bugün

apartman yönetiliğinin ta ... ben. 4 senedir nefret ettim, ikrah ettim ulan. 6 numaradaki papağan patlamış kızın, isteksiz babasını ikna etmesi için yemeğe götürdüm ya lan. Gene yönetici ben oldum yemedi ihtiyar, lanet olsun. Kimse istemiyor, kimse yüzüne bakmıyor bu işin. Apartman yöneticiliğinin, yöneticilik vasıflı işler arasında dünyada daha rezil benzeri yoktur eminim. Köyde ihtiyar heyeti olsak, olmuyor mu? Ne bayramda derdiniz bitiyor ne tatilde. Sanane dükkanın önünde iki sandık atmışsa manav, niye arıyorsun gecenin 1 inde beni? Kapıya sarhoş işer arayın, 7.katta lamba patlamış arayın, bahçeye kedi sıçtı arayın, kapıcı avans ister arayın, giriş kapısı gıcırdıyor arayın, asansörden garip sesler geliyor arayın, otoparkta fare var deyip arayın, merdivenler yemek kokuyor arayın, çeşmeden garip su akıyor arayın. Amaaaa balkonda sefa yaparken aramayın, otoparkta olmayan arabanız için misafirime yer isterim vermeyin. Balığa gidin beni çağırmayın, iki laf edecekken ortadan kaybolun, aidatlara zam yapalım diyecek olayım astronot olup marsa kaçın, toplantıya çağırayım 40 daireden 20 si akrabasını göndersin, katılmayın. Bana yöneticiliği kakalayan amca vefat etti o yüzden birşey diyemiyorum ama bu sene istifa ettiğim zaman mecburen bu görevi alacak zavallının anasından emdiğim sütü burnundan getireceğim. Yöneticiymiş, bırakıp bu işi köpekleri gezdirecem daha mantıklı, otur deyince oturuyor, sıçtığında ise saklamıyor.
eski tweetlerimi okudum. sildim aralardan birkaç tane gereksizi. daha doğrusu artık gereksiz, yazdığımda gerekliydiler. o zamanki durumumda zaten düşünemiyordum. araya karışmış şimdi bakınca saçma görünen şeyler. dışarıdan bakan biri için hepsi saçma aslında. çünkü dışarıdan bakan biri bilmiyor o yazılanların altında yatanları. benim için şimdiye kadar yazdıklarımın tamamının tek anlamı var: çaresizlik. evet çaresizlik. ona ulaşmamın tek yolu oydu çünkü. hepsi üstü kapalı şeyler zaten, ondan başkası anlamaz. hatta çoğunu onun bile anlamadığını düşünüyorum. bazen kuruntuya düşmüşüm, üstü kapalı bir şeyler yazmışım belki bir ihtimal o konuyla ilgili bir şey söyler diye. ne saçma bir beklenti değil mi? bazen hala burada olduğumun, hala beklediğimin farkında olsun diye yazmışım üstü kapalı bir şeyler. bazen umutlanmışım, acaba gerçek mi diye yazmışım üstü kapalı bir şeyler. şimdi bakıyorum da en çok umutlandığım zamanlar komik duruma düşmüşüm. çoğu zaman da bir şey yazmak yerine şarkılarla ifade etmeye çalıştım kendimi. müzik benim hayatım nasıl olsa, benim söylemek istediklerimi söylüyor şarkılar. anlamış mıdır anlamamış mıdır bilmiyorum da hiçbir boka yaramadığı kesin. kendi kendime çırpınmışım sadece. ben artık "buradayım" diye bağırmayı bıraktım sözlük, sadece sessizce el sallayıp bekliyorum o gemiyi. çaresizliğe geldik değil mi yine? evet, ne zaman çaresiz olmadım ki? en kötüsü de bu aslında. yapabileceğim hiçbir şey yok. neyse, alıştım zaten beklemeye. başka ne boka yarıyorum ki zaten? hem eskisi gibi de değilim; sigarayı bıraktım, alkolü bıraktım, tam olmasa da yeniden spor yapmaya başladım, içten olmasa da gülebiliyorum, bir şeyim yokmuş gibi davranabiliyorum diğer insanların yanında. artık daha güçlü bir şekilde bekleyebiliyorum sözlük. o gemi gelecek bir gün, ben inanıyorum.
Önüme çıkan herkese küfür edesim var. Insanlara güvenip saf durumuna düşmekten nefret ediyorum.
Guns n roses...
Ne yapardım ben, sen olmasaydın.
Atama laf edenlerin ağzını yüzünü sikesim geliyor kendimi tutmakta güçlük çekiyorum.
bu memlekette yasadigim icin bazen cok sovuyorum. kendi atasina soven adamlar var lan bu ulkede. orospu cocuklari. cigeri bes para etmeyen orospu cocuklari.
Geçen gün telefonu şarj etmeye çalışıyorum. Telefon elimdeyken şarj oluyor bırakınca şarj olmuyordu. O kadar uğraştım ki, bu arada da durmadan şarjım bitiyor, ölüyorum, gidiyorum naraları atıyor telefon. Ne yapsam şarj olmuyor. O kadar sinirlendim o kadar öfkelendim ki o öfke ile telefonu ısırdım. Evet evet telefonu ısırdım. O günden beri telefonun o ısırılmış yerindeki jelatini kalkık duruyor.
Daha sonrasında ise çok basit bir çözümle şarj sorununu hallettim. Hem uykusuz hem yorgun olmak bana yaramıyor.
2-3 sene evvel ne zaman beşiktaş yenilse, sözlüğe girip seri eksi oy çakıyordum. please forgive me.
atama bekleyen öğretmen şimdi kalbim; ya da madene yolladığı babasının dönüşünü bekleyen çocuk gibi. seni unutunca içime baretini giymiş işçi özgüveni geliyor. Oysa şehir içinde emniyet kemeri takmadan 120 yapan hislere sahibim ben. gözlerim en işlek pazarı bombalanmış küçük bir kasaba gibi boğulmuş. beynim mabedi asker postalı altında kalmış da düşüncelerim kirlenmiş. diyelim ki sen saç uçlarımın bile kırılmasına dayanamazsın o reklamlar gibi. Sahi sen kredi notunu biliyor musun? sen kurumuş yapraklarda yürümenin gizli hüznünü de bilmezsin Allah bilir. ruhları dökülen ağaçlar geçiyor styx nehrinden. demeter sen hayırdır? bembeyaz çarşaflara koşan bir çamurlu çocuğum oysa. annem hayat gibi peşimden koşuyor olmaz diye. güzel birşeyleri mahvetmek istiyorum.
-Santral buyrun?
-Aman efendim pek naziksiniz.
romanlara inanmıyorum ama bir Kibariye var. bide Oğuz Atay.
-Yorgun mudur her sonbahar gözlerinde küçüğüm?
-Rica edicim bu bahsi kapatalım lutfen.
Şarkılarda hayat Şarkılarda ölüm.
(bkz: delilik)
ulan surda herkes sair herkes yazar bi itiraf etcem susleyemiyorum diye etmiyorum valla .
londra'ya dil öğrenmek için teyzesinin yanına giden arkadaşım evlenmiş orda ya. onun adına çok sevindim de kendi adıma üzüldüm galiba, değişik duygular içerisindeyim şu anda. hayat, ne göstereceği belli olmuyor yeminle. belki ben de polonya'da evlenir dönerim, kim bilir..
ilk vizem on numara geçti, uzun bir aradan sonra yüzüm nihayet gülüyor. darısı diğer vizelerin başına.
tek nefeslik soluğunu, içini boşalttığım bir kum saatine hapsetmek isterdim. azrail almaya geldiğinde benimkini, ona hediye edip de, israfil'in üflediği sûr'da senden bir iz olsun diye...
Bugün mikro iktisat sınavı kolaydı yarında makro var ama o girecek tek sevinçli yanım deniz kenarında olmam ....
bu sabah babam yaşında, hatta belki daha büyük bir adamdan, flört teklifi aldım. midem bulanıyor sözlük.
yağlı kayış oynarken sevmediğim tiplere kayışın temir tarafıyla vururdum.
Her gun istanbulun bir ucundan diger ucuna gidip, daha sora ayni yolu geri donmekten nefret ediyorum. Hergun hergun yeter lan.
saat 17:52

baş ağrılarım durmadı günlerdir. sığındığım bütün ağrı kesiciler, can acıtıyor sadece. geceleri döktüğüm gözyaşları hala boğazlamaya yetmedi beni.

bu süreci atlatamayacağımı düşünüp bir an önce ölmeyi diliyorum el açarak.
her şey boktan ve her boktan şey bir başucu eseri aslında.

ağrılarım dursun.
bir şey bu acıyı unuttursun. ne olur.
Bu cabalarimin onun icin olmasini isterdim. Herseyimin onun icin olmasini. Bi süreligine cok guzelde yapabildim bunu. Ama sonra fazla geldi sanirsam. Nse iste bana da keskeler acabalar belkiler kaldi.
Bugun okuldayim. Tam ogle arasi, kalabalikti okul. Kantinden gofret aldik. Birden aklima ulkerin cikolatali gofret reklami geldi. Birden "Arkadaslar aranizda ulker cikolatali gofret sevmeyen var mi? " diye bagirdim. Butun insanlar bana bakiyordu. Reklamdakinin aynisi olur dedim. Hicte oyle olmuyormus.
Sözlükte sevişmek istediğim bir yazar var.
Onu tanıyorum. O da beni tanıyor ama söyleyemiyorum.
Oh bee .
Sözlükte sevişmek istediğim yazarlar var.
Onları tanımıyorum. Onlar da beni tanımıyor ama her gün söylüyorum.
Oh be.
Bu sefer melankolik olmayan yolu deneyeceğim. Zaten o kadar üzüldüğüm bir şey de yok. Iyiyim ben iyi. Her şey çok iyi olacak, uykusuz gecelerim olmayacak, konuştuğum bir arkadaşım olmasa da yalnız hissetmeyeceğim, bir işle uğraşmak üzere karar verdiğim zaman aklıma aniden o gelmeyecek, bunu bu kadar önemsemeyeceğim, bence yapabilirim.
Evet sözlük, sevdiğimle ayrıldık.. Hem de severek ayrıldık. Neden mi? O anne olmak istiyor ama ne yazık ki lanet olsun şartlarımız uyusmuyor.. Keşke uyuşsaydı da evleneceği erkek ben olsaydım! Çok istedim sözlük.. Yaşımız geliyor 30'a ama elinde avucunda ne var ki yetecek ikimize? Nereye kadar sürecek..? Evet severek ayrıldık , ağladık, öpüştük, sarıldık, göz yaşlarımız karıştı birbirine.. Anlatacak çok şeyim var sözlük fakat daha fazla yazamıyorum.. Anlayın beni be ....
yakında bende birçok itiraf edeceğim...