bu tarz bir cumhuriyet olgusunda, kimin ne zaman hangi makama geldiğinin pek bir önemi yoktur zannımca. daha açıklayıcı olmak gerekir ise; cumhuriyet ile yönetiliyoruz değil mi? nedir cumhuriyet? anlamı ilkokul düzeyine taşıyıp daha basite indirerek; "halkın kendi kendini yönetmesi, seçme & seçilme hakkı olmasıdır" sorarım şimdi size, tüm partileri gözünüzün önünden bir geçirin, hangisi halktan? hangi halk mensubunun bir siyasi partiye girmek için 50 bin lira katılım parası, seçim provokasyonu için 150-200 bin lirası var? tüm bunlar ne için? belirli bir dönem 4-5 bin lira milletvekili maaşı almak için mi? vatana hizmet için mi? "hadi canım sende" derler.
sonuç olarak bu makamlara kim gelirse gelsin, dünyada artık oturmuş bir düzen var, taşlar olması gerektiği yerde, ülkelerin kaderi zaten yazılmıştır. bizler artık günlerini borç ödemeye çalışmak ile geçiren, ufak şeyler ile mutlu olan sosyal medya manyakları halini almışız. birileri de oyunu oynanması gerektiği şekilde oynamaktadır. ha arkamızdan gelen gümbür gümbür gençlikten umutlu muyuz? **
