Birinci sınıfta, henüz cool bir çocukken dersin ortasında yenmeyeceğini bildiğim halde üzüm çıkarıp yemek.
Herkesin bana aynı anda "aaaaa" diye tepki vermesi.
Benimse üzümü yemeye devam etmem.
ilkokul 2. sınıftayken bi şiir yarışmasına katılmıştım. sürekli sataştığım bi çocuk vardı, komşumuzun çocuğuydu. o da girmişti yarışmaya. ikinci olmuş. yarışma sonucu açıklanınca gittim yanına "baban öğretmen diye torpil yapmışlar sana, boşuna sevinme" dedim de garip olan şey benim babam da öğretmendi. Niye böyle biși dediysem..
ilkokul 2. sınıftaydım bir şiir yarışmasında 2. olmuştum. Sürekli bana sataşan bir çocuk vardı,komşumuzun çocuğuydu. O da girmişti yarışmaya. Bir derece falan yapamadı. Yarışma sonucu açıklanınca geldi yanıma "baban öğretmen diye torpil yapmışlar sana,boşuna sevinme" dedi de garip olan şey o değişiğin babası da öğretmendi.
ilkokulda aynı okul içinde hiç yalnız olmadığımı hatırlıyorum ya ablam ya kardeşlerimden biri hep olurdu.
öyle bir sirkülasyonumuz vardı ki okulda soyadımız hiç unutulmadı.
hala hocalardan birini görsem sırayla hepimizi sorarlar.
daha 3. Sınıfta kapakla maç yapardık. Hiç unutmuyorum ayı ibrahim diye bi çocuk vardı. Bende o zamanlar ciguli gibiyim kaburgalarım sayılıyodu. Nerden cesaret aldıysam gittim yanına böyle top oynanmaz ibo habire kapağın üstüne basıp gidiyon dedim. O da sanane oğlum istediğim gibi giderim dedi. Sanırım ilk cinnet anımı orda yaşadım. Bir tekme vurdum çocuğun sağ bacağına. Ağlayarak yerde kıvranmaya başladı. Ben ne olduğunu daha çözmeye çalışıyorum ama. Sonra nöbetçi öğretmen bizi sınıfımıza götürünce çıktı kokusu. Çocuğa vurduğumda eli bacağının üstündeymiş. Serçeden orta parmağa kadar kırılmış. Sonrası zaten olaylar olaylar. Buda böyle bir ayı iboyu ağlatma anımdır. Evet.
1.sinifa baslamamin ilk gunuydu herkes aglayip zirliyordu ben ise gayet sakin ve sanki okula hic yeni baslamiyor hep okula gidiyor bi tipim ve tavrim vardi annem de beni aglayip zirlamadigim icin hemen okula atip eve gitmisti sonradan bana da dank etmisti keske aglasamiydim acaba diye ama is isten gecmisti.
ilkokul birinci sinifin birinci gunu birinci dersinde arkamdaki cocugun yedigi pis kokulu cismi boylu boyunca uzerime kusmasi ve yillarca bunu unutamamam ve emetofobi isimli igrenc fobiye yakalanmam.
öğle arasında herkes evine giderdi ya. biz de o zaman yeni taşındık. okulda da ilk günüm. evin yolunu da unutmuşum. kara kara düşünürken karşı apartmanda ortaokula giden bir abi vardı, çaktırmadan onu takip etmiştim. hehe. ulan o da iyi ki eve gitmiş yoksa okulu da kaybederdim.
3.sinifa giderken topun kactigi bahceye tirmanmam bahce sahibinin beni gorup eriklere daldigimi zannedip kurekle kovalamasi kacarken ayagimin kayip 4-5 metrelik duvardan b.k cuvali gibi asagi dusmem hatirasidir. Mevzuyu ogretmenler dahil bir cok cocuk gorup oldugumu dusunmusler ama ben arsiz gibi kalkip sirita sirita top oynamaya devam edince olumsuz veya serbetli olduguma dair soylentiler cikmisti..
4. sınıf öğretmenim babamın en yakın arkadaşıydı, adam sıra dayağı çekerdi bütün sınıfa. bi gün en yakın arkadaşım sen osman hocanın arkadaşının kızısın diye sana hiç vurmuyor dedi sonra yapayalniz kaldım anasını satiyim. kimse benimle konuşmuyordu. cidden vurmasa dert etmezdim.
1. Sınıfa yeni başladım. Teneffüs zilini duymamıştım. Kışın ortası. Dışarıda bir başıma yarım saat mal gibi yolu seyretmişim. Sonra öğretmen geldi galiba sınıfa götürdü. Donduydum amk.
Bir de sürekli çişim geliyordu. 15 dakkada bir tuvalet izni istiyordum. Hoca inanmadı birgün. Gidemezsin bu kadar çok çiş mi olur dedi. Beş dakkaya kalmadı altıma kaçırdım. Şerefini s.keyim hoca.
5. Sınıfta ersin diye zengin değişik bir çocuk vardı sınıfımızda. Öğretmenler gününde en pahalı ve güzel hediyeyi o almıştı. Sonraki teneffüs çocuk altına yapmıştı. O an ona o kadar çok dalga geçip gülmüştüm ki gülmekten ben de altıma yapmıştım. Bu da böyle rezil bir anı.
iki hafta önce duydum çocuk mühendis olmuş. Hayır dalga geçtiğime mi yanayım kendi rezil oluşumuma mı. Neyseki çocuktuk deyip avutuyorum kendimi.
ilkokul iki veya üçüncü sınıftım yine her zamanki gibi daha neden okula gittiğimi çözememiş bir şekilde okula gitmiştim.hani ilkokulda arkadaşım altına yaptı denilen arkadaş bendim tüm gün yerimden kıpırdamadan oturmuş ne yapacağımı bilemeden eve gitmiştim.ulan şansa bakın ki o gün misafir gelmişti ve ben anneme nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum.bir fırsat bulup söyledim annem o gün fırçalama işini misafir olduğu için ertelemiş ama banyo yaptırırken hafif de olsa dövmeyi ihmal etmemişti.hatırladıkça hep gülerim ulan iyi ki yapmışım altıma böyle bir anım oldu dediğim bile olur.
Okulun Halk oyunları ekibindeydim. Çayda çıra adlı Elazığ yöresinden bir oyun oynuyorduk. Mumlu bir gösteriydi ve ben oyun esnasında kostümün başörtüsünü yakmıştım. Binlerce insanın kız yanıyor tepkisiyle yananın ben olduğunu anladım. Şu an gülüyor olsam da o an utanç, korku, rezillik bir sürü şeyi aynı anda hissettim. Bu da hayatıma dair iç burkan bir detay oldu.
annemin veliler toplantısına geleceğinde
gardolabı açıp, annemin en güzel olan
kıyafetini seçip, gelirken bu elbiseni
giy olur mu? dediğim çocukluk günlerim.