klâsik ilkokulda öğretmenime aşıktım.
sırf onu görmek için okuldan geç çıkardım, bahaneyle öğretmenler odasına gidip onu her teneffüs görür mutlu olurdum çantasına kalpli çizimler koyardım süt koyardım çünkü o zaman benim mother süt içersem çok uzun yaşayacağımı ve çabuk büyüyeceğimi söylerdi o da uzun yaşasın isterdim...tabii bir gün şerefsiz ilkokuldaki sınıf arkadaşlarımın bütün okula yayması ile her gün utana utana zırlaya zırlaya okula giderdim sonunda o okuldan da ayrıldım. güzel ve bol utançlı günlerdi.
ilke diye bir kızdı ilkokuldan. daha 1. sınıfta el kadar velet iken girmiş vücuda zehir. buğra diye bir çocuk daha bu kıza aşıktı diye oğlanla her gün yumruk tekme birbirimize girerdik, saçma sapan ilgi gösterme şekillerimiz vardı, sınıf başkanı olup tüm konuşanları tahtaya yazarken ilke konuşsa dahi yazmazdım, buğranın ağzına sıçardım ama...
şimdi instagramdan bakıyorum da avukat olmuş ve 2. çocuğuna hamile kız. bende doktor oldum 10 gün sonra evleniyorum. buğra hala it kopuk gibi geziyor, orda burda gitar falan çalıyormuş o da....
Ulan nasıl bir manyaksam 1. Sınıftan ortaokulu bitirene kadar aynı kızı sevmiştim mal gibi. Bu bütün hayat enerjimi sömürdüğü için lisede, üniversitede aşk namına birşey yaşamadım. Yahu 8 sene hiç mi yüz vermezsin zalımın kızı. Yüzüm gözüm kayıkta değil niye hiç yüz vermedin lan? Şimdi nişanlı ve kapanmış.
ilk okul 5 sınıfta sinem'i severdim. Kürt mahallesindeki nadir sarışınlardandı. hiç açılamadım tabi ona. sınıfta sıralar karşılıklıydı. arada yere kalem atıp bacak arasına bakardım. güzel zamanlardı.
