bugün

ekonominin iyi olduğu dönemler.
Bir süredir brüksel’e gidemiyorum..
Akşam çıkıp müdavimi olduğum restoranda tek başıma, güzel bir yemek yemeyi, üstüne de nane çayı içmeyi özledim.
Evimde uzanmak istiyorum. Yalnızca bu. Gündüz Ev işleri, bir telaş ile geçiyor. Akşam olunca da oğlum "dedemlere gidelim" diye tutturuyor. Çok mu şey istiyorum? Camın önünde sopa yutmuş gibi oturuyorum şu an nefes alabilmek için.
Evet, yine sütlü çilekli, yine kendimden utanmam…
Sağol kardeşim…
Dua etmek.

Çocukken ettiğim dualar kabul olurdu. Şimdi dua etmeye korkuyorum. Ne zaman dua etsem dilediğim şeyin tam aksi gerçekleşiyor. Belli ki Allah beni sevmiyor.
(bkz: bira)
Hangisinden başlasam.
Kisa küt saçlı minnoş hanım kızlar.
Denize karşı soğuk içeceğimi yudumlarken vay be nasıl da güzel yaşamışım. Demeye ihtiyacım var.biraz huzur biraz mutluluk çokça dinginlik.
zihnimi boşaltacak gerçek manada bir tatil.
Tatil. Otelde çalışıyorum ama tatile hasretim.
Herhangi bir şeyden şüphe duymadan yaşadığım zamanlar.
Işıksız uyumak.
Çocukluğumdan bu yana şu karanlık korkumu yenemedim.

inşallah bunun için mezara girmeyi beklemem.
gece kulübüne gidip kız sevmek.
ışıksız uyuyamayan insanlara yalnız uyumamayı tavsiye ederim ufak bi pışpışlama da mükemmel oluyor.
Annemin yemekleri.
Sesi...
Entry yukarıda.
Geleceğimdir.
Onun saçlarıyla oynamak şüphesiz..
2014-2016.
100 dolarlık asgari maaşı.
Şu an Bi tavuk döner yeterli.
Kaliteli seviyeli bir ikili ilişkiye hasret kaldım.
insan gibi yaşamak sanırım.
Otlu peynir.
Saçma gibi dursa da üniversite zamanlarımda çok sevdiğim can dostumun memleketinden taze taze getirdiği o otlu peynire hasret kaldım.