Bir yaz annem babamı ikna etmişti. Evi boş bırakıp sahile gittik. Kamp kurduk. Aylarca o kampın içinde yaşadık. Doğayla içiçe...
Bir akşam dostlarımızın katıldığı bir mangal partisinin akşamında denizden çıkmıştım, yanımda çok sevdiğim bir kitabım ve bir gözü kopmuş hayli eskimiş, üstüne deniz kokusu tamamen sinmiş ve zannederim tuzlu suyun etkisiyle de daha da yıpranmış küçük bir ayıcığım vardı.
Yemekten ve yüzmekten sonra yorgunlukla arkadaşların yanına geçtim. Bir süre sonra bir yere gittiler ben de yalnız kaldım. Gece gece köfte kokusu deniz kokusuyla dans ederken yıldızları seyretmeye başlayım. Üstümde de bir örtü var.
Acaba onlar neydi? Ne kadar uzaktalardı? Daha göremediğim onlar gibi kaç şey vardı? Varlık denen şey ne kadar büyüktü? Bir yandan bu sorular öbür yandan vücudumun işlerliğinden kaynaklı ortaya çıkan mutluluk. Aileyle huzurlu, doğayla iç içe bir hayat...
Çok serseri bir hayatımız vardı. Saati daha yeni yeni öğrendiğim bir dönemde saatleri hiç takmadığımız bir hayat yaşamaya başlamıştık.
işte neymiş? kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız lafı bko bir lafmış insanlar için. saphiens için bir şey diyemem. Çok çok sınırlı şeylerle yaşanan serseri bir hayat gayet de güzel olabiliyormuş.
kronik bir hastalıktan dolayı hastanede yatarken ölmeyeceğimi anladığım an en mutlu olduğum andı. çünkü 80-450 arasında olması gereken bir madde bende 2.8 çıkmıştı ve bir kaç hastanede testler yapıldı sonuç ayı idi. fakat 30 un altına düştüğünde beyin kanamasından ölmem gerekirken ben hayattaydım.
''..güzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydin. Eden'de, Tanrı'nın bahçesindeydin. Giysilerin hep güzel taşlarla – yakut, zümrüt, aytaşı, beril, onix, safir, turkuazla - ve altın işlemelerle süslüydü. Bunlar sana sen yaratıldığın gün verildi. Seni kudretinle ve gücünle bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına gidebiliyor ve ateş tarlalarında yürüyebiliyordun. Yaptıklarından tamamen muaf tutulurdun ta ki için kötülükle dolana dek. Bu varlık içinde bile daha büyük şiddet yarattın ve günahkar oldun. Seni tanrının dağından men ettim ve seni bekçilik ettiğin ateş tarlalarından sürgün ettim. Güzelliğin yüzünden için kibirle doldu ve bilgeliğini kendi ünün için harcadın. Seni içine hapsettiğim ateşle beraber dünyaya attım. Seni takip edenlerle beraber sonunuz ateşler içinde küle dönecek. Çok feci bir sona geldin.''
--spoiler--
işte kovulana kadar ki süre de o güzelliklerin hepsi benimdi.