hukukçu perspektifiyle baktığımda gereksiz olduğunu düşünüyorum. bununla ilgili en sağlam argümanlar da cezanın telafi edilebilir olmaması ve devletin -devletin birey için avr olduğu düşünülürse- suç işleyen birey ile aynı düzeye inmemesi, daha basit bir anlatımda devletin katil olmaması gerekliliği.
bunu savunanlarında da sadece kendi saplantılı isteklerini gerçekleştirmek ve karakter mastürbasyonu yapmak için bunu savunduklarına da şüphe yok. keza bir örnekle pekiştirmek gerekirse cinsel istismar suçu işleyen şahıs idam cezası korkusu ile mağdur/mağdureyi öldürme güdüsüne de sahip olabilir ki suç oranlarına bakıldığında bu azımsanacak bir oran değil. zira idam cezası caydırıcılıktan ziyade bireyi suçun nitelikli halini işlemeye iten bir ceza kanımca eğer bunun aksi olsaydı idam olan ülke veya coğrafyalarda suç oranı düşük olurdu. ama mesele idam değil bireyin yetiştirilebilmesi.
mesela estonya dünyanın en yumuşak ceza yasalarından birine sahip ancak başkent tallin de suç oranı yıllık %1 in altında.
idam istemeyen solcuların tek korkusu kendilerinin de ekseriyetinin terör faaliyeti içinde bulunduklarını bilmesidir. sıranın kendilerine geleceğini bildikleri için karşılar.
hapis cezasının bile zulme dönüştüğü hukuksuz bir ülkede idam cezası daha büyük zulümlere neden olur. Bu nedenle yönetici ve halk olarak çoğunluğu cahil olan bir toplumda idam cezasının olmaması gerektiğini düşünüyorum.
islami olarak kısas ve idam cezasının uygulanması gerektiğini savunuyorum. fakat erdoğan'ın bu cezaları adaletsizce kullanma ihtimalinden dolayı, erdoğan'ın getireceği idam cezasına karşıyım. inşallah erdoğan gittikten sonra adalet sistemini rayına oturmak ve idam cezasını öyle konuşmak gerekir.
Kesinlikle getirilmemelidir. Telafisi mümkün değildir. Suç oranı ile idamın alakası olmadığı verilerle ispatlanmaktadır. Türkiye gibi yıllar sonra pardon denilen bir ülke için son derece sakıncalıdır.
idam cezası dönüşü olmayan bir ceza olduğundan -ve hukuk sistemleri de ne kadar mükemmel olsalar da hatalar yapabildiklerinden-abd 'nin kendiliğinden "yaw şu kadar yüzlerce adamı suçsuz yere öldürmüşüz " demesinden dolayı -uygulanmamalıdır.
Devletler suçsuz yere adam öldürene katil deyip kendilerini katil yapamazlar. Kendileriyle çelişmiş olurlar. idam cezası devletin -devlet de iktidarın kontrolündedir -hırs bürünmüş iktidarlar böyle bir kanunu son derece aydın insanları sırf muhalif oldukları için öldürtebilirler.
Hitler sırf bildiri dağıttığı için Sophie Scholl ve doktor abisini öldürtmekten çekinmemişti. Üstelik mahkeme de yargılatarak yapmıştı bunu.
Hirslı iktidarların saldırdıkları ilk erk hukuk erkidir. Eğer hukuk sistemi adam öldürmeyi yasallaştırırsa hırs sahibi iktidarlar bu cezayı kolaylıkla "suçluları cezalandırmak için "değil "insanları susturmak için " kullanacaklardır.
Belli başlı suçlar için idam cezasına aile karar versin, infazı devlet uygulasın…
idam cezası suçu işleyip ailesi tarafından idam kararı verilmezse “ömür boyu müebbet” ile cezalandırılsın.
idam gelirse, hangi suç idama sebepse, gider o suçu işler bu dünyadan kurtulurum. gerçekten adalet sağlanması isteniyorsa yüksek doğruluk payına sahip yalan dedektörlerini anayasa mahkemelerinde kullanmaya başladıktan sonra gelmesi tartışılınabilinir. şimdilik tartışmak bile bu konuyu saçmalıktır.