sözlük yazarlarının ilginç lise anıları

entry230 galeri2 video1
    1.
  1. bi kızı sevmiştim. arkadaş bir teklif sundu. kabul ettim. teklif şu: arkadaş kızı kantinde sözlü bir şekilde rahatsız edecek. ben de olaya dahil olup onu dövecektim. 2 paket marlboromu almıştı it.

    meraklısına: evet, kız ile iletişime geçmiş, onunla güzel vakit geçirmiştim. yıllar yılı kovaladı. ve birgün bitti. şimdi antideprasanlarla ayakta duran bir adam oldum. keşke o kavga olmasaydı, keşke onu sevmeseydim, keşke amına koyim işte.
    86 ...
  2. 2.
  3. erkekler tuvaletine sigara içmek için giren kızın; "kapıda durur musun? hoca gelirse söyle." demesi ve sözlük yazarının mavi ekran verdiği bu anı kadar hiç birinin ilginç olmayacağı anılardır.
    23 ...
  4. 3.
  5. okul takımındaydım o dönemler , kantinden ne alırsam hocaların hesabına yazdırırdım sonu tokatla bitmese devam edecektim .
    36 ...
  6. 4.
  7. akla gelince 'hay allah ya neler yapmışız' dedirten, kimi zaman yüz kızartan kimi zamanda saatlerce güldüren, kimi zaman ise mantığını çözemediğiniz sizi şaşırtan olaylardır.

    benim başımdan;

    lise 1 sınıf öğrencisiyken son sınıf öğrencilerinden birisinin bahçede maç yapmak istemesi üzerine belindeki silahı ve cebindeki mermileri çıkarıp:

    -kardeş şunları tut ben maç yapıcam.

    deyip gitmesiydi.gidip gammazlasam lise hayatım zehir olacaktı.hayır tutmuyorum desem yine gelecek parlak görünmüyordu.üstelik bir de o emanetlerle yakalanma riski..

    geçti.hala nasıl yaptım ulan ben bunu diyorum kendi kendime.
    34 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. Aniyi anlatan asla dinlenmez, dinliyormus gibi yapilir cunku sahte dinleyiciler birazdan ne dinleteceklerini ararlar anilarda..
    10 ...
  11. 7.
  12. biyoloji yarışması için biyoloji hoca beni eve davet etmişti. ilk kez milli olmuştum.sonra o sevinçle yarışmada hiçbir halt edememiştim.
    5 ...
  13. 8.
  14. 120 senelik okula 'tarihin en gassaray günleri'ni yaşatmak (ayrıntısı çok fazla roman olur), sonra milli eğitimin okula el koyması, müdürü değiştirmesi, biz 50 kişiyi okuldan atması ve ertesi sene okulu anadolu lisesi yapması...
    6 ...
  15. 9.
  16. bikeresinde arkadaşlarla dersi kırmışız..e tabi ozaman genciz heyecanlıyız ..

    şeklinde başlayan anılardır bazen..

    büyük beklentiyle anlatılıp çoğu zaman hüsranla sonuçlandığı da olmuştur ama ne kadar da kötü olursa olsun onlar sizin anılarınızdır.sadece yaşayanlar bilir ve dinleyenler en fazla hadi ya vay beolum çılgınmısınız ya ile geridönümde bulunurlar.aldırmayın siz onlara devam edin..
    6 ...
  17. 10.
  18. düz lise binasında, * * merdivenlerde yukarıdaki kızın bacaklarına bakmam üzerine kızın, "ne bakıyosun s.kerim seni bak" demesi.
    55 ...
  19. 11.
  20. lise sonda edebiyat dersinde,drama dersine çalışırken kişnememden ötürü hoca beni bıraktı sorumluluğa kaldım. o gün bu gündür at görünce hep sinirlenirim.
    28 ...
  21. 12.
  22. 13.
  23. lise 2. sınıfta matematik hocamız iri yarı,pala bıyıklı, ciddi kabadayı bir adamdı ve herkes korkardı. bu hocamızın dersinde kimse çıt çıkarmaz dikkatle dersi dinlerdi ama ben sınıfın en arka sırasının köşesinde pencereden gökyüzünü seyrederken hoca bunu farketti ve "sen ! ayağa kalk !" diye bağırınca yanımdaki arkadaş koluyla dürttü. gayet sakin bir şekilde ayağa kalktım ve hocanın kızgın gözleriyle karşılaştım. " ben burada ders anlatırken sen neden beni dinlemiyorsun !" hocamız onu dinlemeyip pencereden gökyüzünü seyretmemi saygısızlık olarak algılamıştı. hoca devam ederek "söyle bakalım ne anlatıyorum ben ?" dersin konusunu bildiğim için ve arada da bir kulağımla dinlediğim için yine gayet sakin konuyu anlattım. bütün sınıf bir hakem gibiydi ve ben kazanmıştım. hoca "demek ki evde çalışmışsın ama yine de dışarıyla ilgilenme beni dinle.." dedi ve büyük bir kriz bitmiş oldu yoksa o gün iyi bir dayak yerdim kesin.
    7 ...
  24. 14.
  25. hoca içeri girmiş midir acaba diye dışardan kapının deliğinden bakmaya yeltendiğim an hocanın kapıyı açmasıyla dumura uğradığım o andır.
    16 ...
  26. 15.
  27. arkadaşım ve benim yüzümden okulda eteğin yasaklanması. sadece bizim okula mahsus bir şaçmalıktı sanıyorum. ne günlerdi...
    4 ...
  28. 16.
  29. ben bir keresinde çok sıkışınca okulun tuvaletine girmiştim. sürekli acaba sesi duyulcak mı korkusuyla 2 büklüm sıçıyom tabi. birde bizim okulda ceketsiz dolaşılmazdı. yani bildiğin montla sıçardık. tabi sonuç ne mi oldu? tabikide montun üstüne sıçtım. montu dışarı çıkaramadığım için onuda tuvalette bıraktım sonra yeni bir mont aldım.
    18 ...
  30. 17.
  31. bazı yazarların dün yaşadıklarını anlattığını görünce "inanmıyorum ama bir liseli var" sözünün doğruluğuna inandıran anılardır.
    2 ...
  32. 18.
  33. 10 kız ve 3 erkekten oluşan sınıfın iki takıma ayrılarak okulun ön bahçesinde futbol maçı yapması, sevilen sınıf olduğumuz için hocaların birşey dememesi, daha da ötesi maçı izlemeleri, sınıfın kızlarından birinin 6 gol atması, ve şahsımın sınıfın erkeklerini şok edecek şekilde topa kafayla çıkması, pas verdiği kişinin başarılı vuruşuyla gol olması.*
    4 ...
  34. 19.
  35. dışarıdan bir yerlerden söktüğümüz zeytin ağacını okula sokup, okulca zeytin savaşı yapmamız.
    6 ...
  36. 20.
  37. siniftadaki suzme bir arkadasi aramizda anlasip aday olmadigi halde baskan secisimiz.. Tenefuste onu yakalayip havaya atarken hoca iceri girince onu havada birakip gitmemiz.. Yada bir arkadasimin eski sevdicegiyle sinifta opusurken hocaya yakalanip, hocanin bizi butun sinifta rezil etmesi..
    1 ...
  38. 21.
  39. vakti zamanında yurtdışında yatılı bir okuldayım, yeni yeni adam oluyoruz. okul disiplinli ama sikimizde mi? asi, okulun karizmatik çocuklarıyız. dört rus arkadaş ve bir adet türk'den(bu ben oluyorum)oluşan grubumuz o gece saat 01.00'den sonra, klasikleşen poker ve viski seansımızı düzenlemişiz. içtikçe saçmalıyoruz, muhabbet koyulaşıp okulun güzel kızlarına geliyor. okulda bir de türk kızı var. çok hoş, efendi, benimle ilişkiyi bırakın arkadaş olmaya bile tenezzül etmeyecek kalitede bir kız.

    poker'de kaybediyorum. kazanan arkadaş ''saçlar 3 numaraya vurulacak dostum. kaybettin. sözünün arkasında dur'' temalı konuşmasını bir saat boyunca sürdürüyor. ''bak bratan*, yapma etme gözünü seveyim. ne istersen yaparım, yeter ki kıyma saçlarıma, başka bir şey iste'' diyorum. çocuk halime acıyor. ''tamam ulan o zaman. x'e (türk kızı oluyor) çıkma teklif edeceksin'' diyor. sikimde mi? saçları kurtarmışım. tamam ulan diyorum. red edileceğini bilmenin dayanılmaz hafifliği var üstümde. hayatımda ciddi bir ilişki olmamış o zamana kadar. bir haftasonu rus bir kızla, diğer hafta sonu isviçre'li bir kızla, ondan sonraki hafta sonu italyan bir kızla yiyişmenin gururu var.

    ertesi gün kız kafeterya'da piyano çalarken yanına gidiyorum. ağaçların arasına gizlenip beni takip eden 5 tane kazma da dikiz halinde. oflayıp, poflayıp bana 2-3 dakikasını ayırmasını rica ediyorum. arkadaşlarının yanından ayırıp bizim kazmaların görüş mesafesi olan bir alana getiriyorum ve 'çıkma teklifini' yapıyorum. beklenildiği gibi sonuç 'ben seni arkadaş olarak görüyorum' oluyor. ''meğer kız beni öyle görüyormuş en azından'' diye sevinip kazmalarımın yanına geri dönüyorum. bir hafta süren taşşak muhabbetinin ardından durum tüm erkek kampüsüne yayılıyor. okul müdürü ve sahibi bile taşşak geçiyor ve bir müddet sonra olay kapanıyor.

    bu olayın ardından 2 ay kadar geçiyor. yaşandığını unutmuşum. kız ile ara sıra konuşuyoruz, sohbet ediyoruz ama ne o ne ben bunun muhabbetini yapıyoruz. günlerden bir cumartesi, cenevre'nin güzel bir kulubunde içkimi yudumlarken, dans etmeye çalışıyorum. telefonum çalıyor birden. arayan güzel kız. x otelinde kaldığını, canının sıkkın olduğunu, konuşacak bir arkadaşa ihtiyacı olduğunu söylüyor. insani yanı ağır basan bir insandım o zamanlar. kör kütük sarhoş halde kulüpten çıkıp yanına gidiyorum. ağlıyor, zırlıyor ama sebebini söylemiyor. en nihayetinde ''ben sana aşık oldum'' gibi hiç beklemediğim kelimeler dökülüyor ağzından. 'hahaha dalga geçme kızım ahhahah' diye gülüyorum. daha beter ağlamaya başlıyor. sarhoşluğun etkisiyle 'ne yapacaz şimdi' gibi mal mal sorular soruyorum. en sonunda karı tribi atıp 'benim gitmem lazım kusura bakma' diyip ayrılıyorum. leman gölü civarında hiç uyumadan 3-4 saat yürüdüğümü hatırlarım.

    daha sonra bu güzel kızla 3.5 sene kadar, lise bittikten sonra bile bir ilişki yürütmeye çalıştık. sevdik birbirimizi ama tabii ilişkiden zerre anlamayan, kanı kaynayan, denyonun önde gideni olan bir bünye olarak değerini bilemedim kızın. aklım fikrim başka kızlarda, arkadaşlarımda. dünyanın bir ucundan diğer ucuna sözde 'kız arkadaşımı ziyaret' için ayda bir sefer düzenleyip kızı sadece bir gün görüp, kalan üç günümü arkadaşlarımla harcıyordum. akabinde kız bu duruma pek fazla dayamayıp kıçıma tekmeyi vurdu.

    işin özü şudur ki, ben kıçıma o tekmeyi yiyeli 2.5 sene oluyor ve ben şu anda bırakın bir ilişki düşünmeyi, hiç bir kız ile yakınlaşamıyorum bile. nasıl bir beddua aldıysam 2.5 senedir kendimi bok gibi hissediyorum. eğer o poker oyunu ve içki olmasaydı böyle sikimsonik bir olay hayatta başıma gelmezdi. demek ki neymiş, içki ve kumar tüm kötülüklerin anasıymış. ama yine de vazgeçemiyorum amına koyim.
    36 ...
  40. 22.
  41. birgün basket oynuyorduk yine tam smacı bastım heyoo diye düşerken o da ne cırttt diye bir ses, mına koyayım pantulloonnndaan gelmiş o ses. tam çataldan yırtılmış. kızlar filan var düşünün halimi. hala ağlamaklıyım...
    6 ...
  42. 23.
  43. yurdun yemekhanesinden çaldığımız 5 koli kahvaltılık sarellanın paylaşılamaması sonucu çıkan 1. çikolata muharebesi ve mahfolan yurt. 2 hafta eve gidememe cezasına çarptırılmıştık ve burslarımızı alamamaıştık.
    3 ...
  44. 24.
  45. lisede okurken ben efenim... herkes okur... bizim sınıfta bi cesur hanımabla vardı. herkesin sınıfında vardır bu cesur hanımablalardan. bu hanımabla cesur olduğu kadar sosyaldi de. takdir edersiniz. okuldaki diğer sınıflardan çocuklarla da arası çok iyiydi.. hatta arası yoktu lan. aralarında mesafe yoktu. o kadar yakın, o kadar bitişik, o kadar kaynaşmışlardı yani.

    neyse işte bu hanımablanın "kanka"larından biri.. resmen dadandı bizim kıza bir ara. onun sınıfı başka; her tenefüs geliyor bizim sınıfa... efenim kızın saçını çekiyor, yanaklarını sıkıyor, burnuna osuruyor, bacağını çimdikliyor.. bacağı ortada tabi kızın yaz-kış.. bacağının yüzde doksanı ortada. yapı olarak da biraz.. kim kardashian ı andırıyor. zannedersem karakter olarak da andırıyor olmalı ki şubat ayında çorap giymeden süper mini etekle okula gelmekte bir beis görmezdi kendisi.

    şimdi buraya kadar okulun geri kalanı olarak bizlerin bi itirazı yok bu duruma tabi. isteyen istediğiyle kanka olsun. isteyen sınıfımıza gelsin rahatlasın, sınıfta koştursunlar, yakalamaç oynasınlar, gerekirse yakalasınlar falan.. umrumuz değil. bize ne. hay hay.

    ama kardeşim bu eleman.. kızla her yakınlaştığında ereksiyon oluyordu yahu. bi de yani.. allah daha çok etsin nazar değmesin de.. gözlerden kaçacak gibi değil çocuğun bir kısmı. resmen bütün sınıf farkında elemanın içinde bulunduğu durumun. tenefüste geliyor, sınıfta kızı kovalarken yarım metre önünden başka bişey koşturuyor. sınıfta birsürü bayan. olacak iş mi şimdi?

    normalde.. bi sabah ereksiyonu var. biliyoruz. görmezden geliyoruz. ama yani azizim, birinci tenefüs ereksiyonu, ikinci tenefüs ereksiyonu, üçüncü tenefüs ereksiyonu, öğlen tatili ereksiyonu, çıkışta istiklal marşı ereksiyonu... istiklal marşı lan. yuh lan. oha.

    gel zaman git zaman bizim midemiz bulanmaya başladı abi. çocuk sınıfa gelir gelmez sınıfın yüzde sekseni dışarı çıkıyordu artık. kalmak durumunda olanlar da gözleri yerde, cilveleşmenin neticesini bekliyorlardı. belki de; "lan bugün çocuk dayanamıcak sikcek kızı bence. şahit olalım. her zaman denk gelmez. bakarsın biz de arada kaynarız la" diye bi beklentileri vardı bilmiyorum. ben sınıfta çok durmadığım için.. vallahi bak. ne işim olur olm.

    birgün artık.. burama geldi.. burama burama. yukarıya yahu. heh.. burama geldi. dayanamadım, sınıfta bunlar "koşmaca-yakalamaca-oturtmaca-kıpraşma lanmaca-aç aç biraz dahamaca" oynarken müdahale ettim:

    + osman yeter her gün her gün bu ne yahu?
    - ne ne lan? ha... şeyi diyosun.
    + he şeyi diyorum. pek de şey diip haksızlık etme istersen bu saatten sonra. onun da bi adı var. üzülüyo bak. isyan bayrağını çekti.
    ^ ay ne diosunuz yhaaa? osman ne demek istio şimdi bu?
    - yok bişey duygucum. olm sus ayıp oluyo.
    + siktir git lan! ayıp oluyomuş. burda bu kadar insana ayıp olmuyo mu peki?
    - eeehh.. şey..
    + hayır bi de o değil nasıl dayanıyosun güzelim her tenefüs? zor olmuyo mu? çekilecek şey mi?
    ^ ne saçmalıyosun kızım sen yhaa? ay hiçbişi anlamadım ben?
    + çeksin kurtulsun diyorum duygucum. burnumuza girecek lan! tövbe bismillah.. bana dönme git.. öte git.

    bu en sonki cümleyi takiben sınıfın da on dakika kadar kopmasından sonra çocuk bi daha sınıfa gelmedi. biz de mutlu mesut şekilde eski sakin tenefüslerimizi sürdürdük. kardeş kardeş oturduk sınıflarımızda. işte beslenme çantalarımızı açtık. sandviçlerimizi yedik. ödevlerimizi yaptık. bilmeceler sorduk birbirimize.. konumuz mevsimler... sonbahar ayları... eylül ekim kasım... vesair.

    o yüzden ben derim ki etek boyunu ayarlarken çok fantastik akımlara kaptırmayın kendinizi. hele böyle.. dolgun molgunsanız maşallah.. daha da yukarı çekiyo vücut eteği biliyo musunuz? yani yazık günah. yani hepimize günah. ama her şeyden önce osman a günah. yapmayın etmeyin.
    70 ...
  46. 25.
  47. geçen gün diye başlaması muhtemel olan anılardır..
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük