bugün

Gururumu hiçe saydım ve sevdiğim insanın peşinden koştum, 'hayatına baska birini almışken'. Belki bi hata yapmıştır, bunu yapmasında benimde hatalarim var falan diye. Bugün pes ettim. Benden bu kadar kıvırcık. Kusura bakma. Gururumu yok ettim, onurumu kurtarayım bari. Kendine iyi davran.
Bugun bir arkadasimin daha babasi öldü. Cenazesine bile gidemedim. Bana en çok koyan iş konuşacağız diye oturdugum masada amina kodugumun orospu cocugunun biri oturup ben senin yasindayken masallarini anlatti. O zaman cenazede olabilirdim. Bir hafta öncesinde adamin birinden bir sey istedim. Zor bir sey degil benim icin agzindan tek bir kelime ciksin istedim. Onun agzindan cikacak bir kelime ile hallolacakti. Kirmadi beni yapti. Sonra aslinda istememen gereken bir seyi istedigimi fark ettim. işi zorlastirdim, sictim sivadim. O donemlerde yogundum dizi setinde ufak ufak focus yapiyordum gunde on iki saatim sette geciyordu yoğundum odaklanamamistim. Hata yaptim. Hobi olmaktan çıkmıştı, bildigin göte girdi. Zaten sete falan gitmiyorum artik. Profesyonel gibi davranmaya basladim. Bir daha eskiden kalma cocukca heveslere meyil etmeyecegim. işim olmayan bir sey icin bu kadar zaman ayirmam hata oldu. Sanati da sikeyim. Neyse konuyu dagitmayayim. Adama anlattim aslinda yanlis bir sey istedigimi vs. Telafisini soyledim. Fakat sadece boş boş bunu soylemedim adam akilli arastirdim dusundum sordum ettim cozum urettim de geldim. Orospu cocugunun ben senin yasindayken anilarini susturup çozumu anlatmak için on dakika sadece on dakika konusabilmek icin gotumu yirttim. Yemek bicagini girtlagina yuz kere sokmak geldi icimden. Adama anlattim evet bu mantikli da bir kere boyle baslandi dedi kestirdi atti. Bir daha birinden bir sey istersem akilimi sikeyim. Kendimin patronu oldum diye seviniyordum. Bugun tum stoklar dahil elden cikardim kazancli bir gundu. Boyle gotum tavan yapti. buyuk adam oldum havasindayim sonra sirf birine rica minnet bir kelime soylettirdim diye kraldan cok kralcilardan genclik anisi dinledim. Arkadasima başin sag olsuna gidemedim. Niye orospu cocugunun genclik anilari bitmedi. Daha once bir kere daha ayiya boyle dayi dedigim oldu. Sonrasi çok guzel bitti bu da ikincisi oluyor. O masanin kenarina kosesine degil de basina oturdugum gun hepsinin anasini avradini siktigim gundur. Hepsini bir lokma ekmege muhtac edecegim. Kin tutan eden biri degilimdir normalde. Fakat bugunu asla unutmayacagim. Yaptigim bir hata vardi. Guyya ustunu kapattik ortagimla. Kimsenin haberi olmadi zannediyorduk. Hata da tamamen benim yine. Bugun asıl bana girip cikan o zaten. Ustunu kapattik kimsenin haberi olmadi zannediyorken. Adamlar her seyi biliyormus. Daha oncesinde bunu yapacagimi da biliyorlarnis. Çok da guzel egleniyorlar amk. mal gibi kaldim. Ders almissindir diye tepeden baktilar. Tamam tecrubeli degilim kabul ediyorum da hepinizin emekli olma yaşı geldi ben kalıcıyım. Emekliligi birak kac sene daha yaşarsiniz ki? Umarim yasarsiniz hepinizin amina koyacagim. Hepsi benim yasimin iki kati zamandir iş yapan adamlar. Tecrubeliler buna saygi duyuyorum. Belki ben hala cocugum dogrudur baya gencim fakat ben de buraya kazayla gelmedim. Gökten düşmedim amk. Kpss'yle atanmadim. Ne bileyim yoldan gecerken ugramadim. Ben de varım. Daha tecrubesiz olsam da buraya gelebildim. Saygi duymayi ogrenecekler. Bir daha kimseden bir sey istemeyecegim amk. Akabinde Birilerinin sikinin tasaginin keyfine tonla zahmete giriyorum. Neyse ki bu da hallolur. Hallolacak.
Bu hayatta herşeyi tam olan, istediği gibi olan birileri var mı acaba? Yoktur heralde. Bilemedim.
konuşmayayım konuşmayayım diyorum sonra konuşmuyorum.
bir insan her şeyden sıkılır mı ya hiç işten hayattan hatta herşeyden. çok uzun bir tatile ihtiyacım var hiç kimsenin olmadığı bi yerde.
2 saattir şu entrye gülüyorum #29737037 .
1,5 yıl önce kapımızın önüne kadar gelip o seçmişti bizi. Biz onu değil... Bir aylık ya vardı ya yoktu... Tertemizdi, sağına soluna yapışan küçük pıtraklardan başka hiç bir şeyi yoktu. Geldiği günün ertesinde artık bizim kedimizdi. Kumunu, yuvasını, mamasını herşeyini almış, pıtraklarını temizlemiş ve evin içindeki yaşantımıza buyur etmiştik hanfendiyi. ikinci günden uyumak için boynumu seçti. O zamanlar küçücüktü, sığıyodu oraya... Düne kadar da hep orasıydı yuvası. Sabahları kapımızın önünde miyavlar hadi kalkın sevin beni derdi. Tuvalete gittiğimde peşimden gelir, ben klozete oturur oturmaz hop kucağıma atlardı. Eve geldiğimizde bizi her zaman kapıda bekliyor olurdu. Yediğimiz her şeyin tadını merak eder muhakkak salça olurdu. Köpek gibiydi, toka manyağıydı ve tokasıyla oynamak istediği zaman gelir tokasını önümüze atar bizden tokayı fırlatmamızı beklerdi, biz tokayı fırlatırdık o da çok komik sesler çıkartarak koşarak gider tokayı geri getirirdi... Dakikalarca oynardık böyle. Konuşurdu... ismini söylediğimizde, mama vermek için çağırdığımızda, kızdığımızda ve sıkıldığında farklı ezgilerden mokurdak sesler çıkarır güldrürdü bizi. Çok hasta oldu ve çok kez üzdü bizi... Bi kez bizimle beraber iki tane kocaman kasap köfteyi mideye indirdi, neredeyse ölüyodu. Veteriner çok kızmıştı bize. Kediye köfte mi verilir, oldu olacak çilingir sofrası kurun diye. Serumlarla ilaçlarla geçen günlerden sonra en sonunda iyileşmişti. Günler böyle böyle geçti, bi tane daha kedimiz olsun, hem sıkılmaz oynaşırlar dedik. Küçüğe hiç alışamadı, birbirleriyle çok hardcore oynadılar, tüyler hep havada uçuştu. Çünkü o bi sevgi kumkumasıydı, ilginin hep kendi üstünde olmasını isterdi. Küçük kuzenim bizi ziyarete geldiğinde bir hafta boyunca ergen tribi yemiştik. Hiçbirimizle muhattap olmamıştı. Kuzenimin evden gittiği ilk dakkaysa yine kucağımıza hoplamış, kaldığı yerden sevgi kumkumalığına devam etmişti. Birlikte uyuduğumuz zamanlarda gecenin bi köründe kucağına zıplar mokurdamaya başlardı... Öyle işte tek derdi sevilmekti... Biz de öyle yaptık zaten... Çok sevdik. Öyle çok öyle çok sevdik ki bi gün ona bişey olursa ihtimaline hiç hazırlamadık kalbimizi. Dün 3. kattaki evimizin balkonundan düştü sonra. Ben kahvaltı hazırlıyodum eşimse duştaydı. Alt kattan komşu geldi, sizin kedi aşağıya düşmüş koşun dedi. Biz o değildir o yüksekten korkar, akrobasik hareketlerle hiç işi olmazdır dedik ve ufaklığın düştüğünü sandık(çünkü o tam bi ip cambazıdır) ama koşarak aşağı indiğimizde kedimizin yerde acı içinde durduğunu gördük. ilk bakışta hiç bir yerinde kan yoktu, sersemlemiş gibiydi ama çok büyük bir sorun yok gibiydi. Hiç aklımdan geçmedi kaybediceğimiz. Yine zorlu bir tedai süreci bizi bekliyor dedim. Olsundu ama ben her türlü maddi manevi yanındaydım kedimin. Yeterki iyi olsundu. Kediyi kaptığımız gibi veterinere gittik. Yolda haber verdik hazırlayın ameliyathaneyi biz geliyoruz hesabı. Kedimizi aldılar, serum verdiler, iğneler vurdular, röntgenler çektiler... ve dediler ki, kedinizin omurgası çok tehlikeli bir yerden parçalanmış, bu bölgedeki sinirler iç organların çalışmasını dahi etkiler. Kediniz felç olmuş dediler. Ben hala pozitiftim. Peki nasıl bakıcaz ne yapmamız gerekir modundaydım. Bakardım çünkü ben kedime, o sürünse de bakardım, bacakları kopsa da bakardım. Ama röntgenler profosör doktorlara gönderildi, ameliyattan pozitif sonuç alma şansı çok düşük dendi, iyileşmesi olanaksız dendi, çok acı çeker dendi, dendi, dendi... O 3 saat içinde o kadar çok şey oldu ki... O kadar çok şey konuşuldu... O kadar hayati kararlar verildi... Ben ağladım durdum. Öptüm kedimi, korkuyodu okşadım onu... Doktor benim kedim olsa uyuturdum dedi. Bundan sonra yaşaması ona acıdan başka bir şey vermez dedi. Ben ağladım. Ağladık.... Son kez öptüm kedimi, kokladım, başını okşadım ve kedimin uyutulmasına razı oldum. Daha bir kaç saat önce tuvaletteyken kucağıma hoplayan kedime son kez baktım ve çıktım odadan. Bi poşet içine sarılmış şekilde verdiler bedenini. Evimizin karşısındaki ırmağın oraya, bi ağacın gölgesine gömdük... Ellerimizle kazdık toprağı... Köpekler eşeleyip bulmasın diye derin derin kazdık... Başında sigara içtik ve gittik. Dünden beri ağlaya ağlaya gözyaşlarım kurudu. Ruh gibiyim. Kalbimin içinde öyle bi boşluk oldu ki, orayı başka bi sevgi dolduramaz orası boş kalır hep böyle. Daha önce de kedimi kaybettim, şu anda da evde bi kedim var. Ama hepsinin sevgisi, hepsinin yeri ayrı oluyo... O boşluk hep orda kalıyo... Ben şimdi çok hassasım ve ağlıyorum tabii. Ama geçicek... Bilemedin 10 güne güzel günlerimizi hatırlayıp tebessüm eder olucam. Bir aya normal hayatıma geri dönmüş olucam.

Ama herkesin anlamasını istediğim şey ise şu. Her gün onlarca ölüm haberi alıyoruz, filmlerde görüyoruz... Hayvanlardan değil insanlardan bahsediyorum. Hiçbirimiz oturup hüngür hüngür ağlamıyoruz. Daha kedimin ölümünden bir gün önce iş yerinde bir adam kalp krizi geçirdi ve gözlerimin önünde öldü. Şok geçirdim, anlamlandıramadım ama alıştım. Çünkü tanımadığım bi insandı. Anılarımız yoktu hatırladıkça beni kahredecek... Ama insandı sonuçta... Bir insanın ölümü mü bir kedinin ölümü mü desem tabii ki insan dersiniz.Ama lütfen herkes anlasın, bu kedi benim sevdiğim, beni seven, her günümüzü birlikte geçirdiğimiz her gün öptüğüm her gün sarıldığım, hastaladığında başucunda sabahladığım bir canlıydı. insan değildi ama canlıydı, sıcaktı, kalbi atıyodu, sesler çıkarıyodu. Her gün yanıbaşımdaydı... Bu acıyı kim nasıl küçümseyebilir?? Ölüm hep ölüm....
BENiM Bi DERDiM SIKINTIM YOK MUTLUYUM. TERKEDEN Bi SEVGiLiM, DAHA DOGRUSU TAMAMEN SEVGiLiM YOK. iŞTE ÖYLE AiLEVi MEVZULARIM FALAN DA YOK. BU BAŞLIK BANA TERS SÖZLÜK.
eski sevgilim arıyor ama umursamıyorum. ona söylemek istediklerimi unuttum artık.
Olmayacak şeyler peşinde koşmaktan yorulmadım sanırım daha kendi sorunsuz hayatıma resmen sorun arıyorum. Baştan böyle olacağını bildiğim halde vaz geçmesi en kolay yerde neden yapmadım çünkü rahat batıyor.
insanları kırmamak için hep alttan alıp, herşeyi içime attıktan sonra gelen ani sinir patlamalarını ne kadar sevsemde, sonrasında oluşan pişmanlık hissinden nefret ediyorum.
vuhuuuuı ben qaptım. beşinci nesil zall ın kısa pantolonlu hallerini bilen ihtiyara yenildiniz koşuda be! yazıklar olsun! hanım koş dilaltımı getir ben fena oldum...
ohh iyiyim iyiyim keretalar... 500 kişiyle köşe kapmaca da eğlencelimiş öhm neyse.

o zaman konuşma yapam.

öhöm öncelikle;
00:00 bekleyen uzun yazı şahsiyetleri, pişt aşağıdaki size diyom. çok iticisiniz. basın eksiyi gençler ya da basmayın sevişin. bilemiyorum.

öhöm ülkemizde barış olsun herkes birbirini sevsin filan öyle şeyler olsun hep...

zall utanır mısın lütfen editi: zall efendinin kabotaj bayramını kutladım beni engelledi. evet. hayır ağlamıyorum gözüme olay tv yi değiştirmeye çalışırken kumanda kaçtı.

editto banderas: arkadaşlar buraya iş ilanı panosu kurma kararı aldım. zaten ilk entryi ben girdim yani yapacam olacak. zaten geneliniz işsiz olduğu için işiniZe yArar dedim ahshshh

http://m.uludagsozluk.com...5%9F-ilanlar%C4%B1/bugun/
Aşk acısı ne kadar zarar verse de bu durumun keyfini çıkarıyorum. Her şeye rağmen yaşamak güzel.
Lise 3 te aynı sınıfta olduğum bi kıza aşık olmuştum. Kız yolundaymış, sonradan öğrendim.

Onu seviyorum dediğimde bütün arkadaşlarım, o kızdan hayır gelmez boşver dediler ve ben ne yazık ki onların söylediğini yaptım konuşmadım.

Ve yıllardır içimde sevdam büyüdü büyüdü taşacak hale geldi. Siz siz olun arkadaşlar, birine gerçekten sevdalandıysanız, kimin ne dediğini önemsemeden ve vaktiniz varken konuşun. Seni seviyorum deyin, sarılın...
Bazen mutlu oluyorum ama bazen sanki ben boşluklarındaki vakti geçirmek için var olan biriymişim gibi hissettiriyosun. Kendine laf söyletmeyen, müdahale ettirmeyen, kolayca her şeyde rest çekebilen birinden sevgi beklemek sanırım benim aptallığım. Öyle bi yerdeyim ki ne vaz geçmek için ne de devam etmek için bi sebebim var.
aylar sonra bi twittera bakıyım dedim. hani şey var ya rt ve fav butonu birini eksi diğerini artı oy sandım arkadaşlar sözlük içime işlemiş öteki medyaları kullanamıyorum *
Benim gibisini zor bulursuuuun. Delirdi mi şaşırdın mı keçileri kaçırdın mı aşka yalan karışır mı yazık yavrum yakışır mı??
Bir porno yıldızına aşığım sözlük :(

(bkz: blue angel)
Bi arkadaşım dört gün önce katıldığı düğünde gelinle uzun süre opusmus,bir hafta önce tam anlamıyla sevismisler. igreniyorum lan. Heyecanlanmis efendime soyleyeyim adrenalin salgilamis, hormonmus. Nasıl ya sorusuna "benim eşim de böyle olacak, kezban olmayacak" dedi. abi bu kezbanlik degil ya. Karaktersizligin tillahi. Eşin evleneceginiz gun başka biriyle bunları yapabilir mi dediğimde de inşallah benim eşim dürüst olacak diyor. Ahahaahaah. Canım sen o follos olan ruhunu bir kenara birak ve seks yap, ömür boyu hem de. Arkadaşlığımi net bir şekilde bitirdim. Yobaz dedi. Komik.
unutamıyorum lan işte unutamıyorum. geçtiğim her yerde bizi görüyorum. yediğimiz her bi siki hatırlıyorum. derin bir iç çekip devam ediyorum yürümeye ama olmuyor. hiçbir gün azalmıyor. özlem midir sevgi midir ne sikim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok. ama resmen hala benimlesin aq okulunda. ellerimi tutup beni terkedince unutama beni aq çocu demiştin gülerek. bravo, unutamıyorum. sen bile unutup sevgili yapmışsın ama ben ? hala aynı yerdeyim.
intihara meyilli bi insana aşık olmak nedir bilir misin sözlük? Göğsüne oturan bi öküzle yaşamak? Ölse ne yaparım acaba diye düşünmek sürekli? Kendini paramparça etmek?
Sanirim yavas yavas yalnizligin dibine batiyorum. Deger verdigim onca insan bir gun oldu, gitti ve ben hala onlara deger veriyorum. Bunun hic mi bir anlami yoktu sizin icin? Sevdigim insanlar, ozledigim gunler, hasretini cektigim anlar bir gun ucup gitmek icin mi yasadi? Yoksa beni ben yapan her sey zaten bunlar miydi? Benim aklimda cok soru var inan ki. Ama bunları ne sana ne baskasina soruyorum.

Kaybettigim insanlarin hatiralari hala ben de, hic gitmiyor ki..
Sadece manevi olan anilar degil bazi nesneler veya fotograflar. Bunlarin "hala" bir degeri olduguna inanmak icin yeterince sebebim var gibi geliyor fakat siz bana su an ne kadar deger veriyorsunuz ki? Geriye ne kaldi allah askina soyle geriye ne kaldi?

Ben daha onu hayatimdan çıkartmaya hazir degilken hayatimdan cikmak isteyen insanlar tanidim ben, duygusal davranip mantigimi kullanamadigimda uzuldugum anlar yasadim ben ve emin ol o uzuldugun hicbir gun benim kadar uzulemezdin. Beni bir gun icin anlamaya calissaydin eger su an her sey cok farkli olacakti. Ama gerceklesen sey benim seni anlamaya calisip surekli alttan almamdi. Egolarin icin beni kullanmandi belki de. Su an butun bunlarin kavgasini icimde yasiyorum o yuzden lutfen bana darilmasin kimse, bunu kaldiramam.
Her gün biraz daha anlıyorum.Hayatın adaleti yok be. Çok klişe ama en doğru söz.Aç çocukları ekonomik adaletsizlikleri felan geçtim.Normal şartlarda yaşamını sürdürenler için bile adaletsiz. Olay koç ailesinde doğmak felan da değil manevi olay.Ailenin sana verdiği değer bile aileden aileye değişiyo.
Kendine güven kişisel gelişim para mı desem şans mı desem işte.
Bu tür başarılı zengin sağlık problemi dahi olmayan insanların içinde biz nasıl barıncaz kafayı yemeden.
Bu kadar başarılı olmak zorundamısınız. Hayatın önüne serdiği her fırsatı değerlenditebilen insanlar var ya. Bütün sevgilileriniz sarışın olmak zorunda mı.
Bu kadar saçmasapanlığın içinde bi yolunu bulup düzgün hale gelmek zorunda mısınız. Karıncanın ezilişine bari üzülün boşvermeyin pislikler
işte tüm bunları anlıyorum ama kabıllenemiyorum kabulleniyosam da mecburiyetten.
Her nedense aklıma geldi paylaşayım. Kısa bir anım. Yıl 2011, askere gitmeden önce pederin üni'ye gitmemek istememe karşılık ceza olarak sanayi de çalışıyorum. Sanayi dediğim de yedek parça satıyoruz öyle yağın arabaların içinde değilim. Her neyse, benim usta vardı suat, cahil ilkokul mezunu bir adam. Cahilden kastım rencide etmek değil gerçekten cahil. Oğlu vardı 2 yaşında engelli, bu salak bebekken ateşi çıkmış çocuğun hastaneye götürmemiş çocuk havale geçirince öyle kalmış falan. Neyse işte suat usta galatasaraylıydı. Benimle her Allahın günü dalga geçerdi. Şikecisiniz, hırsızsınız, küme düşürecekler sizi vs. Bende aptal gibi her Allahın günü açıklama yapıp kumpası anlatmaya çalışırdım. Baktım olacak gibi değil, kafası basmıyordu vazgeçmiştim. Aradan geçen bir kaç ay sonra suat abinin dükkandan parça çalıp dışarda sattığı ortaya çıkmıştı. O zamanlar çok şaşırıp üzülsem de şimdilerde bunun olacağı belliymiş zaten diye düşünüyorum. Zaten çok borçluydu, fazla yetki verilmişti ve cahil cesaretine kapılmıştı demek ki. Konuyu fazla uzatmadan sonuca geleyim.

Bu olay şurdan aklıma geldi. Suat abi fenerbahçeye, bize hırsız hırsız dedi kendi hırsızlık yapıp işten atıldı ama 3 temmuzu fenerbahçe kazandı! ilahi adalete inanmamak çok zor!
çok olmuş entry girmeyeli, onu fark ettim. ha bire kafa izni alıp duruyorum, şairin de dediği gibi:
"içlenip buzlu bir kadeh gibi,
buğulanıp buğulanıp durmasam."*
hayatımda güzel gelişmeler ve değişmeler oldu, kötü olarak devam eden şeyler ise stabil durumdalar. ben doğru düzgün bir adam ya da insan olamadım ama kimsenin arkasından da öyle atıp tutmadım, arkamdan konuşulduğunu, hunharca ve pis geyiklere malzeme olduğumu hissediyorum kimi zaman ve üzülüyorum, siktir et diyemiyor insan her zaman. neyse be, çok konuşasım var ama işte neyse dedirtenler var ya neyse...****