Bir rüyamda eve gelip tüm odaları gezmiştim ve kimseyi bulamamıştım. Sonra yatağın altına baktığımda tüm ailemi parçalanmış görmüştüm. Rüyadan sonra birkaç aya da babam gitti zaten. Bu yüzden nefret ederim rüya görmekten, çoğunlukla çıkar çünkü.
rüyamla dalga geçilmiş. tamam güldüm ben olsam ben de dalga geçerim vallahi.
ama detaylari daha da tuhaf. bi kız daha vardi ama o ne alaka anlamadim yuzleri tam yok boyle. beni se yapanın arkasi donuktu.zevk bile aldım hatta. sapık miyim lan ben?
tabirlere baktim hiç kadinin erkegi se yaptigi bi rüya yok.
meşhur fenerbahçe-chelsea maçından önce görülen alakasız rüyadır.
bilen bilir ki beşiktaş'lıyım ve bu maçla zerre ilgilenmiyordum. ama bir gece önce rüyamda o zaman chelsea'da oynayan joe cole ve ashley cole ile birlikte denizde yüzüyorduk. joe cole ve ben mavi bir leğene sandal gibi binmişiz. nasıl leğense artık.
ashley cole ise leğenden tutunarak denizin içinde bize tatlı tatlı bakıyordu. hiçbir şey konuşmadık valla. aramızda bir şey de olmadı. iyi ki de olmadı.
Hocam, 300 spartalı ordusunun komutanı olacaksın diye bağırıyordu. mızrak kalkan ne varsa yüklenmiş ordunun başına geçmiştim. Bir gün sonra da bu hocanın sınavına girecektim. Sınav anı hoca tüm soruların cevaplandığını görüp, sınavın bitti herhalde diye fısıldamıştı. Üç buçuk atan bu bünye sınavdan en yüksek notu alaraktan geçti.
bisiklet ile izmir varyanttan yokuş aşağı bir süre gidip daha sonra uçuşa geçmiştim, kuş uçuşu 100 metre uçtuktan sonra konak ykm'nin üzerinden geçtim. rüyayı yıllar önce küçükken gördüğüm için o zamanlar konak metro yoktu. uçuşa devam ettim hatta bi ara uyandım tekrar gözlerimi kapatıp uykuya dalıp rüyaya devam ettim konak vapur iskelesinin üstüne kadar geldiğimi hatırlıyorum.
ilkokul arkadaşlarımla beraber el ele tutuşmuş, şarkı söyleyerek yürüyoruz sokakta. sonra ben gruptan ayrılıp bir apartmana giriyorum. apartmanda beni tuhaf kılıklı bir kadın karşılıyor ve beni evine davet ediyor. evine giriyoruz, içerisi mistik bir yere benziyor. etrafımız iksir şişeleri, tuhaf yazıların yer aldığı kağıtlar ve nedense çubuk krakerlerle dolu.
neyse, kadın beni odaya davet ediyor, giriyoruz içeri. ben ayaktayım, o ise karşımdaki yatağa oturuyor. ardından "bir dakika" deyip arkasına dönüyor, yeniden bana baktığında ise yüzünün değişmiş olduğunu görüyorum. meğersem bu cadıymış. bana bir elma uzatıyor, ben de elmayı kaptığım gibi ısırıyorum.
neyse, sonra bir anda tekrar arkadaş grubunun arasında buluyorum kendimi. ama bu sefer en önümüzde cadı eşlik ediyor bize. "o cadı, ona güvenmeyin." diyorum, ama herkes gülüyor. sonra cadı sinirle bana dönüyor, o da ne? bu kadın, dayımın kaynanası, yengemin annesi yani. tuhaf olan şu, ben o kadını hayatımda yalnızca bir kere gördüm.
sevgilimle evleniyorduk annemle babam macaristandan bana gri bir gelinlik getiriyordu saçlarıma da görümcelerm fön çekmişler beni öylece götürüyorlar ben kuaföre gitmek istiyorum güzellik salonu yazan bi yer var giriyorum kapıyı çalıyorum takkeli bi adam açıyo buyur ey kardeş diyor ben de kuaför değil mi diyorum hayır ey kardeş diyor içeri bir bakıyorum cemaat toplanmış vaaz dinliyolar. kaçıyorum oradan güle güle kardeş diyor arkamdan başka bir salon buluyorum beni bi odaya alıyolar bi bakıyorum odada saçları boyanmış oturan cemaatçi adamlar. sonra beni birileri alıyor yasak bölgeye girdin diye bir mescite giriyoruz ve bi din adamı kucağıma bir ölü koyuyor adam dua etmeye başlıyor ölü çıldırıyor kucağımda ben de korkudan altıma işiycem, sonra ölü bana takıyor kafayı ruhu peşime düşüyor ve bayılıyorum korkudan rüyamda, sevgilim arıyor uyandırıyor ve ulan senin hani bi tane kız kardeşin vardı diyorum. velhasıl gerçekten uyandığımda bilinçaltımın altı olduğunu anladım.
rüyamda hoşlandığım kızla çölde yürüyorum,hava soğuk diyerek ona sarılıyorum,biraz sarıldıktan sonra kafamı kaldırıp baktığımda sarıldığımın dexter morgan olduğunu fark ediyorum. orada sıçızlıyorum ve kan ter içinde uyanıyorum.