hicbir derdim olmadigi halde (cok sukur) depresif takilmam. Kendime uyuz olmam. Beni seven insanlara karsi acimasizlasmam. sevdigim birine sirf ego kasmasin diye onemsizmis gibi davranmam.
Biraz takıntılı biriyim. Birine takılınca uzun zaman kurtaramıyorum kendimi. En zoru hiç yüz bulamamak. Kendimden nefret ettirene kadar zorlamamalıyım belki de.
- kendimle konuşmam.
- üzerimdeki eşyayı saatlerce etrafta aramam.
- bazen tek başımayken kendi kendime gülmem.
- sevdiğim kişiyi saatlerce delice düşünmem. ( şu anda da acaba ne yapıyor diye düşünüyorum )
- risk almaktan zevk almam.
- parklarda gördüğüm insanlarla gereksizce ve amaçsızca samimi sohbetlere dalmam.
Yürüyen merdivenlerde kenarlara; otobüste, metroda direklere diğer insanlar dokunmaya çekinir tutunmazlar. Ama ben vatoz balığının cama yapıştığı gibi yapışırım. Arkadaşlarım ayırmaya çalışsa da bırakmam. Bu da benim garip davranışımdır.
bir yere giderken "ne zaman gelirsin?" veya özellikle "kaç dakikaya gelirsin?" sorusuna 5-10 dakika veya yarım saate gibi yuvarlak hesap bir zaman dilimi değil de küsuratlı zaman söylemek. "kanka 7 dakikaya ordayım." go go go!
Bankadan 1 kuruş çekmektir. Mesela geçen gün 60 lira çekecektim,onun yerine 60 lira 4 kuruş çektim. Elime 4 adet 1 kuruş geçmiş oldu. Sebebini sormayın,ben de bilmiyorum.
Mutfakta her şeyi bildiğimi sanırken havluyla fırından kek çıkarmaya çalıştım akşam. Parmağım yandı. Telefonda anneme söyledim ," havlu ıslak mıydı ?"diye sordu hemen. O zaman anladım ıslak havlu yüzündenmiş.
Tecrübe çok önemli bir şey şu hayatta.