kimi zaman memnuniyet, kimi zaman ilginç duygular veren alışkanlıklardır.
misal asansörden inerken gıcıklığına ya en üst kata basar inerim ya da sevabına sıfıra basar inerim.
kaldı ki o esnada asansöre binecek kişinin hangi katta olduğu önemli ama niyetim ortada.
Okumadan uyuyamamak. Ama haber ama tarih ama başka bir şey. Son 3 senedir bir şey okumadan uyuyamıyorum. Burada 'bak ben çok okuyorum' alt metni de kasmıyorum. Hani dünyanın en gereksiz şeyi de olsa uyuyabilmek içim okurum. Sanırım bu yüzden wikipedia'da en çok Zaman geçirme rekoru falan çıkarsalar uzak ara birinci olurum.
merdiven saymak özellikle inerken, kaldırımda çizgilere basmamak, çok büyük olmayan desenli yeri 3 adımda geçmeye çalışmak, sağ sol sağ ya da sol sağ sol diye ritim tutmak diye uzar gider bu liste.
Sözlüğe küfürlü, ayıplı ya da utanılacak bir şeyler yazdığımda; o Entryden hemen sonra üç beş Entry daha giriyorum. Sanki öyle yapınca onun üzeri kapanıyomuş, onu saklamışım gibi hissediyorum.
merdiven çıkarken otomatikman basamakları saymaya başlamak. aheste aheste çıkarken de durum böyle, üst geçidin karşısındaki otobüse yetişmeye çalışırken de aynı. nefes nefese kalmış bir şekilde 11,12,13... diye sayarak gidiyorum.
Asansörün odamın bulunduğu katta olmasını seviyorum. Sebili kullanmak için odamdan her çıkışımda asansörü katıma çekiyor ve bundan garip bir şekilde haz alıyorum.
aslında bu bir alışkanlık mı hayatın mecbur bıraktığı bir durum mu ? bilmiyorum. biliyorsunuz bursada su parası aydan aya pavyon hesabı gibi geliyor. 5 ay önce de 145 lira gelince musluk sıkma politikasına geçtim. artık sifonu sıçmadan sıçmaya çekiyorum işeyince sifon çekmiyorum. beni bu hale düşüren buski utansın.