Gündüz uykusunu hiçbir zaman sevmeyen ve zaten gündüzleri zor uyuyan bir insanım. Uykuyu ne kadar sevsem de geç uyandığım zamanlar mal gibi oluyorum. Bu yüzden gündüz saati gördüğüm rüyalar beni kötü etkiler. Sabah 9 gibi uyandım ve geri uyudum.
Rüyam; sevgilimle aynı evde kalıyoruz ve yeni bir eve taşınıyoruz. Bu ev çok güzel oluyor, böyle 4 5 tane yatak odası hepsinde banyo falan var. Neyse biz arkadaşları topluyoruz eğlenicez. Pek tanıdığım insanlar değildi, kızlar da çirkin falan. Ulan bi kaç gün takılıyoruz, sevgilim her gece başka kızla aynı odada oluyor ve ben durumu çakmıyorum. En son sevgilim gizlice beni odasına çağırıyor, özledim gel falan diyo. Hesap soruyorum dün gece o kızla n’aptın diyorum hiçbir şey diyor. Yüzleştirmek için kızın saçından tutup odaya getiriyorum, anlat diyorum. Kız içtik falan diyor, doğru mu diyorum benimki de gülüyor evet nolmuş diyor kıza sarılıyor falan aq. Elim ayağıma dolaştı. Etrafta ne varsa kırıp döküyorum, sevgilim çok sinirleniyor bu duruma. diğer erkeğin yanına gidiyorum şuna adamlık öğret diyorum. En son aşağıya iniyorum sinirimden tam indiğim sırada kafama bir darbe alıyorum ve rüyamda ciddi anlamda ölümün yanından geçermiş gibi oldum, o darbenin etkisiyle beynim bir anda bulanıyor yavaş yavaş öldüğümü hissediyorum. Arkamdan gelen kızlara da diyorum ki “ben yere düştüğüm zaman beni gösterin o şerefsize, bu onun eseridir.” Ama ben henüz ölmeye hazır değilim diye düşünüyorum ve tam gözlerim kapanacak, yere düşekken kendimi zorla uyandırmaya çalışıyorum ve rüyadan uyanıyorum. Şu an başım cidden ağrıyor. Bu ne sikim bir rüyaydı lan, kalp krizi geçirdim.
Gerçekte böyle bir olay yaşasam herhalde onların ebesini bellerim aq, şu an bile çok sinirlendim...
suriye iç savaşını fazlasıyla takip ettiğim dönemlerde çatışmanın ortasında kalıp silahım olmadığı için saklanacak yer arıyordum, bol aksiyonluydu. evet.
Uc tane ruyayi ic ice gormuslugum vardir. ilk ruyamda bir atin ustunde dereye dogru son surat kosuyorum. Tam dereye duserken uyandim. Sonra ne bicim ruyaymis dedim ve su icmek icin mutfaga gittim. Tanimadigim iki kisi kavga ediyordu. Siz kimsiniz filan derken bunlarla kavga etmeye basladim ve uyandim. Ruyaymis dedim. Sonra uykum kacti ve cisim geldi. Kalktik tuvalete gidiyorum bi baktim halinin ustunde kocaman siyah bir orumcek ve cok hizli hereket ediyo. Hemen yerden terligi alip giristim ama her seferinde siyrildi ve son olarak uzerime dogru zipladi. Laaan diye bagirip yine bir ruyadan uyandim. Gercek hayata gozumu acinca fark ettim ki ic ice uc tane ruya gormusum. Sanirim matruska sendoromum var.
Dün gece böyle yine birilerinden kaçıp saklanıyorum falan. Ama kimse yardımcı olmuyor, polisi arıyorum bir şey yapmıyor. Kafayı yedim rüyada ya. Uyanamıyorum da ama bilincim açık.
lisede komünist bir arkadaş vardı sürekli eylemler protestolar falan yapar yürüyüşlere giderdi öyle değişik bir tipti.
seçimlerden sonra ben bunu rüyamda gördüm beraber erdoğan'ın mitingine gitmiştik. o da komünist bayrağı getirmiş, onu sallıyordu arkadaşlarla beraber baya büyük bir bayraktı. öyle rüyanın devamı da var ama üşeniyorum yazmaya.
fark ettiyseniz bu benim erdoğan'ı ikinci defa rüyamda görüşüm bu adam neden beni rahat bırakmıyor..
Rüyamda göl kenarinda etrafi yeşillik ve büyük bir bahçesi olan kocaman bir evde kaliyorum.
üç tane çocuğum var. O kadar yaramazlar ki, evde fir dönüyorlar.
Kendi cocuklarimdan hariç, bir sürü cocuk ve kalabalik var...
Ev gel geç hanı gibi. Kimin gelip gittigi belirsiz.
Bu arada nihat dogan geliyor misafirlige(ne alakaysa hiç sevmem kendisini).
Yol yorgunu oldugunu söylüyor ve kendisine yer yatagi yapiyorum dinlenmesi icin.
Ama coluk cocuk, kalabalik tabi uyuyamiyor. Cocuklar tepesinde felan yatakta boğusuyorlar.
Adam hep yatakta hiç çikmiyor.
Büyuk oglum ocağa makarna suyu koyuyor, evin kedisi suya duşüp yaniyor.
Cocuk almis kediyi çöpe atmış, kedi can çekişiyor.
Kediyi alip göl kenarina gomüyoruz.
Eve geliyorum nihat dogan yine yatakta cocuklarla, o kadar ilgili ve sabirli ki..ama hala yorgun.
Ben mutfaga gidiyorum hep, iş güçle meşkulum.
Salona giriyorum nihat doganin kucağında masmavi gozleri olan sarişin bir bebek. O kadar guzel ki.
çocuk güya ikimizden. Ben hiç o yataga girmedim, nihat dogan hiç o yataktan çıkmadi nasil olduysa artik..
Ruya işte olmuş.
Nihat dogan "bak ayni ben" diyor. Bende gülümseyerek "evet" diyorum.
Adam esmer, çocuk şarişin mavi göz...
Neyse ben mutfakta ugrasiyorum yine gelen giden kalabalik, yine bakiyorum nihat'in kucagında bir sarisin mavi gözlü bebek daha.
Diger cocuk büyümüş yaninda, benim kendi coçuklarim etrafinda...
Buda böyle bir rüyaydi...
bu hafta gördüğüm bir rüya. Televizyonda bir erkek solist vardı. Türk Sanat Müziği söylüyordu. Yalnız boyu 6 metreydi. Bu özellikle ekranda yazıyordu. "Solistimiz 6 metre boyunda" diye falan...
arkadaş ne kadar komplike, ne kadar gelişmiş tiplersiniz.
adamlar rüyalarını yazmışlar sanki bana akışkanlar mekaniği.
bir de dönüp kendi rüyalarıma bakıyorum dümdüz, ölümüne embesilce alabildiğine ilkel.
sayısal loto mu oynadım? o gece sayısalda tutturamıyorum acil para lazım oluyor küfür ediyorum rüya bu. bu kadar.
araba mı alıcam? ikisi arasında kaldığım arabalardan birini seçiyorum. diğeri acayip değerleniyor aldığım arabada kampanya başlıyor küfür ediyorum. bu kadar.
bilinçaltım tertemiz. basit, ilkel, kullanışsız. freud çıksa mezarından, senin gibi bilinçaltının ben geçmişini sikiyim der gider.
sadece onu görüyorum ama yaptığımız hiçbir şey yok ne ses ne bir haraket anlamsız bir şekilde sabah uyandığımda da kendi kendime saçma oğlum olmaz öyle şey diyorum her sabah her gece usandım artık.
Hayatımın son saniyeleriydi. Soğuk renksiz bir oda içerisindeki eski yatağımın üstünde garip bir heyecan içindeydim. Kıvırcık saçlı bir kişi odaya girdi. Nasıl olduğumu sordu. Hadi dedim. Elindeki bardaktaki sıvının yarısını içmrmi söyledi. Ben tamamını içtim. Sonra elimi tuttu. Yavaş yavaş uykuya dalıyordum. Kalp atışlarımın yavaşlamaya başladığını hissettim. Gözlerim ağır ağır kapanırken. Son kalp atışımı hissettim. Huzur ve garip bir korku duygusuyla uykumdan uyandım. Fakat ohh be demedim. Keşke dedim..