renksizdi kanki. boyuycak paramız yoktu. direk glass tarzıydı. fiber değildi ama. o zamanlar fiber adsl yoktu çünkü. biz de sadece glassla takıldık. içini doldurduk fiskiyle. sonralardan çıktı fiberglasslarda viski içmeler. hepsinin başı bizdik. ok kabul. kaç ay panpa?
kirmiziydi benimki. dolma tekerleri vardi boyle rengarenk. hic patlamamisti. sonra ayi bir arkadasim gelip ustune ptutdu ve boom. direksiyosunu kırıldı.
siyah üzerine pembe-beyaz çizgili. daha geçen doğum günüme kadar hiç bisikletim olmamıştı. 29 yaşıma girdiğim gün bisiklet sahibi oldum resmen lan. sanırım biraz da "benim hiç bisikletim olmadı" diye serzenişlerim yüzünden böyle oldu.
ama bisikletim var lan benim, ötesi var mı!!1!
edit: millet 29 yaşında araba sahibi oluyor diyenlere söyleyebileceğim tek bir şey var: "benim hiç arabam olmadı..."
Mavi bir bisan dı. Babamın bisikletiydi sonra kendine yeni alınca bana vermişti. Fakirliğin gözü Kör olsun. Kocaman bir bisikletti hani şu sele ile direksiyon arasında çift demir olanlardan. Ben ayağımı pedalın üstündeki boşluktan sokup yan yan kullanıyordum.
Kırmızıydı. 12 yaşındaydım. Aldıktan bir kaç gün sonra bisikletçiye koşup zincir kapağının oraya "sevdalıyım" yazdırmıştım. O gün bugündür o yazı hala durur. ilk ve tek bisikletim o kırmızı bisikletti. Şimdi yazları memlekete gittiğimde o bisiklete binen akrabaları görünce "sevdalıyım" yazısını gördükçe gülüyorum. Sahi lan kime sevdalıydım ben?