bursa, çekirge doğduğum yer,nerde o eski bursa demeden de geçmek istemiyorum.uludağ yolundan bir bakarsanız anlarsınız,acı tatlı birçok anımızın üstüne çökmüş betonlar bursanın sahibi oldular.
istanbul'dan sıkılıp inziva tadında yaşanacak birkaç yıl için geldiğim, zamanla alışkanlık yapan,şimdi de bana "otur oturduğun yerde, rahat mı batıyor,neyini eksik ettim." deyip hükmeden şehir.
2001in eylülünde geldiğim, gitmek için sarfetmem gereken tek çabanın ders çalışmak olması yüzünden bi türlü kaçıp gidemediğim, hiç sevmediğim, sevmeyeceğim, 6parmak-heykelden ibaret şehir merkeziyle akşam 9da tüm tükanların kapandığı büyükşehir ünvanını nasıl aldığı bilinmeyen şehir*
2002 'de talihsiz bir sınavla düştüğüm, hayatımın 4 yılını geçirdiğim ve hala 3 yıl kalmak zorunda olduğum şehir.. kışın uladağ, baharda üniversitenin çimleri, şiddetle tavsiye ettiğim yerleridir. Yazları bilmem uzaktayım *
hayatımda en çok çektiren sevgilimin ve beni en fazla peşinden koşturan kızın bursa da ikamet ediyor olmasından mütevellit bağım kalmamıştır.ayrıca şehir merkezi ile terminalin arasının yarım saat kadar sürmesi de ayrı bir bağ koparma sebebidir.***