bugün

Kalbimi deli gibi attıran adamın kalbinin benim icin deli gibi atması.
aynı anda sevmek ve sevilmek, mutlu bir aileye sahip olmak, sevdiğim işi yapmak, sağlıklı kalmak, sağlıklı çocuklara sahip olmak, o klasik bahçeli ve panjurlu evimde huzur içinde yaşamak ve evebeynlerimin bu dünyada olabildiğince yanımda kalması.
bi çiftlik kurup sistemin dışına çıkabilmek. koyun yetiştirip büyük geniş bir bahçeye sahip olmak.
Koca parası yemek.
mecliste kürsüye yemin etmek için çıkıp,

'' hedef alıp vursan da özenli sözlerinin oklarıyla ... '' diye cümleye girmek. *
Hayallerimin gerçekleşmesi.
Yalnızca, bu sene gireceğim sınavdan emeğimin karşılığını alıp maddi anlamda hayata en büyük adımlarımdan birini atmak istiyorum.
türk futbolunun aziz yıldırım ve fatih terim'den kurtulduğu, güneşli güzel günler.
Hani adın gibi bilip de tek bir kelime edemezsin, dilin kelepçelenir kalbin dur sakın konuşma diye bir durdurur ya zamanı işte öyle birşey bazı hayaller..
Huzurlu bir hayat ve kosulsuz guvenebilecegin birisi.
Bir çok hayalimin arasındaki en belirginleşen hayalim.
(bkz: dünyanın amına koyma isteği)
mahmut tuncer ile eurovision a katılmak.
Dunya turu yapmak,her ne kadar asla gerceklesmeyecek olsa bile.
Okulu bitirebilmek. Yani. Zor be.
biri bizi gözetliyor'a katılıp türlü katakullilerle birinci olmak.
Altımda american muscle bir arabayla gün batımına doğru o arabayı sürmek ve esen o biraz kavurucu rüzgarı iliklerine kadar hissetmek. Arka fonda da lynyrd skynyrd-tuesday s gone çalarsa tamam hayatımın zirve noktası olur.
insanların arkamdan onlarca sene araştıracakları, üzerinde yaptıkları gelişmelerle çığır açacaklarları 'şeyler' bırakmak.
nihat doğan ile eurovision a katılmak.
bu elimdekileri senaryolaştırıp filmini çekmek. tabi siz görmüyosunuz elimdekileri. herkesin tuttuğu kendine zaten*
babamin artik zahmet olmasa ins ev kirami gondermesi. bu hayalim yarin icin.
ölmek.

çok ciddiyim ölmek , azrail hadi kalk gidiyoruz dese 'nerde kaldın be yarram saatlerdir seni bekliyorum amk' diyebilecek potansiyele sahibim şu anda.

ha yok muydu hayallerimiz vardı tabi , uzattığım okulu dişimi sıka sıka it gibi çalışa çalışa bitirecektim , sonra avukatlık stajı yapacaktım , bir yandan da savcılık hakimlik sınavına kasacaktım , bir şekilde savcılığa kapağı atıp ondan sonra askerliği halledecektim , sonra ailesinden isteyecektim nişanıydı kınasıydı düğünüydü falan , küçük bir şehirde yaşarsak bahçeli güzel bir evimiz olacaktı mesela , oğlumuzla bahçesinde top oynayacaktık , güzel pazar kahvaltıları , mutlu bir aile tablosu...

ne kaldı elde peki ? sadece gözyaşları , hatıralar ve yıkılmış bir birey.

işte bu yüzden hayal kurmayın , hayalleriniz olmasın , bırakın sadece gerçeklerle yaşayın , her zaman en olumsuzunu düşünün ki en olumsuzu başınıza geldiğinde hazır olun , benim gibi boşluğa düşmeyin , ondan olumlusu olursa da beklediğinizden iyisi olur mutlu olursunuz küçük şeylerle.

ben beceremedim , siz becerin bunu amk.
"Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktır"

demiş Benjamin Franklin.

-Franklin olm nerede kaldı bizim paralar?
Evet öncelikle doğrudur. hayalim sokakta çıplak koşmak.
mustafa topaloğlu ile eurovision a katılmak.
Bide o eurovisionda birinci olmak.