruz. hiç öyle korkutucu değiller bilakis gayet eğlenceli çocuklar.
Diş mühim diş. ihmal etmeyin. Meraba kanal tedavisi:(
hani siz birisine bir şey anlatırsınız da sonra bir başkası lafa girer. yüksek sesle başka bir şey söyler.

sonra siz sabır çekerek gözünüzün seyirmesini gizlemeye çalışırsınız.

insanlar böyle böyle cinnet geçirip katil oluyor. civdivicam.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar