bugün

Açık reng bir saç hatırlıyorum kısa boylu (anasınıfı olduğu için kesin kısa) zayıf bir kızdı.
Siyah inek yalamış gibi saçları vardı. Beyaz tenli, siyah gözlüydü. Birinci sınıfta o başkan ben de yardımcısıydım. Sonra gitti sınıfın en sevmediğim kızıyla sevgili oldu. Hıh, hatırladım sinirlendim gene. Unutamadığımdan değil kıza başka bir sürü sebepten hala gıcık oluyorum.
iyi biriydi hatta dünyanın en iyi kalpli insanıydı. Dizlerine başımı koyduğumda saçımı okşar. Bana sevgi dolu gözlerle bakardı. O gerçekten aşık olduğum ilk insan benim annemdi.
hevesti kendisi.
en sevdiğim kızdı kendileri.

ciddi ciddi evlilik düşünüyordum.

kıvırcık saçlı beyaz tenli 1,70 boyunda çıtı pıtı biriydi.
Aslı enver'in ikizi gibiydi.
götü güzeldi, gülüşü şekerdi. minyon çıtı pıtı bir şeydi.
lise yıllarında sınıfta galatasaray fanatiği bir arkadaşım vardı. sınıfın hatta okulun en haylazı en fanatiği. öyle ki galatarasay ın maçının olduğu ve ertesi günü okula gelmediğinde, hocalar sorar, arkadaşları evinden getirtirlerdi. bende galatasaraylıyım ama, ortalama bir kız ne kadar taraftar olabilirse o kadar.

bu arkadaş sürekli ders kaynattığından sınıf hocamız bizi yanyana oturttu. bende çalışkan iyi bir öğrenci sayılırım, aslında çaktırmadan yaramazlık yapan, masum yüzlü sinsilerdendim ya neyse. kısa bir süre sonra ben de futbol fanatiği olmuştum. sadece futbol mu sigaralarını saklamalar, kopyalar vermeler, sadece o olsa iyi arka sıradaki bütün arkadaşları. kimsenin benden şüphelenmek aklına dahi gelmiyor, sekiz yıllık kronik sınıf başkanı ben. kitap film derken esprileri anlatamam nasıl güldürüyor, kırıp geçiriyor. tabi bende de bir takım ufak değişiklikler olmuyor değil. saçlarıma fön çekmeler, gözlerime hafif makyaj falan derken o inek imajımı biraz değiştirdim haliyle. sonra yaz tatili geldi, kabus gibi çöktü adeta. ben o zaman anladım ki aşık olmuşum farketmeden. koca yaz oturdum ağladım düşündüm napcam diye. sonra söyleyeceğim başka çaresi yok dedim. öyle ya en iyi arkadaşı benim, o kadar iyi anlaşıyoruz, herkeste benim erkek arkadaşım sanıyor zaten. okulların açılacağı zaman yaklaştı, yavaş yavaş uykularım düzene girdi ve moralim biraz düzeldi derken beni aradı. okulun ilk günü benimle konuşmak istediği çok önemli bir konu varmış ve mutlaka gelmeliymiş. o anı dünmüş gibi hatırlarım. nasıl bir mutluluk tarif edemem. demek ki oda benimle aynı durumda ve söyleyecek bana aşkını diye mutluluktan ağlamıştım.

okula gittim tabii sabaha kadar uyuyamadığım için uykusuz ve çok gergindim. ama onu görünce hepsi geçti. fakat onun halinde bir tuhaflık vardı. ''hadi gitmemiz lazım'' dedi. ''okuldan kimsenin görmeyeceği bir yere gidelim'' dedi. kız kulesinin önüne gittik. ve birden henüz daha hiçbir şey söyleyemeden hüngür hüngür ağlamaya başladı. ben çok şaşkındım, neler olduğunu anlayamıyordum ama kötü bir şeyler olduğunu seziyordum. '' noldu'' diye çaresizce sormaktan başka birşey gelmiyordu elimden. sürekli noldu diyordum. sonra ceren isimli bir kıza aşık olduğunu ama onun başka birini, hatta arkadaşı mıymış neymiş onunla çıktığını söyledi. aslında ona yakın davranmış, duygularıyla acımasızca oynamış arkadaşına yaklaşmak için. ama çok seviyormuş ne yapacağını bilmiyormuş, başkasına anlatamazmış, hep kızlar gibi ağlıyormuş ne yapmalıymış.... hiç hatırlamıyorum gerisini. sesi filmlerdeki gibi, çok uzaktan uğultu gibi geliyordu artık. kafamın içinde ben sadece ''ceren ceren ceren'' diye tekrar edip duruyordum. sonra ben de bir sigara istedim ve boğazımın acımasına aldırmadan derin ve boğucu koca bir nefes çektim içime. öksürmekten o kadar yaşarır mı insanın gözleri çok şaşırdık ikimizde.

hayat çok acımasızdı evet ve biz daha 16 yaşındaydık. aşk acısı çekenlere ne iyi gelir henüz bilmiyorduk.
Lisedeyken ağır solcuydum dev-sol falan her şeye katılırdım birde ülkücü bir sevgilim vardı. durmadan kavga ederdik velhasıl uzun bir aradan sonra , geçen yıllarda berkin elvanın ölümünü tartıştık. sonuç engel ile bitti.
sorma kardeşim. bir of çeksem neyse bir şey demiyorum.
ilk aşkımın yakın arkadaşı bana gelip , senin saçların çok çirkin o seni beğenmez , demişti.Aşkım başlanadan bitti.Bir takım örselenmeler.
bir gün bende anlatırım. şimdi maç var.
2. sınıftaydık. rakibim olurdu kendileri. sınıfın başarılı iki öğrencisi olarak tatlı tatlı atışırdık bazen. onun da beni sevdiğini düşünürdüm ne günlerdi be. iki yıl öyle geçti işte 4. sınıf olduk büyüdük tabi falan. sınıfımıza yeni bir arkadaş gelmişti. kanka olmuştuk ki sonradan benim beyle hoşlaştıklarını öğrenmiş idim. belki de ilk hayal kırıklığı... neyse ben ne mi yaptım? bunların arasını yaptım sevgili oldular sözlük. allah kahretsin be hem acı çektim hemde kendim yaptım ya ulan ne malmışım teee ilkokuldan gelen mallık. sinirlendim sözlük.
8 yaşındaydım. O zamanlar (bkz: cedric) vardı. O da " 8 yaşındasınız aşıksanız hayat gerçekten çok garip " mi ne öyle bir şey diyordü. Ajajjashhahaha
ilkokul 2. Sınıftaydım. Bir çocuk gelmişti bizim sınıfa. Adı Ömer Di. Neyse hocam başka bir arkadaşın yanına oturmuştu bunu. Bayağı da o zamanlar tatlı yakışıklı bir şeydi. Teneffüs olunca bütün kızlar onun yanına gitmişti tanışmak için ama ben gitmemiştim kuullugumdan taviz veremem ajabjah neyse ilerleyen zamanlarda kaynaştik biz. Böyle merhabalar falan ama acayip beğeniyordum. Kızlarla teneffüste birbirimize kimi seviyorsun diye soruyorduk. Her biri diğerine ait mantığa bak * Ayşe diye bir arkadaşım Ömer'in adini vermişti. Bende o benim demiştim ajahahahha sonra Ayşe de tamam o zaman Tahir de benim olsun demişti ajsjssjhs neyse daha sonradan Ömer bana okul değiştireceğini demişti. Bende sevdiceğim gitmesin diye bayağı ısrar ediyorum. Babanla konuşurum bile diyorum falan sanki 10 yaşındaki çocuğu 40 yaşındaki adam takacak * neyse ki Ömer gitmedi. Bana kelebekli toka hediye etmişti. 13 yaşıma kadar sakladım. Birlikte tiyatro oynadık falan.ama ortaokuldayken Ömer başka okula gitti. Benim en yakın arkadaşımin okulu. Bu şerefsiz benim en yakın arkadaşıma çıkma teklifi etmişti. ( ben onu 3 sene sevdim bana etmemişti :'( ) bende en yakın arkadaşımla küstüm. Sen bir kevaselik yapmışsındır diye. Tam 5 sene küs kaldık lannn. Ahhhhh Ömer. Neyse böyle işte. Ömer yıllar sonra bana faceden istek atmıştı. Bende kabul ettim ama bayağı çirkinlesmis. Ayşe de evlendi. Çocuğu oldu * Tahir yıllar sonra bana yazdi. O arkadaşımla da iletişimimiz koptu. Hey gidi yıllar. *
Serap. Yaseminin arkadaşı.

Yasemin mi? ilk aşık olduğumu sandığım kız.
Yakın cuğaraları beyler anlatıyorum.
Tahminen 4–5 yaşındayım aylardan temmuz yada ağustos.
O zamanlar şimdi ki gibi değil sabah evden dışarı adım attıkmı akşama kadar eve girmez, güneşin alnında top oynar acıkınca en yakın elma ağacına dalıp 2 elma çalar yine devam ederdik. Ee haliyle afrikalıdan bi farkımız da kalmıyodu ten rengi olarak. Neyse işte yine böyle bi gün evin önünde ki boş tarlada aynı yaşta ki arkadaşla oturmuş elimizde kırık ayna parçalarıyla yoldan geçenlerin gözüne ışık yansıtıyoruz.
Yoldan bi kadınla biz yaşlarda kız bizim sokağa döndüler tabi daha önce mahallede hiç görmemişiz bunlar kim diye birbirimize sorup şaşkın şaşkın bakarken bizim eve yaklaştıklarını görünce hemen koşa koşa gittik. kapıda onları annem karşıladı memleketten tanıdıklarmış yeni göçmüşler. kadın orta yaşlarda ki konumuzla hiç bir alakası yoktur. Kız bizim yaşlarımızda sarışın, bembeyaz bi elbisesi var ve bizim afrikalıları kıskandıracak kavrukluğumuza inat onu daha önce hiç güneşe çıkarmamışlarcasına bembeyaz bi teni var.Neyse içeri girdiler bende tabi arkalarından girdim arkadaşta girmeye yeltendi misafir bizim misafirimiz olum sen git dedim ama gidermi hiç çakal oturdu kapının önüne bekledi kızı görünce. O annesinin yanına oturdu ben annemin eteğinin yanına oturdum onlar konuşuyor ben ise yuvasının ağzında dikilip etrafı gözetleyen yetişkin mirket gibi gözlerimi gocuman gocuman açmış sadece kızı süzüyorum. Annem hadi çıkın dışarda oyayın dedi tamam dedim çıktık dışarı kapının önünde bekleyen arkadaşta sırıta sırıta geldi ayakta konuşuyoruz 3 kişi. adın ne kaç yaşındasın diye sorduk o ellerini önünde birleştirip beyaz elbisesini bir oyana bir buyana sallayarak konuşurken biz iki arkadaş ilk defa beyaz birini görmüş afrikalı çocuklar gibi hipnotize olmuş şekilde kızı izliyoruz ağzı açık. Allahım bi kız bu kadarmı tatlı olur diyorum içimden. Sonra ortamdaki güzel hava birden yanımdaki patavatsız arkadaşın benim sevgilim olur musun demesiyle bozuluyor ama o bizim misafirimiz lan var mı öyle yağma altta kalanın canı çıksın diyip kıza seni seviyorum dedim. Kız bi an duraksadı manyaklar sizi anneme söyleyecem anneee diyerek içeri koşarken bizde itişmeyi kesip farklı yönlere kaçmaya başladık. kaçarken içimde biraz burukluk ve fazlaca dayak korkusu vardı ama gururluydum kız aşkıma karşılık vermemişti ama olsundu başkasına da yar etmemiştim. Bi daha o kızı hiç görmedim. Bu da böyle bir aşk hikayemdi başlamadan biten.
Buradaki hanımefendi.

görsel
(bkz: platonik aşk)
17 yıl önce 5 yaşındayken karşı komşunun kızına aşıktım. Şimdi görsem tanımam adını bile hatırlamıyorum ama onunla yaşadığım birkaç an halen aklımda.
Seda.

Çocukluk aşkım. Mahalle arkadaşım. 6 7 yaşlarındayken vurulmuşum seda'ya. Mahallenin iki orta sınıf ailesinin çocuklarıydık. Hatta onların durumu bizimkinden de kötüydü. Küçükken onun için erkeklerle maç yapmaz, gider onunla evcilik oynardım. Bu yüzden erkekler arasında "satıcısın olm sen. Kıza sattın bizi. Sen de kızsın." gibi sayısız baskılar ve ithamlar altında kalmıştım. Neyse ki çocukken uzun süre küslük olmuyor, 10 dakika sonra erik ağaçlarını talan etmeye gidiyorduk.

Seda ile ben evliydik. Mahallede de herkes bunu bilirdi. Biri kötü bir şey söylese kavga ederdim onun için. Onun oyuncak bebekleri vardı. Bir de küçük erkek kardeşi. Bebeklerden birini ve kardeşini, oyun oynarken çocuğumuz yapardık.

Ben ona evden bulduğum 250 bin demir parayı verir, git bununla çocuklara çubuk kraker al derdim. (7 yaşındasın amk. Bu ne babaçlık değil mi?) o da gider alır kendi yerdi. Bana da bir iki tane verirdi. Şerefsiz.

Bir gün yine bir oyun esnasında biz seda ile öpüştük. (evet ağzından) ve bunu sürekli hale getirmiştik. Oyun oynarken bir şekilde öpüşüyorduk. (French kiss değil tabi. Yanaktan öpmenin dudak versiyonu)

Bir gün bizi bu esnada annesi gördü. Öf. Kadının uzaktan "napıyorsunuz siz?" diye bir bağırışı var. Hala kulaklarımda. Sonra gitti en yakın yerden ısırgan otu kopardı birkaç tane. Tabi eline sardığı peçeteyle. Yaz günü. ikimiz de şort ve sıfır kol t-shirtlerimizleydik. Bizi o ısırganla öyle bir dövdü ki. Hayatımda yediğim en yaratıcı dayak. Kadın elini sürmedi ama bütün vücudumuzun anasını sikti. (eşit davrandı ama. Kayırma yapmadı. Helal olsun. Sosyal demokrat kadınmış. Bir bana vurduysa bir ona vurdu. Takdir ettim.)

Biz bir süre görüşmedik tabi. O zamanlar kaçırmayı bile düşünmüştüm onu. Neyse sonra annesi affetti bizi. Ben yine onların evine girmeye başladım. (yine gizli gizli öpüşüyorduk)

Gel zaman git zaman bizim seda ile 7. Sınıfa kadar inişli çıkışlı bir ilişkimiz oldu. 7. Sınıf sonunda şehir değiştirme kararı aldı ailesi. Babası işlerini büyütmüş, aileyi de yanına almaya karar vermiş. Gittiler. Tekrar yaz tatiline geldiklerinde çok değişmişti seda. Zengin olmuşlar. X5 ile geldiler şehre. Sınıf atlanmış, burjuva olunmuş. Artık bana "hadi ordan salak" diye bakıyordu.

Ben işte o gün anladım komünizm parayı bulana kadar diye. Noldu hanımefendi? Bütün oyuncakları ortak kullanıyorduk. Noldu komün hayatımız? Çünkü benim daha fazla vardı oyuncağım. Dimi?

Ondan sonra aşkımı kalbime gömmeye karar verdim. Ve biz hiç konuşmadık sonrasında..

Yeditepe üniversitesi tam burssuz mimarlık okudu. (zaten kafa basmıyordu. Ben daha akıllıydım ondan) Geçen sene de evlendi. Elemanın tipte bir bok yok ama zengin tabi. Davul dengi dengine.

Umarım mutlu olurlar.

Neyse gidip biraz stalklayayım. Belki tekrar fakir olmuşlardır. Bu sefer ben gidip "hadi ordan salak" diye bakarım ona.
hayko diyeceğim, herkesin aklında hayko cepkin canlanacak. hayır canlarım, hayko tataryan ki 90'lı yılların prensi benim için.

uzun saçları, esmer teniyle ilk aşkım olur. geçmişe yönelik ilişki portfolyoma baktığımda uzun saça zaafım anlam kazanıyor, neyse konumuz bu değil?!

ilk aşkımın şarkısı gelsin... senin o dans edişini ben...
https://m.youtube.com/watch?v=HO4Fi95PgAc
beyza lise 1. soyadı üşümüştü. yavşak arkadaşlarım hatta beyza üşümüş ısıt onu diye takılırdı. aslında severdi benle takılmayıda kısmet değilmiş uzun soluklu olmadı.
Hayaller alemine girersek suat suna idi. Ciddili olmak gerekirse lisede olmustu. Oylesine anip gulemiyorum gerci ben. Hala asik degilim tabii ki ama icim buruklasiyor aklima gelince ya da bu minvalde biriyle tanisinca.
Hos askin varligina filan da pek inanamiyorum zaten ben.
Lisedeydim. Çok tatlı, iyi huylu ve çok düzgün bir hatundu. Şu an sadece insta takipçisiyim.
son aşkın yanında
küfürdür
yoktur
ottur
ve dahi