Babaannemi ziyarete gidip oradan da arkadaşların yanına geçecektim, babaannemin arkadaşlarına denk geldim. şu an oooo aynı annesine benziyor bu çocuk muhabbetini dinliyor ve yarım gülüşle cevaplar veriyorum. insan kalkıp gidemiyor da çok fazla iltifat ediyorlar.
iyileşirsem beşiktaş'ımın maçını izlemeye stada gidecektim ama aldığım ilaçlar yetmedi. şimdi işten erken çıkıp eve gidip dinlensem mi yoksa gocu ile kurtuluş'ta bir şeyler mi içsem kararsız kaldım...
her yer mıçmıç tiplerle dolu olacak, her masa dolu, her yer çift, yılbaşında eğlenmeye çıkanların istilası tadında, kardeşim bugün yalnızlar nerağa gidecek evde mi oturaçeğız akşam?
akşam her yer dolu olacak ve yalnızları hiçbir meyhaneye almayacaklar diye anksiyetem azdı, mutsuzum.
Ailemle güzel bir kahvaltı yapıp, Bebekli kilise'ye gidip kapıdaki suratsız arap bacıyı görmek fena olmazdı. Uyanamam o kadar erken. Tek başıma gündüz rakısına gideceğim, sakal tıraşı da olmayacağım uğraşamam.
Arkadaşlarımın hepsinin işi var, yapayalnız olacağım yine. Olsun. Konuşacak birileri bulurum ben, mekanlarda kırığım çoktur.
Kuşkusuz yoktur ama sabah bari biraz uyuyayım diyordum. Hala ilginç bir yerde misafirlikteyim. Herkes uyuyor, ben saatlerdir oturuyorum. Planım birazdan kalkıp eve gitmek, duş alıp bir şeyler yemek ve en azından 1 saat olsun uyuyabilmek. Hemen Her günü hiç uyumadan yaşamaktan kafam mengenede gibi hissediyorum. Çizgi film karakteri gibi 24 saat takımlayım çünkü uyumak için üstümü çıkarmak gibi bir şey yapamıyorum. Gerçi uyusam da rüyada da başka bir hayat var, uyanınca da yoruluyorum. Keşke beynimi kapatabilsem. Neyse en azından fırındaki güzel kızı görüp yine onlarda olmayan bir şeyi satıp satmadıklarını sorayım. Annesi çok suratı asık. Galiba benim nasıl bir şerefsiz olduğumu anladı.