bugün

Hani aşık olduğunda karnında kelebekler uçuşur, göğsünde filler tepişir, beyninde tilkiler sikişir ya, işte ben bunları hiç yaşamamışım. Çoğu kez aşık olduğumu sanmıştım ama olmamışım çünkü unutamadığım kimse yok, kalbim hala ergenliğe yeni girmiş bir bakir kadar temiz. Şöyle bir bakıyorum da az Çok yaşanmışlıklar olsa da iyi mi, kötü mü yaşadıklarım bilmiyorum.
Evet itiraf ediyorum,
bazı entrylerimde delirmeceler yaşıyorum.
mazur gör sözlük sevgıĺımM...!!!
Sevgili sözlük,

Biliyorum artık bana kızacaksın, öeh yeter be yine mi sen diyeceksin ama,

Olmadı be sözlük, olmuyor be sözlük...

Olmayacak demeye korkuyorum, ama olacak diyemiyorum. Ne olacak hiç bilmiyorum.

Allah ım, ne olur yardım et, ne olur ya rabbim, yalvarıyorum sana yardım et. Artık gerçekten sona yaklaştım. Ağustos ayında da olmazsa ne olur artık kestiremiyorum.

Eylül ayında görüşmek üzere sözlük, inşallah bu sefer güzel bir haberle gelirim karşına.
Ömrümü kendi elimle yok ediyorum.
Bunun farkındayım ama yapmak istediğim herşey için artık çok geç.
Bana ben için bile geç.
Gözlerimin şahit olduklarını Nasıl yok sayarım.
Kulaklarımın duydukları peki onlar ne olacak.
Parmak uçlarıma kadar yorgunum.
Artık bir piçim.
Kötü insanların artık ALLAH belasını vermesin.
Ne oluyorsa olsun bıraktım kendimi.
Ömrümü kendi elimle yok ediyorum.
Bunun farkındayım ama yapmak istediğim herşey için artık çok geç.
Bana ben için bile geç.
Gözlerimin şahit olduklarını Nasıl yok sayarım.
Kulaklarımın duydukları peki onlar ne olacak.
Parmak uçlarıma kadar yorgunum.
Artık bir piçim.
Kötü insanların artık ALLAH belasını vermesin.
Ne oluyorsa olsun bıraktım kendimi.
Yorgunluktan uyuyamıyorum,her yerim ağrıyor.
önceden yazılarını okurken acı duyduğunuz hatta ve hatta ne zaman yazar diye beklediğiniz birinin yazısını görünce heyecanlanmamak müthiş bir şey. gerçi bir şey hissettmedim ama en azından üzüntü veya özlem duymadığımı farkettim. çoğu zaman yanlış şeyler yapıyorum, biliyorum yüzüme de vuruyorlar. kapasitemi zorlamak istiyorum ama o kadar üşengecim ki hemen pes ediyorum. kendime tahammülüm hiç olmuyor bazenleri. hep saçma sapan bir şizofren olma isteiğim vardı. ama bugün şizofren birinin hayatını az çok öğrendiğimde ne büyük bir aptal olduğumu anladım, utandım. açıkçası şizofren olmayı sadece bir hastanede insanlardan uzak olmak için istiyordum hem çekici de geliyordu lakin insan içine karışmak zorunda iseniz zor bir dönem sizi bekliyor demektir. ne gerçek ne hayal bilemiyorsunuz, sevdiklerinizi tehlikeye de atabilirsiniz. ve benim gibi beceriksizin şizofrenlik ile başaçıkamayacağını da söylemem gerekir. duygularımız var ama onları insanlara belli edemedikten ya da onlara söylemedikten sonra var olmaları ne kadar önemli ki ? yirmi iki yaşıma geldim ve hayatımda ne oldu ki ? olmak istediğim kişiyi bile hala bulamadım. bazen, erkek olmak istiyorum. erkeğe dönmek yani. ama buna cesaretim yok ayrıca kız olmayı da seviyorum lakin kız olarak hayatıma devam etmek istemiyorum. ailem olmasaydı çoktan erkeğe dönmüştüm. babamın benden beklentileri var çünkü onun tek kızıyım. gerçi hiç diğer kızlar gibi olamadım ya da istedikleri gibi. sanki onu yüzüstü bırakacakmışım gibi hissediyorum. insanların bana cesaret vermelerine gerek yok bu konuda lakin yakınımdakiler düşüncelerimi bilse özellikle kardeşim hakkımda ne düşünürdü acaba diye düşünmeden edemiyorum. kız olmayı, kız gibi hissetmeyi, kız kıyafetlerini ve kızlara sunulan o şirin sevimli imkanları seviyorum ama işte aması var hiçbir zaman tam bir kız olamayacağım. tam olamadığım bir şeyde ise hiç olmak istemem.
hayatımın en büyülü günlerini yaşadığım o eşsiz kasabada, o yalnız ağacın gölgesinde gökyüzünü seyrederek, sonsuz uykuya dalmak istiyorum, günün birinde. bir yaz günü olmalı... haziran olmalı... gökyüzü yıldızlarla dolu olmalı... uykuya dalmalı ve bir daha uyanmamalı...
Sabah altı buçuktan beri Tupac ile ilgili araştırma yapıyorum, hiç sıkılmadım ve tüm gece de devam edeceğim evet.
Açım ama kollarım gülle atan sporcular gibi oldu.

(bkz: dram)
Siyasetin ta amk.
Millet aç aç!
hiç olmayacak beni sevemeyecek birini sevdim.
hâlâ da seviyorum...

seviyorum ulaaaaannnn.

ohbe söyledim rahatladım.
Adamlığın cinsiyeti olmaz.
Cok gerginim, cok sinirliyim ve gidip yemek yicem.
Onlarca yılın ardından bugün ilk kez göz yaşlarımı gördüm, saklandım, kızdım, kırdım, haykırdım. Çocukluğumdan beri unuttuğum o lanet olası hissi tekrar hissettim... Acizliği...
BuGün birkaç kez,
bazı imkanlarımdan dolayı kendimi bir şey zannettiğimi farkettim.
Sadece kendim farkettim, başkalarının farkedebileceği şeyler değildi de zaten.
Ama Çok utandım.
aklıma geldikçe de midem bulanıyor hala..
Şurda en büyük derdimide yazsam kimsenin mikimikisinde olmayacak. Herkes kendi derdine düşmüş Armudun sapı üzümün çöpü.
güneşimi söndürdün oysaki ben karanlıktan korkuyordum.
Evet yazmak geliyor içimden çünkü sana söylemeye zaman yetmiyor seni çok özlüyorum bunu bin kez söylemek istiyorum sonra her şeyi hayal etmek istiyorum ben senle tek tek . Biliyo musun sen kızıyorsun ya ben hep hayallerimde yanlız kalıyorum...
Gel istiyorum hayallerime , sen de söyle sen de hayal et ... Umut etmek istiyorum ben buna her şeyden çok ihtiyacım var benim bunu bilmiyorsun. Bundan güç almak istiyorum hayallere tutunmak istiyorum . Karanlıkta hissediyorum ve yanlız elimden tut istiyorum . Bana yol gösterecek sensin seni istiyorum ... Yanında değilim. Tek başıma olmak çok zor geliyor bi gün bi gün görebilmek için neler vermezdim sana nefes gibi ihtiyacım var . Tek istediğim şimdiyi konuşma benimle ben şimdi yanlızım yanımda olamayacaksın hayallerimde yanımda ol hayal et benle mutlu olmayı ... Huzuru ... Beni yanlız bırakma ne olur ... Sözlerine ihtiyacım var ... Çünkü duyabildiğim bir tek"sesin" ... Tenimde nefesin yok , gözlerimde gözlerin yok ... Sesin kalbimde ... Sesin her hücremde ... Bir dakika sesini duysam heycandan ölüyorum sen arayınca tüm saatler duruyor gece gündüz karanlık aydınlık oluyor bana ... Seni görmek istiyorum belki bi resim yolladığında bin kez bakıp her bi zerreni inceliyorum . Seni özlemek iki ay gibi üç hece değil benim için özlemin 60 gece de değil ""bir dakika bin yıl gibi seni çok özledim...
Çok ciddi bir sorun olduğunda buraya yazayım.
görsel
annem böyleydi bu gün.

görsel
Her şey olamamanın verdiği acıya dayanamıyorum.
Hayatım da ilk hediyemi annemin üzerime demlik devirdiği gün aldım.

Sobanın üzerinde kaynayan çay bir anda üzerime, sol bacağımın üst kısmına boşalıverdi.Annemin elinde hiç para olmazdı o yüzden annem beni öyle bırakıp sabah ineklerden sağdığı sütü satmaya gitti. Sırf taksiye bindirip hastaneye götürebilmek için. O gün peşinden ağladığımı beni böyle bırakma dediğimi hatırlıyorum, ablamın beni teselli etmeye çalışmasını.. tesellisi olan bir acımı mı bu Annemin çektiği acı ?

Bundan gerisi yok hatıram da sadece o gün annemin bana mavi bir etek aldığı kalmış aklımda. Aldığım ilk hediye.. benim dediğim, Benim için alınmış ilk kıyafet.

Pansumanım sırasında bir hemşirenin Anneme 'sen nasıl annesin de yaktın kendi çocuğunu' demesi hep yaktı canımı. Tıpkı sol bacağımda kalan iz gibi ruhumda da bir iz kaldı.

Annemin benim için olan çabalarını bilmeyen birinin annemi ağlatması, annemin canını yakması hep yük olarak kaldı üzerimde.hep benim suçum dedim. Kendimi bir daha asla suçsuz hissedemedim. Olan herşeyde sanki suçlu ben gibi hissettim. Kendimi asla tamamlayamadım asla olmak istediğim kişi olamadım.

Hiç tanımadığım, beni hiç tanımayan biri bir sözüyle belirledi kişiliğimi.
Hayatta tek aşık olduğum kızın mezhep seçmesinden dolayı başlamadan vazgeçmem.