küçük yarış arabası. geriye doğru çektirince kendiliğinden gidenlerden. o zamanlar moda buydu yokru öyle uzaktan kumandalar filan. varsa da bizimkiler almıyordu ya da.
Legoydu efenim, legoları dağıtıp asker-i üs kurar süper kahnamanımla yerle bir ederdim.. Gel-gelelim şuan hala "super weapon" ve "biyolojik silahlar" üzerine uğraşıyorum. Gariptir ki hayatım boyunca silahları, patlamaları, yeni dünya düzenlerini yaşamsal aktivite haline getirdim.
Not: Katliamlardan, kıyımlardan hoşlanmak anti-sadizm görüşündeyimdir..
abimin arabasıydı. böyle siyah bi araba, düğmesine basınca olduğu yerde dönüyo ışıklar çıkartıyo sesler falan, çok severdim onu. bmw idi kendisi. daha sonra bizimkiler "bebekle oynar kız dediğin, sen yanlış mı doğdun?" dediler ve beni sarı saçlı o plastik berbat barbielerin arasına hapsettiler.
ne oyuncaklar sevdim zaten yoktular..
ama annemden gizlediğim öyle bir oyuncağım vardı ki, hep hatırlarım: falçata
susam sokağı çocuklarıyız biz. sokak başlamadan önce trt gap'ta gösterilen zanaat erbaplarına aşina büyüdük. bir bakıyorsun bob ross resim boyamış, bir bakmışsın amcanın biri el süpürgesi yapıyor, kimisi alçıdan biblolar dizayn ediyordu. belki bu hevesle en sevdiğim şey kendi eşyamı üretmekti.
tam olarak oyuncak sayılmaz ama ablamın bana aldığı ilk hediye 4 yaşındayken bir çim adamdı. çok severdim lan hergün sulardım, tarardım saçlarını falan.