Önemli bir şeyi teslim ederken en az 3 defa onu kontrol etmek.
Gece lambasını açmak ancak öyle de çok aydınlık olduğu için üstünü başka bir şeyle kapatıp loş ortam yaratmak.
Insanları yürürken konuşurken hep soluma alırım. Bulaşık yikadigimda özellikle bardakları tek bırakmam örneğin 9 bardak mi var üçlü sıra halinde dizerim 10 bardak mi var kalan o bi bardağı gözümün onunden kaldırırim.mutfağa girdiğimde o tezgah mutlaka ve mutlaka toplu olmalı hiç bir şey görünmemeli.telefonu elime aldığım mutlaka bir uygulama da beş dakika harcarim. Bir iş yapacaksam mutlaka tamda başlarım. Diyelim 9.48 de mi uyandım 10 olmadan kalkmam.Ay icim şişti kendimi dovesim geldi ne takintiliymisim be.
biriyle yürürken hep sağ tarafta olmak zorundayım yoksa beraber yürüme kavramını yitiriyorum istemsizce yanımdakinin arkasına geçiyorum. her sabah kahvaltıda 11 tane zeytin yemem lazım yoksa doymayacakmışım hissi geliyor. yazınca daha da garibime gitti hayırlısı.
Bir şeylere niyetlendiğimde özellikle uzun maratonlu çaba isteyen bir hedefse sonuç alana kadar kimseyle paylaşmıyorum.
En ufak çıtlansa o iş bozuluyor, beklentiler devreye giriyor ve insanlar sürekli sorduğu için enerji potansiyeli kinetiğe dönüşmüyor işte.
Defalarca denedim, bendeki sistem böyle.
Ay nazar değer vay kıskanırlar minvalinde bi içgüdü değil asla.
4 ay boyunca her gece into the wild i açıp izlediğim yerde uyumuştum.
Daha öncesinde de 6 ay kadar her gün fight club ı izledim. Psikolog ile konuştum sorun yok izleyebilirsin dedi ben o gün izlemeyi bıraktım amk.
buzdolabının miyavlamasını düşündüğüm için geceleri uyuyamıyorum.
bir haftadır evde gece uyumayınca korkuyordum durumdan, meğerse babam buzdolabı ışığı süresinde yenilemesi varmış alarm gibi kedi sesi koymuş, gece gece bir hafta evde kedi aradım.
gece lavaboya kalkarsam uykum kaçmasın diye ışığı açmam, hatta dubleks evde otururken merdivenlerden düşmüşlüğüm vardı sırf bu yüzden..
eğer öğleden sonra ya da akşam bir yere gideceksem bir işim varsa asla o saate kadar olan süreyi değerlendiremiyorum.zihnimde hep zaten gidicem düşüncesi oluyor günümü pic ediyorum yani.
hangi pozisyonda uyursam uyuyayım, sabah kalktığımda ya sağa ya da sola kıvrılmış bir şekilde elim kolum omzum bedenimin altında uyanıyorum. tabi her yanım ağrı sızı ile...
yardım edebilecek olanlara sonsuz teşekkürü bir borç bilirim.
Eşofman giyememek. Olur da eğer eşofman giyersem (ki muhtemelen mecburen giymişimdir) ve onun paçası ayakkabının altına falan geliyorsa o ve ondan sonraki gece uyuyamıyorum.
Gece uzun bir pijama giyerek uyuyamamak.
Evde birileri olsa bile kapıyı iki defa kilitleyip anahtarı kapının arkasında bırakmak.
Not tuttuğum defterin daima düzgün olması. Pilot kalemle yazdığım yazı düzgün olmadıysa bütün sayfayı yırtıp atmak.
Noktalama ve yazım kurallarına uymayacak şekilde yazı yazan veya mesaj atan insanlarla ilişkimi kes meye çalışmak.
Say say bitmez.
bunu şöyle açıklayayım adriana lima'nın böyle kolye takmış fotoğrafını falan görünce enteresan bir şekilde soğuyorum.
bunu daha anlayamadım. annem bu yaşına kadar ne yüzük ne bileklik hiçbir şey takamamıştır. takmaya yeltendiğinde bile tepki gösterip çıkarttırmışımdır.
mesela yemek yapan bir kadının bileğinde bir şey göreyim böyle gümüşümsü. direk o yemeği yemem.
bundan önceki kız arkadaşıma da aynı şeyleri yaptım. kolye takıyordu çıkarttırdım. bilekliği vardı böyle gümüşlü falan onu da çıkarttırdım.
sırf bu sebepten soğuduğum ve açılmaktan vazgeçtiğim kız sayısı 20'yi bulmuştur.
ve enteresan tarafı artık herkes bu şekilde aksesuar takıyor. nasıl evleneceğim bilemiyorum.