terliklerimi yatağa bakar şekilde bırakmazsam uyuyamam.
biriyle beraber uyuyorsam nefes alış ritmini degistirmesi bile beni uyandırır.
güneşli havalar beni mutlu etmez yağmur ya da kar yoksa disari cikasim gelmez.
eşyalarımı hep aynı sekilde ayni yere birakirim, yoksa dunyanin sona erecegini fln saniyorum galiba cunku buna gereksiz derecede takilirim.
okudugum kitaba sarilarak uyumayi severim. duygusal bag kurdugum kitaplarima kimsenin dokunmasini istemem. dokunan olursa ve ben de bi sey diyemezsem bildiginiz gozum atar kaslarim tutulur.
hayvanlar ve bitkilerle konusmak cok normal bi sey benim icin ama esyalarla da bi muhabbetim vardir. o biraz yorucu. kirmizi tukenmez kalem alacaksam mesela her seyiyle birbirinin ayni kirmizi tukenmez kalemler arasindan birini secip almamam bu sebepten dakikalar surer.
Yürüdüğüm yol üzerinde çizgiler varsa benim durum nanay. Basmamak için yırtınıp son derece dengesiz olduğumdan basar kendi kendime tribe girerim. Evet ben bir Türk kızıyım kendime bile dakikada 20 tane trip atabilirim. Ayıkolunyeaaah.
tüm yaralarını, sivilcelerini vs. kaşımadan/kopartmadan duramamak bunu yapmayan insanların ruhsuz olduğunu düşünmek (lan bir insan nasıl bu kadar engeller kendisini ya niye yani kaşı abi kaşı kopar yaranı nasıl bir tutkusuzluk bu)
sıcak havayı pek sevmemek, soğuk daha güzel ki bazen soğuktan üşümekten kemiklerim birbirine geçsin de gidip çorba içeyim istiyorum.
çorbanın verdiği garip huzur mesela bir yemek neden huzur verir ki?
kışları kalın yorganın altında olmanın verdiği güven hissini de seviyorum mesela bir yorgan manevi anlamda ne konuda güven verebilir ki?
Mütemadiyen gecikmek, kimseyi bekletmeyi sevmem bekletmem de ama okul/iş/sınav istisnasız geç kalırım.
artık çok dinlemesem de metal sevmek.
ha birde hayaller kurmak artık bu da enteresan bir huy bence.
Yatakta yatarken bir anda sıkılıp kalkmaya karar veriyorum ve on saniye kadar sonra kendimi halıda yuvarlanırken buluyorum.
Gitar çalacağım zaman, şarkıya ve akorlara bakarken dudaklarımı gitarıma değdiririm. Değişik bir duygu veriyor.
Üzüldüğümde saçlarımı keserim. Daha sonra saçlarım kısaldığı için daha çok üzülürüm.
insanların ses tonu bazen bana, söyledikleri şeylerden daha fazlasını ifade eder.
Mesela ben altımda uzun şeylerle kesinlikle yatamam, çubuk makarnayı ketçapla, o yuvarlak makarnayı bir de bulgur pilavını yoğurtla yerim, annemin babamın bardağıdan bile su içmem. Şu su içme olayını bir çok kişide görmüştüm. Yalnız değilim*
Sırt üstü uyuyamam, her yere erkenden giderim insanları bekletemem,kitapları uzundan kısaya doğru dizerim,çamaşır suyu kokusu almadan temizlik yapamam,yürürken çantayı illa tutarım,yazın camdan gelen araba sesleri ile uyumak acaip güzel gelir. (Hiç normal değiliz)
-sadece çizgili çorap giymek,
-yolda yürürken dokunabildiğim kadar ağaca dokunmak,
-sıvı sabun ile elimi yıkarken o basma şeysine üç defa basmak ama elimi iki defa yıkamak.
bacak sallamak, sallamıyorsam ölmüşümdür.
moralim bozukken deli gibi spor yapıp sonrasında sigara içmek.
uyumadan önce en az on dakika parmağımı ısırarak yürümek.
desenli yollarda çizgiye basmama ihtiyacı.
masada eşyalarım hep yerinde olmalı, kimse dokunmamalı.
sosyal medya ve whatsappta günlük stalk ihtiyacı, ve neredeyse hep whatsappta online olmak.